Hayatımın son on yılında önüme çıkan 'Çankırı' dosyamda beni ziyadesiyle mutlu eden olayların sayısı iki elin parmakları kadar ya vardır ya da yoktur...

Geride bıraktığımız haftanın son günü 'postacı' kapıyı bir kez daha çalınca 'Aha yine hangi kötü haberi getiriyor bu güzel adam' demekten kendimi alamamıştım...

Merdiven başında elimde kalem beni gören o işini yapan adam 'Takipsizlik var' deyince (!) 'çok şükür'ü dilimle telafuz ederek kalemimle işaret edilen yeri karalayarak belgeyi almıştım...

x x x

'Aleyhimde kasıtlı olarak haberler yapıyor'...

'Rakibim onu maaşa bağladı o yüzden benimle ilgili olumsuz haberler yapıyor.'

'Haberlere yapılan yorumların birçoğunu kendisi kaleme alıyor'...

Ve hakkımda daha hangi ipe-sapa gelmez iftiralar!

Daha seçilmeden önce başlayan bu tür iftiralar günümüze kadar bıkmadan - usanmadan dile getirildi Çankırı ve de Ankara topraklarında...

Daha doğrusu "Bursalı" ile yattı "Bursalı ve yandaşları" ile kalktı!

Sonuç; "Hüseyin Filiz fena tosladı" başlıklı haberimizde açık ve net olarak ortaya çıktı...

Kaleme aldığım yazıya "doğruuuuuu" başlıklı yorumun sahibi Milletvekili Hüseyin Filiz'in ağabeyi işadamı Kamil Filiz olduğu yapılan savcılık soruşturması sonucu açıkca ortaya konuldu...

Cumhuriyet Savcılığının soruşturması sonrasında ortaya çıkan durum karşısında milletvekili Filiz'in hangi ruh haline büründüğünü gözümün önüne getirdiğimde ortaya hiç de hoş görüntüler çıkmıyor!

İcraatleri 'ağabey Filiz' tarafından dahi tasvip görmeyen bir milletvekili var karşımızda...

Kişisel olarak bu durumun sadece 'ağabey Filiz'le sınırlı kalmadığını çok iyi bilenlerden birisi olarak sayın milletvekilinin düştüğü vahim duruma kişisel olarak belki birçoğunuz hayret edebilir ama 'üzüldüğümü' belirtme ihtiyacı hissediyorum...

Bu cümlelerimde de bir hayli samimiyim...

'Kardeş' milletvekili adayı olacak; 'ağabey' işyerine bir tek afişini asmayacak!

Aradan yaklaşık 2 yıl geçecek ve 'ağabey' senin 'Ben Bursalı'ya beyanat vermem' dediğin haber sitesinde çıkan habere 'doğruuuuuu' diye yorum yapacak!

Ve sen yapılan yorumdan şikayetçi olduğunu belirten dilekçeyi Cumhuriyet Savcılığına vereceksin.

Sonuçta karşına 'ağabey'in çıkacak!

Allah kimseyi bu duruma düşürmesin...

Bana gelince; Çankırı Cumhuriyet Savcılığının yaptığı soruşturma sonrasında ortaya çıkan deliller ve sonuç benim "Bekaret raporu"mdur!

Evet aynen böyle...

Tıpkı 'masum bir kadın'a 'Aslında bakmayın öyle olduğuna! O fahişenin en önde gidenidir! Önüne gelenle yatar kalkar' (!) şeklinde iftira atılan kadınlar vardır Anadolu'nun birçok köyünde, beldesinde, kasabasında... Hatta hatta şehirlerinde...

Benim durumum da aynen böyleydi zat-ı muhterem'in lügatında...

Ancak bu durum düne kadardı...

Bugünden itibaren; Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ortaya konulan bu soruşturma kaydı; Benim masumiyetimi resmederken, Milletvekili Hüseyin Filiz'i farklı bir duruma taşımıştır...

Hangi durum mu?!

"Pompacı vekil" yakıştırmamı dava eden Filiz'in 'gümrükten yeni çıkmış sıfatını' nerelere taşıyacağını kestiremediğimden izin verin de bende kalsın!

...

x x x

Çankırı'da AKP ve MHP arasındaki amansız yarış tüm hızıyla sürüyor. Önüme gelen 'seçim notları'nı kaleme alsam herhalde sekiz metre uzunluğunda bir yazı ile karşılaşırsınız...

Notlar arasında dikkatimi çeken önemli ayrıntıdan daha doğrusu 'yeni seçmen profili'nden söz etmeden geçemeyeceğim!

Özellikle AKP adayı İrfan Dinç'i evlerine, yaşam alanlarına davet eden seçmenlerin önemli bir bölümü "Bizim apartmana ne vereceksin? Bizim sitenin yolunu yapacak mısın?" şeklinde talep ve isteklerde bulununca belediye başkan adayının da 'Hayır yapmayacağım' ya da 'hiçbir şey vermeyeceğim' demesini beklemezsiniz!

Ortaya çıkan bu durum karşısında belediye başkan adayını suçlamak aklımın ucundan dahi geçmez... Ancak koca koca apartmanlarda, o güzelim sitelerde oturan bazı zat-ı muhteremlere iki çift sözüm olacak:

- Hay sizin kalıbınıza... Hay sizin adamlığınıza... Hay sizin Çankırılılığınıza... Hay sizin...

Aysun Kayacı çok haklıymış çooook...

Sağlıcakla kalınız...