"Bu topraklar bizim sevdamız"

"Bu topraklar bizim sevdamız"

Yolumuz Taşyakası'na düştü ve çay içimi Atkaracalar'da soluklandık...

Çankırı turumuza Taşyakası'ndan devam ediyoruz... Çankırı sevdalısı ÇANDEF Başkanı merhum Vahap Yartaş'ın Demirli köyündeki kabrini ziyaret ettikten sonra gelirken veremediğimiz molayı dönüş yolunda Atkaracalar'da 'zorunlu mola'ya dönüştürdük!

Bölgeye gidiş programı yaptığımda 'aşina yüzler' yerine 'bilinmeyen' isimleri konuşturmayı en başa yazmıştım. Gezi öncesi aldığım notlar arasında Atkaracalar'da MHP'den Belediye Başkan adayı olarak açıklanan Fatih Öz de bulunmaktaydı.

İlçeye girdiğimde 'MHP ilçe nerede?' diye sorduğum market çalışanı 'MHP mi? Ben bilmiyorum!' deyince ilk şaşkınlığımı yaşadım... Atkaracalar'da MHP ilçe binasının nerede olduğunu bilmeyen Atkaracalarlı!!!

Galiba o da benim gibi dün gece düşmüş olmalıydı Taşyakası'na... Çevrede yaptığımız taramada MHP'nin bayrağına da afişine de rastlayamamış olmak az da olsa bende bir sıkıntı yarattı.

Ve bu sıkıntı ile ilçe merkezinden uzaklaşırken, karşıdan gelen bir grup genci görünce 'Bunlar MHP ilçe'yi bilirler' düşüncesiyle camı açtım ve 'Gençler MHP ilçe'nin yeri nerede?' diye sordum. İçlerinden en babayiğit (!) görüneni 'İlçe binası hemen şurada. Buyrun götürelim' deyince hedefine ulaşmış dağcı misali 'oh be nihayet' demeden edemedim.

Ancak, karşımdaki gençler grubu hayli değişik karakterlerden oluşuyordu. Onlar da karşılarında yaşını başını almış ve de uzun saçlı (!) bir ihtiyarı görünce şaşırmış olabilirlerdi. İyisi mi söze farklı bir kanaldan girmeliydim:

- Sözcü18'i nasıl bilirsiniz?

Bu soruma verilen yanıt hayli ilginçti: Delikanlı biliriz!

000-atkaracalar-gencler-sozcu-resim-0001.jpg

Arabadan güvenle inebilir, onlarla birlikte rahatlıkla yürüyebilirdim. Ve de öyle yaptım. İbrahim Beye dönerek 'Bir çay molası verebiliriz' dediğimi iyi hatırlıyorum.

Gençlerle birlikte karşılıklı selamlaşmadan sonra 'sıcak çay daveti'ni kabul ederek oturduğumuz masada koyu bir sohbete çoktan dalmıştık...

Masada bulunan X şahsın ne dediği, Y'nin 'nasıl bir Atkaracalar' hayal ettiği, Z'nin neden buralarda yaşamaya mahkum olduğu benim için o kadar önemliydi ki bir an önce sorularıma yanıt bulmalıydım:

- Hocam, ben Ankara'da kaynakçılık yapıyorum. Ama hafta sonu gelsin diye iple çekiyorum. Ankara'da yapamıyorum. Her hafta sonu buralara gelmezsem Ankara'da yaşamam mümkün olmuyor. Sadece ben değil, benim arkadaşlarım da bu topraklara gönülden sevdalı.

- Ben Atkaracalar'da yaşıyorum. Harita mühendisiyim. Burada bir ofis açtım. Bizim işimiz arazide, tarlada, bahçede... İlk zamanları 'Bu gençler ne anlar bağ bahçe ölçmekten?' diye laf ediyorlardı. Büyüklerimiz; teknolojinin geldiği boyutları bilmedikleri için bizleri küçümsüyorlardı. Bugün onlar da anladılar elimizdeki imkanlarla bu işlerin nasıl daha düzenli yapılabileceğini. Lakin yine de hangi konuda olursa olsun biz gençlerin fikirlerine önem vermeyen, bizleri kaale almayan ve de bizleri umursamayan bir kuşak var önümüzde... İnatla set olmaya devam ediyorlar...

- Ben Çankırı'da bir devlet kurumunda çalışıyorum. Arkadaşımın dediği gibi her hafta sonu soluğu buralarda alıyoruz... Seviyoruz bu toprakları...

- Ben Kurşunlu Seramik'te çalışıyorum. Fabrikadaki durum malumunuz. Geçen yıl bu dönemlerde fabrikada bin kişi çalışıyordu bugün 150 kişi ya var ya yok. İşçiyi kapının önüne koymak için doğalgaz faturasını da kasıtlı ödemiyorlar... Güzel hayallerimiz vardı ama bugün için karamsarlığa gömülmüş durumdayız... En kısa zamanda Ankara ya da İstanbul'da kendime uygun iş arayışına girmem kaçınılmaz.

- Bölgeye büyük çapta fabrikalar gelmemeli diye düşünüyorum. Daha küçük, orta ölçekte tesisler getirilmeli. 10-15 kişilik atölyelerin bölge insanına daha fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum. Çeşitli meslek grupları oluşmalı ve 'tek tip' insan modelinden uzak durulmalı. Büyük tesislerin vatandaş üzerinde açtığı olumsuz yaralar uzun süre hafızalardan silinmiyor. Yaşanan hayal kırıklıkları kolay kolay tamir edilemiyor. İlçemize öğrenci yurdu yapıldı. Üniversite gelir diye beklentimiz var. Umarız bu beklentimiz gerçekleşir...

- Gündemde yoğun olarak yerel seçimler var. Başkan aday adaylarının gençlere gelerek 'sizler ne istiyorsunuz?', 'sizin hayalleriniz nedir?' diye bugüne kadar soran olmadı. Yarın da sormayacakları kesin. Bu durum dün de böyleydi, bugün de böyle... Yarın böyle olur mu bilinmez... Ben olmayacağını düşünüyorum. Gelecek nesil daha şanslı olacak galiba...

Masadaki güzel sohbeti sonlandırmak zorundaydım... Az ileri Kurşunlu'daki randevuma dakikalar kalmıştı... Atkaracalar'dan ayrılma vakti gelmişti... Genç arkadaşlarla vedalaşırken 'karşılıklı takip'te mutabık kalıyor ve onları 'sevdaları' ile başbaşa bırakıyordum...

SON SÖZ
Gençlerine değer vermeyen toplumlar, içinde bulundukları sorunlarıyla yaşamaya mahkumdur... (Vedat Beki)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
7 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler