Çankırılı'dan 2 bin tl borç istiyorum!

Olur da bu kadarı olmaz! İyi ki tatilden döndük… Son 48 saattir yaşadığım hareketlilik “madem ki tatilden geri döndün al sana böylesi hareketli bir gündem” dedi ve Pazar günü rahat rahat yaptığım sabah kahvaltısından sonra öğle yemeğini gecenin kaçında yediğimi hatırlamıyorum!

Sözcü18’i küçümseyenler, yaptığımız özel haberleri bir şekilde görmezden gelenler, ya da sergilediğimiz performansı “masa başı gazetecilik” olarak adlandıranlar, öyle sanıyorum ki şehit Korhan Kuruçay ile ilgili yaptığımız habercilik ile “hakkımızı” teslim edecekler…

BABA ÜNAL KURUÇAY KARŞIMDA OTURUYOR!

Yürekleri sızlatan haber ilk kez Pazar günü sata 15.30 dolaylarında Anadolu Ajansından masama düşmüştü… Haberin içeriğine baktığımda 1 teğmenin şehit olduğu bildiriliyor ancak haber metninde isim yeralmıyordu…

“Şırnak’ta çatışma: 1 teğmen şehit” başlığı altında haberi Sözcü18 okurlarıyla buluşturdum. Çok değil aradan 10 dakika geçmedi ki, habere bir yorum geldi: “:(( Maalesef şehidimiz Çankırılı”

“Aman Tanrım” dediğimi çok iyi hatırlıyorum… Ve okuyucu yorumuna “Editör’ün Notu” ilavesiyle daha ayrıntılı bilgi istedim. Bu arada da telefon fihristimden Çankırı Merkez’de birçok haberde bana büyük katkılar sağlayan “dostum”u aradım!

“Şırnak’taki çatışmada şehit olan teğmen Çankırılı imiş. Sana zahmet havayı bir koklasan” şeklindeki cümlemle telefonu kapatarak başta DHA olmak üzere İHA, İHLAS ve kulağı bu konuda “kesik” dostlarımı aramaya koyuldum!

Çankırı’daki dostum her zaman olduğu gibi beni yine yanıltmadı!

Çok değil 6-7 dakika geçmemişti ki telefonumdan “Verdiğin bilgi maalesef doğru! Benim de arkadaşım olan Korhan Kuruçay şehit düşmüş. Baba ocağı Kurşunlu” (!)

Hangi hallere büründüğümü ben bilirim. Ömer Faruk Eryılmaz’ı aradım: Başınız sağolsun. Şırnak’ta çatışmada Kurşunlu’nun evladı Korhan Kuruçay şehit olmuş.

Hatırladığım tek cümle: Vedat doğru mu söylüyorsun? Babası Ünal şu an benden 10 metre  uzaklıkta kahvenin önünde oturuyor.  Bilgi yanlış olmasın?

 “Kaynağım sağlam. Maalesef haber doğru. O zaman ben haberi eksik ve resimsiz vereceğim. Aileye haber ulaştıktan sonra beni ara” yanıtımla telefonumu kapattım…

Bu arada habere ilk yorumu yapan “sürekli okuyucumuz”dan ikinci yorumu almıştım. Kendisi haberin daha geniş ayrıntısı için tarafıma bir link göndermişti…

Linki tıkladığımda Şırnak’ta yaşanan olay tüm ayrıntılarıyla karşımdaydı.

Haber metninde “Korhan Kuruçay” ismini bir yakını okur da aileye haber verir diyerekten “Korhan Uluçay” olarak değiştirdim ve “resimsiz” olarak haberi güncelleyerek yayımladım.

x x x

Bu arada sabah saatlerinde görüştüğüm Vali Vahdettin Özcan’ı bir kez daha aradım ancak koruma çıktı. Telefona bakan arkadaşa elde ettiğim bilgileri ilettim ve Vali Özcan’ın bana dönüş yapmasını rica ederek görüşmeyi sonlandırdım.

Haberle ilgili tüm hazırlıklarımı yaptıktan sonra Kurşunlu’dan gelecek telefonu beklemeye başladım! Telefon gelmiyordu… Öyleyse ben aramalıydım. Aradım. Ömer Faruk Eryılmaz bana tekrar “Daha gelen giden yok! Ben sana dönüş yapacağım” diyordu…

Ve nihayet beklediğim telefon Ömer’den geldi: Başımız sağolsun! Biraz önce geldiler. Sen fotoğrafı yayımlayabilirsin!

Pazar günü saat 15.57’de “Çankırı’ya ateş düştü” başlığı ile verdiğimiz haber metni, Çankırı’da bir haber sitesinde saat 16.31’de, bir diğerinde 17.18’de, bir başkasında 17.49’da yer bulabildi. Hem de Sözcü18 sayfalarında ilk dakikalarında bilerek yapılmış “hata” metni ile birlikte! Hatta bunlardan bir tanesi “Korhan Kuruçay” fotoğrafı yerine daha önce şehit olmuş başka bir teğmenin fotoğrafını  da basmaktan kendisini alamadı!

x x x

Yukarıda ayrıntılarını girdiğim haberden yeni çıkmıştım ki, telefonumdan bana ulaşan bir okuyucumuz “Esentepe’de yıldırım düştü bir öğrenci hayatını kaybetti” diyordu. Haberi ayrıntılarıyla sayfalarımızda okuyucu ile buluştururken, Ankara’lardan (!) hayatını kaybetmiş evladımızın fotoğrafını da sizlere ulaştırıyorduk!

Çalıştığımız masa başında…

Nerede çalışırsanız çalışınız, ister masa başında ister ayakta! Önemli olan okuyucuya karşı olan sorumluluğunuz. Mesleki olarak yerine getirdiğiniz her bir sorumluluk sizleri içinde bulunduğunuz dünyada bir adım öne taşır.

Sözcü18, içinde bulunduğu şartlar, sahip olduğu imkanlarla mukayese edilemeyecek boyutta Çankırı coğrafyasında “habercilik” işlevini yerine getirmenin dün de gururunu yaşadı, bugün de yaşıyor… Yarın da bu gururu yaşayacak.

x x x

Çankırı konuşulur da, Çankırıspor’suz yazı mı olur?!

Malumunuz bizim Sefer Usta, iki takım yemeği olan alacağı için yine avukat kapısında. Avukat da işinin gereği İcra Müdürlüğünde!

Şusuyla busuyla Sefer Usta, 1500 lirasının peşinde!

Kulüp yönetimi de içinde bulunduğu imkansızlıklar nedeniyle bu parayı ödeyememekte!

Buradan bir çağrıda bulunuyorum!

Hem de şimdiye kadar bulunmadığım bir şekilde…

Çankırılı işadamı mı, Çankırılı stk mı bilemem; “Ben Çankırılıyım” diyen bir ya da iki babayiğitten “İKİ BİN TL BORÇ” istiyorum.

Bu parayı da bana vermeyin! Gidin Çankırı İcra Müdürlüğünde alacaklısı Sefer Usta, borçlusu Çankırıspor Külübü olan dosyayı kapatın!

Ben bu parayı nasıl mı öderim?

İşte orası muamma… Ama bunun için de bir önerim var: Bu parayı veren arkadaş, reklama ihtiyacı varsa 6 ay Sözcü18 başlığı üzerinde olmak üzere bu reklamı yayımlarım…

Anlaştık mı?! Bir daha çağrıda bulunuyor ve ÇANKIRILI’dan 2 bin TL BORÇ istiyorum!

Sefer Usta’ya gelince! Telefonla arayarak kendisine de ilettim: Bundan böyle benim hayatımda Sefer Usta yok, Çankırılı’nın da hayatında olmaması yönünde üzerime düşeni yerine getireceğim. Biline.

Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
8 Yorum