Hey Tekstil nereye koşuyor!

Hey Tekstil nereye koşuyor!

Hey Tekstil'de işten atılan işçiler direnişe başladı.

Hey Tekstil Batman, Nevşehir Hacıbektaş, Kastamonu, Çankırı-Çerkeş ve İstanbul Halkalı'daki tesislerinde çalışan yaklaşık 5 bin işçiyi işten çıkardı. İstanbul'da işten çıkarılan 420 işçi fabrikanın önünde direnişe başladı.

Hey Tekstil Anadolu'da yatırım seferberliği adı altına "ekonomik açılım" yaparak bir çok ilde açtığı fabrikaları "kapattığını" söyleyerek binlerce işçiyi kapı dışarı etti. Hey Tekstil ve bu isimde çok sayıda fabrika zincirinin sahibi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş. Bektaş, bugüne kadar "üstün hizmet"lerinden dolayı devletten çok sayıda hizmet ödülü aldı. Bektaş'ın yükselişinin mimarları ise yıllarca emek sömürüsüne maruz kalan ve bugün hiç bir açıklama yapılmadan kapı önüne konulan işçiler...

Özkanoğlu ADOPEN'de Kampanya
Son Gün 29 Şubat

Kışın ortasında Hey Tekstil patronu tarafından kapı önüne konulan 420 işçi fabrika önünde direnişe başladı. 4 aydır maaş alamayan işçiler, şimdi daha mağdur olacaklarını vurguluyor ve haklarını alıncaya kadar direneceklerini belirtiyorlar.

NEDEN ÇIKARILDIKLARINA DAİR AÇIKLAMA YAPILMADI

Aslında 10 yıldır Hey Tekstil'de çalıştığını belirten Yusuf Çiçek, son 3 yıldır maaşlarının düzensiz ödendiğini söyledi. 9 Şubat'ta ücretli izine çıkarıldıklarını iş başı yaptıkları 13 Şubat'ta ise geri döndüklerinde muhasebe müdürü ve güvenlikler tarafından fabrikaya alınmadıklarını kaydeden Çiçek, neden çıkarıldıklarına dair hiç bir açıklama yapılmadığını söyledi. 3 aylık maaş ve tazminat hakkının içeride olduğunu vurgulayan Çiçek, "bunları almadan direnişimizi bırakmayacağız" dedi.

'İŞÇİLERİN SIRTINDAN ATÖLYEYİ FABRİKAYA ÇEVİRDİ'

Ömer Sakallıoğlu, Hey Tekstil'in 420 işçiyi değil yaklaşık 5 bin işçiyi mağdur ettiğine dikkat çekti. Geçen yıl Eylül ayında kendi isteğiyle işten çıktığını, o günden beri ödenecek denilen 3 aylık maaşını ve tazminat hakkını alamadığını vurgulayan Sakallıoğlu, bunun üzerine işten çıkarılan arkadaşlarının direnişine destek olduğunu söyledi.

"Onlar, çocuklarına Çırağan Sarayı'nda düğün yapıyorlar, 3-4 bin liraya kahvaltı yapıyorlar. Ama bizim üç kuruşumuza gelince ödemiyorlar. Bu ne demek ya?" diyen Sakallıoğlu, patronlara şöyle seslendi; "Siz bu işçilerin sırtından küçücük atölyeyi fabrikalar zincirine çevirmişsiniz, malınıza mal katmışsınız ondan sonra kirli bir mendil gibi sokağa atıyorsunuz. Buna izin vermeyeceğiz." Gerekirse fabrikanın önüne çadır kuracaklarını, davul zurna ile direnişlerini sürdüreceklerini söyleyen Sakallıoğlu, "asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

MALLARIN KAÇIRILMASINA ENGEL OLUNCA DARP EDİLDİ

İşten çıkarılmaların ardından, "iflas" verilen fabrikanın güvenlik güçleri tarafından arka kapıdan boşatılmak istendiğini söyleyen İpek Yavuz Yılmaz, bu sırada güvenlikçilerin şiddetine maruz kaldığını belirtti. Güvenlikçiler ve yetkililer tarafından yerlerde sürüklendiğini söyleyen Yılmaz, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.

2007 yılından beri Hey Tekstil'de çalıştığını söyleyen Yılmaz, son üç yıldır baskının ve hak gasplarının arttığına dikkat çekti; "Güvenlikleri başımıza dikiyorlardı. Lavaboya gidiyorduk arkamızdan gelip kapıları tekmeliyorlardı, çabuk çıkın diyerek. Bizi eve gönderiyorlardı yerimize gündelik işçileri getirip köle gibi çalıştırıyorlardı" dedi.

3 yıldır bir değişiklik olur umudu ile beklediklerini zaman zaman ise fabrikada oturma eylemi yaparak haklarını almaya çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, önce bizi ücretsiz izine çıkarmak istediler kabul etmedik. Bunun üzerine ücretli izine çıkarmayı kabul ettiler. Geri geldiğimizde ise bizi geri almadılar" dedi.

'DEVLET GÖRMÜYOR AMA BİZ DİRENECEĞİZ'

Yılmaz, "Bütün ülkede işçiler kapı önüne konuldu, devlet çözüm üretmedi. Bırakın görmedi bile. Ama biz hakkımızı alıncaya kadar direneceğiz" diye konuştu.

12 yıldır burada çalışan Ramazan Çiçek, "Bu firmayı atölyeden bu hale getiren biziz" dedi. Özellikle son yıllarda sömürünün arttığına dikkat çeken Çiçek, "Gözlerini dahi kırpmadan 420 kişiyi kapının önüne koydular. Daha işten atılma nedenini dahi bilmiyoruz" dedi.

Çiçek, şöyle devam etti; "12 yıldır buraya emek veriyorum. Bu muameleyi hak etmedik. Hak etmiş olsaydık zaten köşeye çekilirdik. Asla emeğimizi onlara bırakmayacağız. Mutlaka alacağız."

"Bir gün geldik ki fabrikadaki makineler yok" diyen Neslihan Şahin, bir gece yarısı operasyonu ile fabrikadaki malların kaçırıldığını söylüyor. Arkadaşları ile birlikte mücadele etme kararı aldıklarının kaydeden Şahin, "Hukuki mücadelemizi de sürdüreceğiz. Sonuç alır mıyız almaz mıyız bilmiyorum ama birlikse birlik. Bırakmayacağız hakkımızı onlara" dedi.

'ÖDÜLLERİNİ KADINLARIN SÖMÜRÜSÜ ÜZERİNDEN ALDI'

"Patronumuz bir kadın. Yıllardır tekstil sektöründe çalışıyorum ama böyle bir kadın patrona rastlamadım" diyen Semra Polat, patron Aynur Bektaş'ın devlet tarafından verilen "üstün hizmet" ödüllerini özellikle işçi kadınların sömürüsü üzerinden kazandığını söyledi. "Hey Tekstil'de bırakın insan haklarının özlük haklarımız dahi yoktu" diyen Polat, "Sağa baktın, sola baktın diye hakaret ediyorlardı. Gördüğümüz psikolojik baskıdan dolayı bir çok arkadaşımız psikolojik tedavi görüyor" dedi.

Semra Polat, "Bu yaşadıklarımızın acısını çıkarmak, emeğimizin karşılığını almak için buradayız, direneceğiz" dedi.

kaynak: emekdunyasi.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
2 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler