MHPnin Kardeşlik mitingine yoğun ilgi!

MHP'nin "Kardeşlik mitingi"ne yoğun ilgi!

MHP'nin "Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat"

sloganıyla düzenlediği mitinglerin ilki Ankara Tandoğan Meydanında başladı.

Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre sabah saat 08.00 itibarıyla Tandoğan meydanı başta olmak üzere buraya açılan Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Beşevler, Gençlik Caddesi ve Kazım Karabekir Caddesi ulaştırma kavşağı araç trafiğine kapatıldı.

Miting alanı "patlayıcı madde detektör köpekleri" tarafından kontrol edildi. Daha sonra polisler tarafından da "gözle" aranan alan, vatandaşlara açıldı. Vatandaşlar, Degol ve Kazım Karabekir Caddeleri ile Gazi Mustafa Kemal Bulvarında oluşturulan arama noktalarında arandıktan sonra alana alındı.

Miting nedeniyle başta Çevik Kuvvet olmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı 2 bin 500 polisin, alan ve çevre güvenliğini sağlamak için görev yaptığı belirtildi.

BAHÇELİ'NİN KONUŞMASI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin bugün çok ağır ve önemli tehdit ve tehlikelerle karşı bulunduğunu" ileri sürerek, "Türkiye'nin önündeki bu sorunun adı bölücülük ve terördür" dedi.

MHP'nin, "Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat" sloganıyla gerçekleştirdiği miting için erken saatlerden itibaren üst aramaları yapıldıktan sonra Tandoğan Meydanına alınan vatandaşlar, Bahçeli konuşmasına başlayıncaya kadar sık sık "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" ve "Ne mutlu Türküm diyene" sloganları attı.

"Nefes Nefese Anadolu" grubunun konser verdiği mitingde, sergilenen tiyatral gösterinin ardından Atatürk'ün sesinden Nutuk'tan bir bölüm dinletildi. 10. Yıl Marşının söylendiği, halk oyunları ve sema gösterilerinin yapıldığı mitingde, şehitler için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Daha sonra "Devletin başına Devlet gelecek" sloganları eşliğinde platforma çıkan Bahçeli, "kardeşlikle geçen bin yılın kaynaştırdığı büyük Türk milletinin bir kez daha tarih yazmak için ve kardeşliğe sahip çıkmak için Tandoğan Meydanında toplandığını" söyledi.

"Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat" sloganıyla yapacakları toplantının ilkinde Ankaralılar ile buluşmaktan "bahtiyar" olduğunu dile getiren Bahçeli, Türkiye üzerinden oynanmak istenen oyunlara rağmen şehit ve gazilere sahip çıkmak, "yıkılmadım ayaktayım" demek için Ankara'da toplanan vatandaşlara teşekkür etti.

Ankara'nın ilçelerini tek tek sayan Bahçeli, tıpkı milli mücadele yıllarında olduğu gibi inanç ve gururla Ankara'yı başkent yapan ruhu burada gösterdiklerini ifade etti.

Şerefli Türk bayrağı altında toplananları ortak geleceklerini kucaklamak, milli değerler altında kenetlenmek, milli birliği ve devleti korumak için bir araya geldiğini söyleyen Bahçeli, şehitlerin ruhlarının, şehit analarının ve yetimlerinin gözyaşlarının burada olduğunu kaydetti.

"SOSYAL DOKU AĞIR YARA ALMIŞTIR”
"Bin yılın kaynaştırdığı Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar boşa çıkmıştır" diyen Bahçeli, toplanan kalabalığın da bunun ifadesi olduğunu, Tandoğan'dan yükselen sesin, Türkiye'nin kurtuluş umudu olduğunu ve biçilen kefenleri parçalayacağına yürekten inandığını söyledi.

Konuşmasında AK Parti hükümetini de eleştiren Bahçeli, “son 7 yılda Türkiye'nin AK Parti iktidarı ile can çekiştiğini” öne sürdü.

“AK Parti'nin ülkeyi, siyasi ahlak ve vicdani ölçü taşımayan, riya ve istismardan başka sermayesi kalmayan, başarısız, kötü niyetli ve şaibeli bir zihniyet ile yönettiğini” savunan Bahçeli, son 7 yılın Türkiye için karanlık bir dönem olduğunu ileri sürdü.

“Yıkım ve tahribat afet boyutlarına ulaşmıştır. Sosyal doku ağır yara almıştır” diyen Bahçeli, kamplaşma ve kutuplaşmanın derinleştiğini, devlet kurumlarının kuşatıldığını, siyasi kurumların kirlendiğini söyledi.

Türk milletinin bu süre içinde daha yoksun, çaresiz ve umutsuz olduğunu savunan Bahçeli, Türkiye'nin dış politikasını da eleştirdi. Hükümetin ''ver kurtul ve teslimiyetçi bir zihniyet ile dış politikayı yürüttüğünü'' savunan Bahçeli, şunları kaydetti:

“Türkiye Kıbrıs'ta Rumların, Irak'ta Barzani'nin, Kafkaslar'da Ermenilerin peşinden koşan bir ülke olmuştur. Kıbrıs Türkleri kaderlerine terk edilmiştir. Irak Türkmenleri ve Kerkük'e sırt çevrilmiş, Azerbaycanlı kardeşlerimiz küstürülmüştür. Balkanlardaki kardeşlerimiz ve Batı Trakya'daki soydaşlarımız unutulmuştur. Ancak bugün ülkemiz bunlardan çok daha ağır ve önemli tehdit ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Türkiye'nin önündeki bu sorunun adı bölücülük ve terördür. Vatan evlatlarının şehadetleri sürmektedir, anaların ağıtları yürekleri dağlamaktadır.''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “demokratik açılım"ın bir "yıkım projesi" olduğunu ileri sürerek, "Erdoğan'a sesleniyorum; Başbakan isen gereğini yap ve 'açılım' denen yıkımdan vazgeç" dedi.

Bahçeli, partisi tarafından Tandoğan Meydanında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, şehit olan ve İstanbul'da molotoflu saldırıda hayatını kaybeden gençlerden dolayı üzgün olduğunu ifade etti. Bahçeli, yaşananların ardından vatandaşların, ''değerlerini kaybetmiş bir yönetime milli duruş gösterdiğini, dünyaya milletin gücünü ve kararını ilan ettiğini, milli bir heyecanı ve ihanete karşı duruşu vatan sathına dalga dalga yaydığını'' söyledi.

“Haykırışlarınız milletimize güven verdi. Duruşunuz yüreklerimize su serpti. 'Meydan boş değil, biz de varız' dediniz. Tahammül sınırına dayandığınızı gösterdiniz. Sesinizi tüm dünya işitti. Haykırışlarınız Avrupa'ya ulaştı, Okyanus ötesini aştı. Irak'ta yankılandı. Hasım yüreklere kaygı düşürdünüz. Dosta güven verdiniz, düşmana korku saldınız'' diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

“(Şehidim hakkını helal et) diye bağırdınız. 'Türkiye seninle gurur duyuyor' diye haykırdınız ve siz 'şehitler ölmez' diye bağırdıkça birileri huzursuz oldu. Siz 'vatan bölünmez' diye haykırdıkça birileri rahatsızlık duydu. Bu tavrınızla, 'Türkiyelilik' zırvasına 'dur' dediniz. Askeri 'yan gelip yatmakla' itham eden zihniyete 'dur' dediniz. Şehide 'kelle', katile 'sayın' diyen çürümüş anlayışa dur dediniz ve açılım denen yıkımın taşeronlarını rahatsız ettiniz. Huzursuz ettiniz. Umutlarını boşa çıkardınız.

Dikkat ediniz, uyanık olunuz, 'şehadet' deyince, 'gazilik' deyince, al bayrağı görünce, İstiklal Marşını duyunca gözleri hasretle yaşarmayan, göğüsleri gururla kabarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayan, vicdanları titremeyen ile paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Sizleri buradan uyarıyorum; onlara dikkat ediniz. Onlardan uzak durunuz. Onlar asla ve asla bizden değildir. Bizimle değildir.

Açılımın sahipleri, yıkımın iş birlikçileri, ihanet erbapları duysun ve irkilsin. Öyle bir inançla haykıralım ki, Washington, Erbil, Erivan, Kandil, İmralı ve Söğütözü titresin.”

“AÇILIM DENEN YIKIMDAN VAZGEÇ”
Konuşmasında “demokratik açılım” çalışmalarını eleştiren Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek söz konusu projeyi sonlandırmasını istedi. Bahçeli, şöyle konuştu:

“Buradan Erdoğan'a sesleniyorum, Başbakan isen yürütmenin başısın. Ülkenin güvenlik ve esenliğinden sorumlu sensin. Tüyü bitmemiş yetimin hakkından sorumlu sensin. İncinen canın, dökülen kanın, kırılan gururun sorumlusu sensin. Kefil olman gereken kanlı teröristler değildir. Senin şehadetlere de kefaletin var. Senin mazlumlara da mesuliyetin var. Kaçma, terörle mücadele senin görevin. Çekinme, vatanın birliği senin görevin.

Başbakan isen gereğini yap ve açılım denen yıkımdan vazgeç. Yedi yılda milli değerlerimizi fazlasıyla tahrip ettin. 'Türkiyelilik' zırvasıyla hain gönülleri hoş tuttun, cesaret verdin. Eşkıyayı masaya davet ettin. İmralı ile iş birliği yaptın. Aşiret reislerini kucakladın. Teröristi Habur'da törenle karşıladın. Kimliğimizi sorguladın, birliğimizi kurcaladın. Bizi otuz altıya bölmeye çabaladın. Kimlikleri kaşıdın ve yeterince kanattın. PKK'nın yapamadığını sen yaptın. Kardeşliğimizi derinden sarstın. Kanlı terörü hoş gördün, 'masum talepler' dedin. Ve bizi utanmadan, sıkılmadan 'kanla beslenmekle' suçladın.

Sayın Başbakan, olayların ve gidişatın sahibi de sorumlusu da sensin. Şimdi ise oturduğun yerden seyrediyorsun. Bölücüyü ezmek için ayak sürüyorsun. Hangi hesabın peşindesin? Kimi incitmekten korkuyorsun? Verilmiş bir sözün mü var? Kimden kaçıyorsun? Millet terörü ezmek istiyor. Millet bayrağı yükseltmek istiyor. Bu mesajı doğru oku.”

Partisinin yaptığı uyarıların, tek tek gerçekleştiğini ifade eden Bahçeli, “Bıçak kemiğe dayanmıştır. Sabır, taşma noktasına gelmiştir, tahammül sınırı aşılmıştır” görüşünü dile getirdi.

Devlet Bahçeli, “Buradan Türk milleti için hasmane duygular besleyenlere sesleniyorum, buradan Türk'e kefen biçmeye hazırlananları bir kez daha uyarıyorum, Türk milleti, yalnızca bugün işbaşındaki kokuşmuş zihniyetten ibaret değildir. Bu zihniyetin dümen suyuna girenlerin gösterdiği zafiyet sizleri iştahlandırmasın. Sakın aldanmayın. Yanlış hesap yapmayın. Bu hatanın bedelini Çanakkale'de ödediniz. Bu yanlışın bedelini Kocatepe'de ödediniz. İş birlikçilerinize bakarak, milletimizi çaresiz sanmayın” diye konuştu.

“TÜRK MİLLETİNİ, ÖLÜMCÜL BİR SONA DOĞRU SÜRÜKLEMEKTE”
Türkiye'nin ateş çemberinden geçmekte olduğunu anlatan Bahçeli, “AKP'nin verdiği her taviz, attığı her yanlış adım, her teslimiyet, bölücülüğün kazandığı yeni bir mevzi olmuştur. 'Analar ağlamasın' dedikçe, aziz şehitlerimiz bayraklara sarılmış halde evlerine geri dönmektedir. 'Açılım' dedikçe, bölücüler azmaktadır, 'fırsat' dedikçe İmralı canisi ile Başbakan el ele vermektedir. AKP zihniyeti; taşeronluğunu yaptığı ihanet projeleriyle birlikte, Türk milletini tarih önünde ölümcül bir sona doğru sürüklemektedir'' iddiasında bulundu. Bahçeli, şöyle devam etti:

“Ağır bedeller ödenerek oluşmuş Türk milleti, birbirinden kopmuş kabileler haline getirilmek istenmektedir. Bu iş birlikçi yönetimin elinde, bedeli kanla ödenerek kazanılmış bin yıllık varlığımız, bin yıl boyunca sevgi ile yoğurduğumuz kardeşliğimiz, birlikte yaşanan bin yılın eseri olan milli kimliğimiz, bin yılda oluşan dayanışmanın temeli huzurumuz tehdit altındadır.

AKP zihniyeti, sınır ötesinde korkaktır. Sınır berisinde ise aciz ve çaresizdir. Milletimiz ateşle imtihan edilmektedir. Sabrımız tahriklerle sınanmak istenmektedir. Bu vahim durumun sorumlusu, AKP hükümetidir. Başbakan Erdoğan'dır ve etrafındaki iş birlikçi lobileridir.

Siz bunları artık iyi tanıyorsunuz. Bunlar bazen, kalemi kiralanmış sözde yazarlardır. Bazen, üniversite zeminini kullanmaya çalışan fırsatçı mihraklardır. Bazen, siparişle sonuç çıkartan araştırma şirketleridir. Bazen, güdümlü rapor üreten sözde düşünce kuruluşlarıdır. Bazen, ecdadımıza hakaret eden kadrolu sahte aydınlardır. Bazen, menfaat bağı ile göbeklerinden bağlanmış medya kanallarıdır. Bazen, bunlar sözde sivil toplum işbirlikçileridir. Bazen, devletin resmi medya kurumunu işgal etmiş kokuşmuş zihniyet temsilcileridir. Ekranlarda, manşetlerde, sütunlarda, kürsülerde boy gösteren bu şer cephesinin ortak paydasını; milli ve üniter yapımızdan duydukları rahatsızlık, Türk tarihini karalamak için kolladıkları fırsatlar, terörle elde edilememiş sonuçların siyasetle sağlanması, milli kimliği parçalamak için yürütülen kampanyalar oluşturmaktadır.”

Konuşmasında Türkiye'nin ve Türk milletinin etrafındaki çemberin daraldığını ve "ağır bir kuşatma"nın her alanda etkisini göstermeye başladığını savunan Bahçeli, "Buhranın mimarı Başbakan Erdoğan'a göre, terörü İmralı'dan yönetmek, peşmerge ile kucaklaşmak, isyanları kutsamak, PKK'yı aklamak, bayrağı çiğnemek, polisi taşlamak, araçları, evleri, dükkanları yakmak ve Mehmetçiğe şehit etmek demokratik bir haktır'' dedi.

Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi:

''Bununla birlikte al bayrağı yerden kaldıran coşkunun adı tahrik, 'terörü bitir' demek, teröristin teslim alınmasını istemek; kanla beslenmek, şehit cenaze törenleri ve şahadete sahip çıkmak ise kışkırtmadır. Bu durum, Milliyetçi Hareket için kabul edilemeyecek bir hezeyandır. Bu durum, canlarıyla vatanı kurtaran kahramanlara karşı bir ihanettir. Biz, buna asla müsaade edemeyiz.

Ve elbette ki bozulan kardeşliğin bir bedeli de olacaktır. Bunun bedelini Başbakan Erdoğan ve kadroları mutlaka ödeyecektir. Milliyetçi Hareketin nefesi enselerinde, iki eli bu şebekelerin yakasında olacaktır. Hesap sorma zamanı gelmektedir. Hesabı sizler soracaksınız. Başına çuval geçirilen askerlerimizin, yıllardır Kandil'e neden gidilmediğinin, peşkeş çekilen devlet imkanlarının, birliğimize yönelik tahriklerin, teröristlere tören düzenleyenlerin hesabı sizler soracaksınız.

AKP diyor ki; 'Siz bir millet değilsiniz, bin yıllık kaynaşma ve kardeşlik sona erdi, şimdi otuz altı parçaya ayrılın. Eğitiminizi, yönetiminizi, ocaklarınızı, camilerinizi, okullarınızı, mezarlarınızı, illerinizi, köylerinizi ayırın, gönüllerde, yüreklerde heyecanda, hayallerde, umutlarda ve düşlerde bölünün. Ayrışın, yabancılaşın, çözülün, ufalanın çatışın, parçalanın ve dağılın diyorlar'. Bunu kabul etmemiz, boyun eğmemiz mümkün değildir.''

“BÖLÜCÜYÜ DAĞDA, OVADA ARAMAYA GEREK YOKTUR”
Konuşmasında sık sık hükümeti eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:

“Kardeşlerimizi incitmeye hakkınız yoktur. Ayrılmanın malzemesi yapmaya hakkınız yoktur. Siyasetinizin hedefi haline getirmeye hiç hakkınız yoktur. Bunun adı ve tanımı bölücülüktür. Bölücüyü dağda ve ovada aramaya gerek yoktur. Bölücü hükümettedir, iktidardadır.

Ve bugün içinde bulunduğumuz bu karanlık ortam ve şartlarda; tehlike budur, tehdit ağırdır, tezgah sinsidir ve Türk milleti bunu asla kabul etmez. Bu zilleti çekmeye bu kantar yetmez. Milletimiz, bir olur, birlik olur, ayağa kalkar, yumruğunu vurur. İmralı canisine, Kandil çetelerine, bölücü hainlere, küstah Peşmergelere, Okyanus ötesine, Brüksel komiserlerine, Damat Ferit kalıntılarına, Şeyh Sait bozuntularına ve yıkım taşeronu Recep Tayyip Erdoğan'a cevabını mutlaka verir.”

Karar anının geldiğini ve herkesin tavrını belirlemek zorunda olduğunu belirten Bahçeli, ''Milliyetçi Hareketin sevdalıları kararını çoktan vermiştir. Tarafını belirlemiştir. Bizler kırılma noktasına kadar bükülmüş olan Türkiye'de tarafsız olamayız.''

''Ecdadımızın nasihatleri ve dersleri bizlere, ihanetlere karşı dikkat, fitnelere karşı uyanıklık, istismara karşı temkin, tahriklere karşı sükunet tavsiye etmektedir'' diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sokaklarda arayacağımız, sokaklarda bulacağımız geleceğimiz yoktur. Biz başkaları sokakta iken, iktidarda olacağız ve terörü devlet gücü ile yeneceğiz. Bizi bu hedeften uzaklaştıracak, bozgunculara, yıkıcılara fırsat vermeyeceksiniz. İstismarcılara itibar etmeyeceksiniz. Tahrik ve tertiplere dikkat edeceksiniz. Tek bir ses, tek bir nefes olacaksınız. Türk milletinin size yalnız bugün değil, gelecekte de ihtiyacı olacaktır.

Milliyetçi Hareket Türkiye için vardır, Türk milletinin birliği, kardeşliği ve mutluluğu için vardır. Dün kurşun yağmurlarına göğüs gererek buraya geldiniz bugün de bereketli yağmurlarla yarınlara koşacaksınız. Ve milletimizin kararlılığını bir kez daha vurguluyorum, Sonsuza kadar 'Var Ol' Türkiye.”

Devlet Bahçeli'nin konuşmasının ardından mitinge katılanlar çeşitli sloganlar atarak dağıldı. Trafiğe kapalı yollar da açıldı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler