Haberdar.com'dan Arzu Yıldız'ın haberine göre; MHP’nin 19 Haziran’da yapılması planlanan kurultayına ihtiyati tedbir kararı koyan Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi İsmail Ulukul, Yargıçlar Sendikası Kurucusu Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun CHP’ye yönelik tedbir talebini “Yargıtay Başsavcılığı yoluyla Anayasa Mahkemesi görevli” diyerek reddettiği ortaya çıktı.

Hâkimin her iki başvuruda aldığı kararı değerlendiren Ömer Faruk Eminağaoğlu, şunları söyledi:

“CHP’de  parti meclisi  yönetmelik ile 2015 kasım seçimleri öncesinde önseçimi kaldırdı. Parti Meclisi kararı seçim öncesi alındığı için, takvim çok sıkışık olduğundan, Ankara Asliye Hukuk mahkemesinden bu konuda tedbir istedim.

Başvurumu inceleyen yargıç İsmail Ulukul, Yargıtay Başsavcılığı yoluyla Anayasa mahkemesi görevli tedbir isteğimi reddetti. Böylece 1 Kasım’a yönelik listeyi CHP Genel Başkanı tek başına yaptı.

Önseçimden çıkarak gelen kadro, tekrar önseçimden çıkıp gelebilecekken, 1 Kasım seçimleri için aynı listeyi koruyorum diyerek, önseçimden çıkmadan 7 Haziran seçimlerine katılan kadroyu da tekrar 1 Kasım seçimlerine sokmuş, bu durumu perdelemiş oldu.

Öte yandan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu yöntemin hukuka aykırı olduğunu ifade etmesine rağmen, bu yazı da kamuoyundan ve parti delegelerinin, aday adayların bilgisinden uzak tutuldu.

MHP genel merkez bu son süreçte dava açınca, aynı yargıç bu sefer yine parti genel başkanı lehine bir karara hükmetti. Verdiği karar, önceki karar ile tamamen çelişmekte.

Önceden emredici konularda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yoluyla Anayasa Mahkemesi görevli diyen yargıç, şimdi bunu demeden, tedbire hükmetti.

Üstelik bunu derken, tüzüğün diğer maddelerindeki değişiklik bir tarafa, seçimli tüzük değişikliği yapılması gerektiği konusunda kesinleşmiş bir yargı kararı olduğu gözetilmeden, yargı kararı gereği yapılan seçimle ilgili madde hakkında da tedbir kararı verilmiş oldu.

Yani yargı tarihine geçercesine, kesinleşmiş bir yargı kararı, tedbir yoluyla etkisiz kılındı!

Yönetmelik değişiklikleri, parti yürütme kurulları (PM), tüzük değişiklikleri ise parti büyük genel kuruları tarafından yapılmaktadır. Alınan kararların iptali yetkisi her durumda yerel yargıdadır.

Genel başkanlar yargının ama bağımsız olmayan yargının koruması altında…

Yargı bağımsızlığının iktidar karşısında yok olduğu gözetildiğinde, bağımsız olmayan yargı, neden muhalefet genel başkanlarını koruma altına almış durumdadır...

Ne böyle bir yargı ne böyle bir demokrasi ve ne de böyle bir siyasi parti yönetimi istemiyoruz.

İktidar, yargı üzerinden, sistemi, demokrasiyi, muhalefeti bile biçimlendirmektedir.

Hukuk ve demokrasi yoluyla bu çıkmazlar aşılacaktır.

İktidar, ne kendi yargısını, ne de kendi muhalefetini yaratamayacaktır.”