Neşe Dilekçioğlu'nun feryadı!

Neşe Dilekçioğlu'nun feryadı!

Çankırılı sanatçı Neşe Dilekçioğlu, TRT'de yapılacak 'Çankırı' gecesinin çekimlerinin iptal edilmesine gerekçe olarak Ankara'daki Federasyonu sorumlu tutuyor ve...

Ülke insanının yakından tanıdığı Çankırılı sanatçı Neşe Dilekçioğlu bugünlerde çok dertli. Türk Halk Müziğinin güçlü seslerinden olan sanatçı Neşe Dilekçioğlu TRT'de yapılacak 'Çankırı' programının Ankara'da Çankırılılar'ı temsil ettiğini iddia edden Federasyon ve Vakıf temsilcilerinin keyfi tutumları nedeniyle iptal edildiğini belirtiyor ve "‘ben varsam Çankırı var ben yoksam Çankırı da yok’. Çankırı`yı kendi egoları üzerine kurmuş böylesi insanların o koltuklarda Çankırı’ya katkıdan çok kendilerini atlama tahtası olarak gördükleri aşikâr. Sanatçılarının Çankırı`ya katkılarını bile kendi egoları üzerinde görüp; Çankırı tanıtımından bile rahatsız oluyorlar. Çünkü onlara göre bu koltuklar siyasi gücün bir simgesi onlara göre." diyor. İsterseniz gelin yaşananları sanatçı Neşe Dilekçioğlu'nun kaleminden öğrenelim:

"SEL GİDER KUM KALIR (GÜYA ÇANKIRI SEVERLER!)
Yıllarımı canım memleketim ve yüce Mevla tarafından halk edildiğime inandığım Çankırı'm için vermekten hep gurur duydum. Ve duymaya, dilim döndüğünce memleketimi ülkemin her yerinde, ülke dışında da tanıtmayı Allah güç verdikçe sürdüreceğime inancımdan hiç şüpheniz olmasın. Kişisel olarak önce insanım ve kendime göre bir dünya görüşüm var. Bu da benim kişisel olarak ülkem adına duyduğum kaygılarımın olacağı anlamı taşır. İkincisi ben ülkemin kültür savaşçısı bir sanatçıyım. Ve en önemlisi de insanım ve yaşamımı bu şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Ayrıca yaklaşık olarak sekiz yıldır Ankara Çankırılılar Derneğinde yönetim kurulu üyesi olarak Çankırı`m için çalışmaya devam ediyorum. Sanatçı kimliğim sınıf, renk, görüş tanımadan herkesi kucaklamayı töre ve ahlak kabul ederken, dünya görüşümün emrettiği, demokratik çağa ve ülkemin aydınlık yarınına dönük düşüncelerimi de hiç çekinmeden aydın sorumluluğuyla yerine getirmeye çalışacağım. Bu yazıyı dahi hazırlarken, mahzun kentimin insanı ve coğrafyasının içinde çekilen acıları, bunlara çare olmak için ortaya düşen insanları tek tek düşünmeye çalıştım. Hayırlı ve güzel işler yapan herkesi saygı ve minnetle andım ve anmaya da devam edeceğim. Yaşadığım ve benim için hayal kırıklığı yaratan bir hadiseyi Çankırı`mın güzel insanlarına yazarak anlatmayı, tarihe bir not düşmeyi bir etik değer kabul ederek kaleme aldım.

TRT yönetmenlerinden bir arkadaşım Çankırı’ya olan sevdamı bildiği için beni arayarak Çankırı tanıtımına yönelik 13 Şubat 2014 tarihinde bir buçuk saatlik bir program yapmayı önerdi. Bunun üzerine Ankara Çankırılılar Dernekleri Federasyonu Başkanı Adem Can Bey`i ve Ankara Çankırı Vakfı Başkanı Recep Şahin Bey`i arayarak: “13 Şubat 2014 tarihinde Çankırı tanıtımına katkı sunar mısınız?” diye sordum. Adem Can Bey annesinin rahatsızlığını dile getirerek: “Ben gelemesem de Federasyondan arkadaşlarımı size yönlendireceğim.” dedi. Recep Şahın Beye de bu görüşmeyi ilettim. 13 Şubat 2014 tarihinin kendileri için de uygun olduğunu belirttiler. Onlardan olumlu dönüş alınca Çankırı Valimiz Vahdettin Özcan Beyi aradım. Kendilerinin Çankırı tanıtımına gösterdiği hassasiyeti bildiğimden kendisine danışmak istedim. Toplantı sonrası Sayın Valimiz aradılar; 13 Şubat 2014 tarihinde Arı Stüdyosunda TRT Müzik kanalında canlı yayınlanacak olan programa katılabileceklerini ilettiler. Daha sonra basın danışmanını da aratarak kendilerinin üzerine düşen ne varsa yapabileceklerini ilettiler. Bunun üzerine ben de TRT’de yönetmen olan arkadaşıma dönerek 13 Şubat 2014`ün Çankırı`nın kültürünü, yarenini ve türkülerini tanıtım için uygun olduğunu belirttim. Programın yayınlanmasına beş gün kala Vakıf Başkanı Recep Şahin Bey aradı ve programı iptal etmeleri gerektiğini bunun için Adem Can Bey ile ortak hareket ettiklerini, vakıf üyelerinin elit bir tabaka olduğunu, kalabalık olmadıklarını bu yüzden Arı stüdyosunu Adem Beyin Çankırılı hemşerilerimizle doldurabileceğini o kabul etmediği taktirde kendilerinin de katılım yapmayacaklarını ilettiler. Hatta Vakıf Başkanı: “Federasyonu karşına alma!” diye hala anlam yükleyemediğim ve tehdit eder gibi bir de biçimsiz söz söylemekten geri durmamıştır. Ben de kendilerine: “Bu kurum devlet kurumu verilen söz namustur, 13 Şubat 2014 Çankırı tanıtımına ayırdıklarını bu saatten sonra geri dönüş olamayacağını..” kendilerine ilettim. “Neden bu kadar ısrar ediyorsunuz Neşe Hanım?” diye çıkıştıklarını da söylemeden geçemeyeceğim. Çankırı`nın tanıtımı konusunda evet yıllardır ısrarcıyım elbette bir sanatçının görevi önce memleketinin kültürünü tanıtmaktır. Kendilerine Bu toprağın sanatçısı olarak bir beklentim olmaksızın kendimi Çankırı`nın kültür elçisi olarak gördüğümü ve konuda yıllarca olduğu gibi yine emek sarf ettiğimi, solist olarak değil benim de orada konuk olarak bulunacağımı söyledim. Adem Can Bey ile yeniden görüşmem gerektiğini iletti ve kendisine tekrar dönüş yapmam gerektiğini iletti. Adem Can Bey`i aradığımda hiçbir koşulda katılamayacağını, Federasyonu da yönlendiremeyeceğini; annesinin rahatsızlığını ileterek geri çevirdi. Kendisine verdiği sözü hatırlatarak bu saatten sonra geri dönüş olmayacağını ilettim. Kendisinin ve Federasyondan kimsenin gelmeyeceği söyleyerek telefonu kapattı. Ve TRT Programı böylelikle yattı. Ayrıca Çankırılılar adına da madara edilmiş olduk.

Şimdi burada hangi nedenlerle Dernekler Federasyonu ve Vakıfça bu tavrın alındığını Çankırı kamuoyuna soruyorum. Benim bundan anladığım şu ki ‘ben varsam Çankırı var ben yoksam Çankırı da yok’. Çankırı`yı kendi egoları üzerine kurmuş böylesi insanların o koltuklarda Çankırı’ya katkıdan çok kendilerini atlama tahtası olarak gördükleri aşikâr. Sanatçılarının Çankırı`ya katkılarını bile kendi egoları üzerinde görüp; Çankırı tanıtımından bile rahatsız oluyorlar. Çünkü onlara göre bu koltuklar siyasi gücün bir simgesi onlara göre.

Şimdi kimlerin hangi gayeler için yapılması gerekenleri yerine getirmediklerine bir örnek olsun diye bu yazıyı hemşerilerime yazıyorum. Kim bilir daha nice sorumlu, lakin işlerine geldiği gibi davranan insanla tanımlanıyor bu yalnız kent. Ya da kimleri bağrına bastı, kimlerden vefasızlık gördü? Bütün bunları tartışmalı, küçük zaviyelerden bakanları sırtında silkip atmalı. Elbette bunu ben de Ankara`da yaşayan bir Çankırılı olarak bütün platformlarda dile getireceğim. Ayrıca duruşumla ilgili yaşadığım ve hep sineme çektiğim bazı yanlışlıkları başka zamanlarda dile getireceğim.

Saygı ve sevgiyle kalın sevgili hemşerilerim... Sevgim ve Dostluğumla… Neşe Dilekçioğlu Karadeniz"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
19 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler