Cinayetler işlendikten sonra, kapının dışarıdan kilitlendiğine dikkat çekildi ve iki kadının başından, diğerinin ise karnından vurularak öldürüldüğü ileri sürüldü.

 

Öldürülen kadınlardan birinin PKK'nın kurucularından olduğu vurgulanarak, cinayeti duyan Kürtlerin Paris'te toplanarak intikam yemini ettiği belirtildi.

 

Haberde, Sakine Cansız'ın hedef alındığı, cinayete kurban giden diğer iki Kürt aktivistin ise yanlış zamanda yanlış yerde bulunmaları dolayısıyla öldürüldüğü savunuldu.

 

Alman Der Spiegel dergisinin internet sayfasında da, Paris'teki cinayetler, "Kürt kadınların öldürülmesi PKK ile barış görüşmelerini tehlikeye sokar mı?" başlığıyla verildi.

 

Haberde, Türkiye'de Kürt sorununun çözümüne ilişkin umutların arttığı bir dönemde, Paris'te 3 Kürt aktivistin susturucu takılmış silahlarla infaz edildiği belirtildi.

 

Der Spiegel, cinayetlerin arkasında PKK'nın olabileceği gibi, Türkiye'deki ırkçı gruplarında bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini iddia etti. Haberde, Paris'teki cinayetlere rağmen, her iki taraftan çok sayıda insanın barış görüşmelerinin devamından yana olduğu da vurgulandı.

 

Fransız polisi, otopsi işlemlerinin 10 gün sürebileceğini açıkladı.

 

Fransızların muhafazakar Le Figaro gazetesi, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesini "esrarengiz cinayetler" olarak nitelendirdi. Fransa İçişleri Bakanı Valls'ın cinayetler sonrası olay yerine gitmesinin, Fransa'nın bu konudaki hassasiyetini gösterdiği belirtildi.

 

Fransız terörle mücadele uzmanları için "Türk otoritelerince işlenen bir cinayet" tezinin pek "inandırıcı gibi gelmediği"ne dikkat çeken Le Figaro gazetesi, Fransız polisinin bir iç hesaplaşma üzerinde durduğunu belirtti. Haberde, kurbanlardan Sakine Cansız'ın Abdullah Öcalan'a yakınlığına da dikkat çekildi.

 

İngiliz Guardian gazetesi, "Paris'teki üçlü cinayet Türkiye'nin Kürtlerle barış görüşmelerine gönderilen bir sinyal miydi?" sorusunu sordu.

 

Guardian, Paris'teki ölümlerin Türkiye'de on yıllardır süren ve en az 45 bin kişinin ölümüne yol açan çatışmayı sona erdirmek amacıyla Türk yetkililer ve Abdullah Öcalan arasında başlayan temasları etkileyeceğini yazdı.

 

Gazete, geçmişte Kürtlerin hem kendi iç hesaplaşmalarında, hem de Türkiye'deki "derin devlet" ya da orduyla bağlantılı milliyetçilerin tetiğini çektiği yargısız infaz kurşunlarıyla kayıplar verdiğini ileri sürdü.

 

İngiliz Financial Times gazetesi de, PKK'nın Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar'ın Paris saldırısından Türkiye'deki ''derin devleti'' sorumlu tuttuğunu yazdı.

 

Gazete, Fransa'nın eski terörle mücadele savcısı Jean-Louis Bruguiere'in görüşlerine de yer verdi. Bruguiere, Abdullah Öcalan'ın barış sürecini reddeden muhalif PKK'lıların cinayetleri işlemiş olmasının daha büyük bir ihtimal olduğunu belirtti.

 

Tam nedenin anlaşılması için zamana ihtiyaç olduğunu ekleyen Bruguiere, üç kadının para anlaşmazlığı ya da dışarıdan bir grubun saldırısı sonucu da öldürülmüş olabileceklerini ileri sürdü.

 

BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, cinayetler sonrası Paris'te toplanan Kürtlerle görüştü.

 

İngiliz Times gazetesi de, Paris'te infazı "Kürtlerin Davası" başlığıyla verdi. Haberde şu görüşler dile getirildi: "Türkiye'de hükümet ile Kürtler arasındaki yakınlaşma işaretleri, Paris'te işlenen zalimce cinayetlerin nedeni olabilir."

 

Türkiye'nin Kürtçe dil haklarını ve Kürtlerin siyasi haklarını kabul etmesi, yerinden olmuş Kürtlerin eski köylerine yerleşmesinin sağlanması gerektiği görüşünü savunan Times, Avrupa Birliği'nin haklı olarak bu talepleri Türkiye'nin üyelik başvurusunda önkoşul olarak sunduğunu yazdı.

 

Times gazetesinde yer alan bir makalede ise, "Öcalan, bir Mandela değil" görüşü dile getirildi.

 

PKK'nın çok sayıda sivilin öldürüldüğü canice suçlar işlediğini yazan Times, 1990'larda PKK'nın intihar saldırıları da düzenlediğine dikkat çekerek, Abdullah Öcalan'ın bizzat kendisinin intihar eylemcilerini genellikle genç kadınlar arasından seçtiği belirtildi.

 

Paris'teki üçlü cinayetin zamanlanmasına dikkat çeken Fransız Liberation gazetesi ise, olayın, başlıca amacı PKK'nın silahsızlanması olan Ankara ile Öcalan arasındaki müzakerelere denk düştüğüne işaret etti.

 

Gazete, "Bu üçlü cinayet ve özellikle Sakine Cansız'ın öldürülmesi, hem Türk devleti, hem de PKK içerisinde kızgın hasımları olan bir müzakere sürecini çörütme çabasıdır. Bazıları, baskılar altında müzakere eden tutuklu Öcalan'ı davaya ihanet eden biri gibi görüyorlar" diye yazdı.

 

Fransız Le Parisien gazetesi de, Paris'te üç Kürt mililatının öldürülmesinin bir "öfke dalgası"na yol açtığını belirtti. Cinayetlerde "siyasi iz" olabileceğine vurgu yapan Le Parisien, "Ankara ile 30 yıllık ihtilaf" başlığı ile verdiği bir diğer haberlerinde 1978 yılında Abdullah Öcalan tarafından kurulan PKK'nın Ankara'ya karşı silahlı mücadele sürdürdüğünü hatırlattı.