Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde oturan B.B., 2011 yılında babası M.B. tarafından defalarca cinsel tacize uğradığını annesi S.B.’ye anlattı. Bunun üzerine anne S.B., kızıyla birlikte Cumhuriyet Savcısı’na gidip başına gelenleri bir de burada anlattı. İddialara göre, daha önce ’hırsızlık’ suçundan cezaevine giren M.B.’nin ailesi, olayın yargıya gitmesini önlemek için B.B. ve annesini tehdit ederek şikayetlerini geri almalarını sağladı. Cinsel tacizin devam etmesi üzerine, anne S.B. Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar şikayette bulundu. Yapılan şikayetten sonra baba M.B. gözaltına alınıp tutuklanırken, savcılık da olayla ilgili soruşturma başlattı.

 

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olayla ilgili hazırlanan iddianamede, şüpheli babanın 2011 yılı Nisan ayında cezaevine girdiği ve cezaevine girmeden önce eşinin evde olmadığı zamanlarda kızı B.B.’nin üzerindeki kıyafetleri çıkartarak cinsel tacizde bulunduğu belirtildi. B.B., iddianameye yansıyan ifadesinde, babasının bir yıl cezaevinde kalıp çıktıktan sonra, evde annesinin olmadığı bir günde kendisini kardeşlerinden ayrı bir odaya çağırdığını belirterek, "Yine cinsel tacizde bulunacağını anladığımdan gitmek istemedim. Bana ’Bu olanları kimseye anlatmazsan sana para veririm, eğer söylersen seni döverim’ dedi. Bunu evde kimsenin olmadığı zamanlarda yapıyordu. Bazen odada ikimiz yalnız kaldığımızda pantolonumu indirip cinsel organımı ve bacaklarımı öpüyordu. Bunu ilk yaptığında anneme anlattım. Annem baba ,’Böyle bir şey yapmaya utanmıyor musun?’ diyerek kızdı" dedi.

 

İddianamede ifadesi bulunan anne S.B. ise eşinin kendisi evde yokken kıyafetlerini çıkartarak kızına masaj yapma bahanesiyle cinsel tacizde bulunduğunu söyleyerek, şikayetçi olduğunu belirtti.

 

 

İddianamenin kabul edilmesinin ardından, baba M.B.’nin yargılanmasına Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2012 yılında başlandı. Küçük kız ve annesinin avukatı Şehla Özkan ise mahkemeye sık sık davanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği başvurusunda bulundu. 

 

Bu sırada cinsel tacizde bulunan baba M.B.’nin ailesi, davadan vazgeçilmesi için B.B. ve annesine baskı yapmaya devam etti. Avukat Özkan, bunun üzerine B.B. ve annesinin başka bir yere taşınmasını sağladı. B.B.’nin okuduğu okulun değişmesi için de girişimlerde bulunan avukat Şehla Özkan, ailenin müvekkilini tehdit ederek baskı altına almasını bu şekilde engelledi. Dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi için girişimlerini sürdüren avukat Özkan, B.B.’nin beden ve ruh sağlığının bozulduğuna dair Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırarak bunu mahkemeye sundu. Rapor üzerine Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 

 

Bu arada sanık babanın Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yapılan değerlendirmesinde akıl sağlığının yerinde olduğu da tespit edildi. Cinsel taciz olayının ardından S.B., sanık eşi M.B.’ye dava açarak boşandı.

 

 

Davanın bir önceki celsesinde esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı Seçil Akman, sanığın eylemleri evde kimsenin olmadığı zamanlarda yaptığını, B.B.’nin beden ve ruh sağlığının da bozulduğunu belirterek sanığın 15 yıldan az olmamak üzere üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

 

M.B.’nin 2011 yılında öz kızı B.B.’ye cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla hakkında açılan dava, Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada karara bağlandı. Duruşmaya tutuklu sanık M.B. ve avukatı Mehmet Selim Kıymetli katılırken, B.B.’yi ise çok sayıda kadın avukat savundu. Duruşmada söz alan iddia makamı bir önceki celse esas hakkında verilen mütalaayı tekrar ettiklerini söyledi.

 

Duruşmada söz alan B.B.’nin avukatı Şehla Özkan, "Dosya 2 yıldır devam etmektedir. Tüm beyanlar sanığın suçlu olduğunu ispat etmektedir. En yüksek cezanın uygulanmasını talep ediyoruz" dedi. 

 

Daha sonra söz hakkı verilen sanık M.B., "Suçlamaları kabul etmiyorum. Üzerime iftira attılar" dedi.

 

Sanık avukatı Mehmet Selim Kıymetli ise "Müvekkilimin suçlu olduğuna dair somut delil yoktur ve 1 yıldır tutukludur. Müvekkilimin tahliyesini ve beraatini talep ediyoruz" dedi.

 

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti daha sonra kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, sanığa ’15 yaşından küçük mağdureye cinsel istismar’ suçundan 4 yıl hapis cezası verdi. Cinsel istismar mağduresinin sanığın kızı olduğunu belirten mahkeme heyeti, verilen cezayı yarı oranında artırarak 6 yıla çıkardı. ’Cinsel istismar’ suçunun ’tehdit kullanmak suretiyle’ gerçekleştirildiğini belirten mahkeme heyeti 6 yıllık cezayı da yarı oranında artırarak 9 yıla çıkardı.

 

Mağdurenin cinsel tacizden dolayı beden ve ruh sağlığının bozulduğunun tespit edildiğini belirten mahkeme heyeti, TCK’nın 103/6 maddesi gereğinde cezanın 15 yıldan az olamayacağına vurgu yaparak, sanık M.B.’yi 15 yıl hapisle cezalandırdı. 

 

Mahkeme heyeti, suçun birden çok defa işlendiği için, sanığın toplamda 17 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, ayrıca sanığın mahkeme aşamasındaki tutum ve davranışları ile yargılamayı yanlış yönlere sevk etme çabalarından dolayı cezada indirim uygulanamayacağına hükmetti.