Ömer Lütfi KANBUROĞLU

Ömer Lütfi KANBUROĞLU

Özel Yetkili Mahkemeler

Özel Yetkili Mahkemelere bir şey olduğu yok sadece “kişiye özel” olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor o kadar…

Yoksa Türkiye “ileri demokrasi” den asla taviz vermez, merak etmeyin.
 
Özel Yetkili Mahkemeleri “özel” amaçları doğrultusunda yönlendirdiği iddia edilen bir grubun bu mahkemelerin “kaldırılacağına” dair söylemler karşısında yaptığı yayınları incelediğimizde şunu anlıyoruz; “Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılırsa Türkiye’de kap-kaç, hırsızlık, rüşvet, suiistimal, kaçakçılık suçluları artık ceza almayacak. Her gün darbe olacak, vatandaşın can ve mal güvenliği artık Allah’a emanet olacak.”
 
Yok ya?
 
Türkiye Cumhuriyeti sanki yeni kuruldu, daha önce Mozambik Cumhuriyetiydi…
 
Eğer amaç mahkemelerin dokunulmazlık zırhına saklanan insanları yargılayabilmesi ise kaldırırsın dokunulmazlığı herkes eşit olur, askeri, polisi, savcıyı canın kimi istiyorsa adil bir biçimde yargılar ve cezasını verirsin.
 
Bir kere şunu tespit etmek lazım; Özel Yetkili Mahkemeler konusundaki sıkıntı insanların yargılandıktan sonra aldığı cezalar (hüküm) değil, almadığı cezalar.
 
İnsanları tarladan soğan toplar gibi toplayıp içeri atıyorsun, delilleri ondan sonra toplamaya başlıyorsun, sonra iddianameyi hazırlıyorsun, dava görülmeye başlayana kadar zaten iki sene geçiyor, dava başladıktan sonra da üç sene ve bunun adı adalet oluyor öyle mi?
 
Hatta tutukladığın insanlara kendisine isnat edilen suçu bile “devlet sırrı” diye söylemiyorsun; avukatı müvekkilini neye göre savunacak?
 
Bu mahkemelerdeki sıkıntı insanların tutuklanması değil, tutukluluğun infaza dönüştürülmesi;
 
Bu mahkemelerdeki sıkıntı kaçma ihtimali hiç olmayan insanların, üzerinden 20 sene, 30 sene geçmiş olayların şüphelilerinin delil karartacak diye tutuklanması, zaten yurtdışında bulunan insanların ifadeleri alınmak için çağrıldığında uçağa binip ülkelerine döndükten sonra ifade vermeye gittiğinde “kaçabilir” diye tutuklanması.
 
Yahu nereye kaçacak?
 
Zaten yurt dışındaydı, uçağa binmiş ifade vermeye gelmiş, kaçacak olsa Türkiye’ye döner mi? Örneğin Kemal Gürüz…
 
Hatırlayınız Kaşif Kozinoğlu, MİT Mensubu. Yurt dışında görevdeyken ifade vermek için uçağa bindi, ülkesine döndü. 'Kaçabilir' diye derhal tutuklandı ve hapiste şüpheli bir şekilde ölü bulundu. İstese hiç dönmeyebilirdi, suçlu bir insan bile bile ölümüne koşar mı?
 
Şimdi bir kısım medya çok ilginç bir şey bulmuş gibi, yıllardır hapiste ne için tutuklu olduklarını dahi bilmeyen bu insanların kendi aralarındaki yaptıkları konuşmalar olduğunu iddia ettiği bazı ses kayıtlarını yayınlıyor ve aslında bunu yaparken kendisi de suç işliyor; ama sallayan yok…
 
Neymiş efendim? Yıllardır hapiste tutuklu olan, işini, gücünü, sağlığını kaybetmiş bu insanlar çıkınca hesap soracaklarmış.
 
Yahu bunu tahmin etmek için bu kadar emek harcamanıza gerek yok; o zaman sizin deyiminizle Özel Yetkili Mahkemeler “kişiye özel” uygulamalarına devam etsin, siz de at oynatın öyle mi?
 
Nereye kadar devam eder bu?
 
Çok sürmez ama hadi ben on sene diye sallayayım; öyle bir şey mümkün değil ama hadi öyle olsun…
 
Sonra ne olacak?
 
O kadar çok “kin” biriktirdiniz ki!
 
Allah size yardım etsin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
6 Yorum