Türkiye, faili meçhul cinayetlerin yeniden yaşandığı bir ülke oldu ve son üç ayda 64 kişi öldürüldü. Bingöl, Yüksekova ve Diyarbakır’da sokak ortasında 8 güvenlik görevlisi, Kobani olaylarında ise 48 kişi öldü. Adana’da bir gazeteci, Suruç’ta eski belediye başkanı ve oğlu infaz edildi. Olaylarla ilgili gözaltına alınan isimlerin de başka suçlardan arandıkları ortaya çıktı. Medyaya yapılan baskı arttı. Tüm bu olaylar akıllara, “1990’lı yıllara mı dönülüyor” sorusunu getirdi.

Son aylarda yaşanan bu olayları çok sayıda faili meçhul cinayet davasının avukatlığını yapan, İnsan Hakları Derneği (İHD) kurucularından avukat Eren Keskin’le konuştuk. 1990’lı yılların canlandırılmaya çalışıldığını söyleyen Keskin, “AKP derin devletle anlaştı” ifadelerini kullandı. Ergenekon sanıklarının tahliye edilmesinden birkaç ay sonra gerçekleşen faili meçhul cinayetlerin bir tesadüf olmadığını söyleyen Keskin, “Ergenekon güçlenerek çıktı” tespitini yaptı. Keskin şöyle konuştu:

Biz, insan hakları savunucuları olarak, faili meçhuller ya da bizim tabirimizle, “kontgerilla” cinayetlerinin işlendiği dönemleri çok yakından takip ediyoruz. 90’lı yıllarda bizim bir çok çalışma arkadaşımız katledildi, gözaltında kaybedildi, silahlı saldırılar yaşadık. 90’lı yıllarda kaybetme ve katletme bir devlet politikasıydı. Bana göre, bu politika hiçbir zaman son bulmadı, sadece uykuya yatırıldı.

ERGENEKON DAVASIYLA HEYECANLANMIŞTIK
Ergenekon davalarıyla ümitlenmiştik. Çünkü Ergenekon davasında İHD’nin çok yakından tanıdığı isimler yargılandı. Başlangıçta, bu davanın kontgerillayla hesaplaşma süreci olabileceği heyecanına kapıldık ancak sanıklar, “hükümete darbe” suçlamasıyla yargılandı. Bu insanlara işledikleri cinyetler sorulmadı. Hükümetin yargıya müdahalesiyle de, bu insanlar kahraman ilan edildi ve serbest bırakıldılar. Adeta sanıklardan özür dilenerek, “Pardon, size yanlış yapıldı” dendi.

TAHLİYELERDEN SONRA FAİLİ MEÇHULLER BAŞLADI
Bugün yeniden 1990’lı yıllar canlandı veya canlandırılmaya çalışılıyor. Çünkü siz Ergenekon adını verdiğiniz bir yapıyı önce tutuklayıp, sonra size yanlış yaptık diye serbest bırakırsanız bu insanlara, daha önce yaptıkları olaylarla ilgili yeniden alan açarsınız. Dikkat edin, Ergenekon davasında “haksızlık yapıldı” diyerek sanıklar serbest bırakıldıktan sonra faili meçhuller başladı. Tahliyelerden sonra gerçekleşen suikast ve saldırıların bir tesadüf olduğuna kesinlikle inanmıyorum.

ERGENEKONCULARA GÜÇ VERİLDİ
Ergenekon davası sanıklarının serbest bırakılmasının, onlara verilen güçle ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu yapı daha da güçlendi. Yani devlet bir taraftan çözüm süreci altında bir süreç yürütürken, bir taraftan da, faili meçhullerle “Benim bu yöntemlerim hâlâ devam ediyor” diyor. Biz bugün hâlâ, Paris’te işlenen ve Kürt halkı için çok önemli olan Sakine Cansız ve diğer iki kadının katledilmesiyle ilgili MİT iddialarını bile tartışamıyoruz.

SALDIRI TİPLERİ BENZİYOR
Örneğin, İHD Başkanı Akın Birdal’a yapılan saldırıyla, HDP’li Ahmet Karataş’a yapılan saldırı birbirinin aynısı. Derneğimize yapılan saldırıda, saldırgan önce iki HADEP’liyi yaralayıp, Akın Birdal’ı öldürmek istemişti. Ahmet Karataş olayında da aynısı yaşandı. İki saldırıda da karakterler, tipler, saldırı biçimi birbirine çok benziyor. Bu olaylar tek bir akıldan çıkıyor. Özellikle, daha önce suç işlemiş, suç işlemeye meyilli insanlar seçiliyor. Bu yöntem JİTEM, Kontgerilla, daha da geriye gidersek Teşkilat-ı Mahsusa yöntemi. (TARAF)