"Çankırı'nın bugünkü siyasi gündemine baktığınızda, yaşanılanları sizin pencerenizden değerlendirmeye çalışsak, sebep-sonuç ilişkisini nasıl ortaya koyarsınız?" şeklindeki soruya deneyimli siyasetçi bakın nasıl yanıt verdi:

 

"Çankırıda siyasetin toz-duman oluşu bu döneme mahsus değil. Ne hikmetse geriye baktığımızda umumiyetle arzu ettiğimiz, kürsüye çıktığımızda birlik ve beraberlikten bahsettiğimiz halde nedense bunu tesis edemedik. Demek ki birlik ve beraberliğin olmayışı bunun tesis edilmesi yönünde çağrıya dönüşüyor. Herkes bundan bahsediyor, bir bakıyorsunuz birlik ve beraberlikten bahsedenler bile bunun oluşması yönünde üzerlerine düşeni yaptıklarına inanmıyorum.

 

Çankırı'da bir esnaf ziyaretinde, hafızamda olan bir yaşanmış olaydan söz edeyim: Muhlistepe çevresinde yaşlı bir esnaf abimiz, 'Çok güzel. Böyle olun. Milletten kopmayın. Halkla içiçe olun. Sizleri aramızda görmek ne güzel. Yalnız diğer vekillerimiz nerede?' diye sorduğunu hatırlıyorum. Ben de espri olsun diye; 'Amca bu soru yerine oturmadı dedim. Ve devam ettim: Siz ne zaman Çankırı'da milletvekiliyle, belediye başkanıyla toplu ziyaretlerin yapıldığını gördünüz ki? dedim. Bizler örf ve adetlerine bağlıyızdır. Büyüklerimiz ne yapmışsa bizler de onları yerine getiririz. Alışkanlıklara bağlı bir milletiz' diyerek esprili bir şekilde yanıtlamıştım.

 

Maalesef Çankırımız bu konuda, ticaretiyle, siyasetiyle, bürokrasisiyla, sivil toplum örgütleriyle bir bakıyorsunuz derneğimiz var, bir bakıyorsunuz federasyonumuz var. Bunlar hizmet yarışında dahi ayrı ayrı tartışma zemini yaratıyorlar. 

 

Neden böyleyiz? Neden birlikte hareket edemiyoruz, sorusuna benim vereceğim yanıt şu olabilir: Ortaklık ruhumuz yok. Kollektif akıl yok.

 

Bana göre Çankırılı'nın bu ruhu ortaya koyamamasındaki en büyük eksiklik; Sevgi eksikliği!

 

Bizler birbirimizi sevmiyoruz. Sever görünüyoruz, tebessüm  ediyoruz ama gönülden bu tebessümün karşılığı olan sevgiyi gösteremiyoruz.

 

Sevgi; hiçbir maliyeti olmayan, bizleri mutlu eden, karşımızdakini mutlu eden bir olay. Hem dünyamızı kazandıracak hem ahiretimizi kazandıracak olan şey sevgidir. Maalesef bu bir eksiklik. Bunun farkında mıyız. Tabi ki değiliz.

 

Biz gıybet ediyoruz, biz dedikodu yapıyoruz... Bunların yanlış olduğunu söylüyoruz ama kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sevginin olmadığı yerde marifet iltifata tabidir.

 

Bizler birbirimizle uğraşmaktan yorgun düşsek de bu duruma kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

Ve bütün bu anlattıklarımın içinde ben de varım! Ben de insanımdan ayrı değilim. Ben de bu hamurun bir parçasıyım. Ne yazık ki halkı da, siyasetçisi de, bürokratı da bu sevgisizlikten nasibini almış bir topluluk olarak hayatımızı idame ettiriyoruz."

 

Çankırı bu sevgiyi dilinden söylediği kadar, gönülden söylediği zaman;

siyasetimiz de kol kola gezer, ticaret erbabımız yan yana omuz omuza yatırım yapar, bölgenin kalkınması da hızla gerçekleşir. Aksi takdirde bugünün sorunları yarına katlanarak taşınmaya devam eder."