Vekile açılan dava geri çekildi!

Çankırı… Çankırı… Çankırı…

Öylesine bir çevre içerisindeyim ki kurduğum üc cümleden bir tanesi değil, ikisi garanti “Çankırı” ile ilgili… Hatta zaman zaman gün içerisinde kullandığım yaklaşık 10 bin kelimenin yüzde 90’ı “Çankırı” ile ilintili…

Çankırı fanusuna takıldığım günden bu yana “çeyiz sandığımda” biriktirdiklerime bakıyorum da sergilemiş olduğum emeklerimin karşılığını Çankırı bana, dolayısıyla Sözcü18’e vermemekte ısrarlı ve de kararlı…

Aslında bu kararlılık “benimle” mi yoksa “Çankırılı”nın kendisiyle mi ilintili onu da tam kestirmiş değilim!

Yeri geliyor; “Bu Çankırı’dan bi .ok olmaz” diyebiliyorum. Yeri geliyor “Anlaşılan verdiğimiz emekler filiz veriyor” şeklinde moral buluyorum…

Dün de böylesi günlerden biriydi…

Bilmediğim ve tanımadığım bir numara aradı… İlk arandığımda hayli meşguldüm… Numara da tanıdık olmayınca “İşim bitsin ben dönüş yaparım” düşüncesiyle es geçtim!

Ancak aradan 10 dakika geçti geçmedi aynı numara tekrar arayınca, telefona yanıt vermek farz olmuştu!

Telefondaki arkadaş derdini anlattı… Ben not aldım… Arada bir-iki soru sordum, onların da yanıtlarını aldım… Ve telefonu karşılıklı olarak kapattık…

Telefonu kapadıktan sonra karşı tarafın söylediği bir cümle belirgin olarak kendisini göstermişti:

-Arkadaşlar ‘Vedat Beki’yi ara derdine derman bulursun’ dediler!

Bu cümleye yakın bir diğer cümleyi de geçtiğimiz haftanın son günlerinde duymuştum:

-Vedat Bey, yardımcı olursanız seviniriz…

Çankırı Merkez’de ya da ilçelerde yaşayan insanlar neden “ben”i arayarak böylesi cümleler kuruyorlar ki?

-Neden seslerini Çankırı’da yayın yapan ve “gazete” oldukları iddiasında bulunanlarda duyuramıyorlar?

-Niye o gazetelere giderek dertlerini paylaşmıyorlar?

Neden? Neden? Neden?

Bu sorunun yanıtını benim bilmem önemli değil… Önemli olan böylesi bir durumun Çankırı’da hız kesmeden yaşanıyor olması…

Ve de daha bilmem ne kadar yaşanacağı…

Gazeteci, sokaktaki vatandaşın derdine sayfalarını açamıyorsa, şikayeti köşesinde dile getiremiyorsa “neyin gazeticisi, neyin gazetesi” olur ki!

Bana öyle geliyor ki, durum vaziyet böyle sürerse kalan ömrümde daha çok Çankırı yazar, daha çok Çankırı konuşurum!

Sizler de hem yazdıklarıma hem de konuştuklarıma katlanmak zorunda kalırsınız…

Haberiniz ola…

* * *

Ak Parti Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz ile ilgili olarak 12 Haziran seçimleri öncesi Sözcü18 sayfalarından kendisine “muhalif” yazı ve haberler yayımlandı.

Bu haberler içerisinde vekil adayının (o günler itibari ile) Çerkeş’e bağlı Dağçukurören köyü sınırları içerisinde kalan yaklaşık 435 dönümlük arazi üzerine yapacağı yatırımla ilgili olan bir hayli yankı uyandırmıştı.

Masama düşen son bilgiye göre, Dağçukurören köylüleri o günlerde Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesinde Hüseyin Filiz ile ilgili olarak açtıkları itiraz davasını 27 Haziran 2011 tarihi itibariyle geri çekmişler!

Anlayacağınız "işadam" vekil olduktan 15 gün sonra!

27 Temmuz 2011’de yapılacak ilk duruşma öncesi vekalet verdikleri avukatla dahi görüşmeden, davadan kendisini azletmeden Dağçukurören köylülerinin aldıkları bu karar bana hayli ilginç geldi.

Ve konuyla ilgili bir not daha: İşadamı milletvekili Hüseyin Filiz, Dağçukurören köyü sınırları içerisindeki yaklaşık 435 dönümlük arazinin etrafına çit çekmeye başlamış…

Veriminiz bol, işiniz güzel, haftanız sağlık ve sıhhat içerisinde geçsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
1 Yorum