Ahmet Özer'e tahliye kararı!

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla yargılandığı davada tahliye edildi... Ancak “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla yürütülen ayrı bir soruşturma kapsamında tutuklu bulunduğu için cezaevinden çıkamayacak.

"PKK/KCK üyesi" olmak suçlamasıyla tutuklanan ve yerine kayyum atanan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in davası İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi’ndeki mahkeme salonunda görüldü.

7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Özer’in davasında tanık beyanları alındı.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Dilek Kaya İmamoğlu ile bazı partililer de duruşmayı takip etti.

Ahmet Özer, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla yargılandığı davada yaptığı savunmada, tutukluluğunun barış süreciyle çeliştiğini vurguladı.

Özer, ifadesinde "Öcalan’ın mektupları devlet erkanı ve kamuoyu önünde alkışlarla okutulurken, sırf adımın 11 yıl önce iradem dışında bir İmralı görüşmesinde geçmesi nedeniyle örgüt üyeliğiyle suçlanmam ve hala tutuklu olmam büyük bir çelişkidir." dedi.

Özer’in savunmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Barış Süreci ile benim tutukluluğumun devam etmesi arasında büyük bir çelişki var.

- Bir yandan barış süreci yürütülürken, öte yandan benim ‘terör örgütüne üye olma’ suçlamasıyla yargılanmam ve 23 Mayıs’taki duruşmada tutukluluğumun devamına karar verilmesi kabul edilemez.

- Ahmet Özer davası Barış Süreci için bir samimiyet testidir. Türkiye’nin yarısı dışlanarak toplumsal barış tesis edilemez.

- Adaletin ve hukukun işlemediği, çifte standardın hakim olduğu bir yerde kimse toplumsal barışa inanmaz."

'KENT UZLAŞISI'NDAN TAHLİYE

Duruşmaya verilen aradan sonra mahkeme heyeti; Ahmet Özer'i, tahliye ederken yurt dışı ve şehir dışı çıkış yasağı verdi.

Öte yandan Özer, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü dosyası kapsamında hala tutuklu bulunuyor...

CHP HEYETİNDEN CEZAEVİ ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Öte yandan davayı Silivri'de takip eden CHP heyeti açıklamalarda bulundu.

"HALA KAYYUM YÖNETİMİ VAR"

Heyet adına konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, şöyle konuştu:

"Davanın hiçbir hukuki temeli yok. Belediyeye kayyum atanmıştı, mahkeme 6 tanık dinledi. CMK uyarınca asla tanıklık yapmaması gereken bir meczubu da dinledi mahkeme. Tutuklu bulunduğu yerden iftira atmaya devam eden bir meczubu da mahkeme dinledi.

30 Ekim'den bu yana Ahmet Özer tutuklu, belediye bir kaymakam tarafından yönetiliyor. Oysa bugün görüldü ki bu dava tümüyle çökmüştür. Yürütülen süreç siyasidir. Siyasi konjonktürden adaletin nasıl etkilendiğini bir kere daha görmüş olduk ama mesele Ahmet Özer meselesi ile bitmiyor. Esenyurt'ta hala kayyum yönetimi devam ediyor. Derhal bu uygulamaya son verilmeli, Esenyurt'un iradesi Esenyurt'a geri verilmelidir.

"KARARA RAĞMEN HÜCRESİNE DÖNDÜ"

'Batıdaki Kürtleri belediye meclis üyesi yapmak' şeklinde saçma sapan suçlamalarla insanları tutuklamak Türkiye'de adalet, demokrasi bırakmıyor. Türkiye'nin bir an evvel olağan hukuk görünümüne dönmesi ve bütün haksız tutuklu bulunan belediye başkanlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Ahmet Özer bugün bu davadan tahliye edildi ama bir başka davadan hakkında verilen haksız bir tutuklama kararı ile tahliye kararı almasına rağmen hücresine geri döndü."

İDARE HUKUKÇUSU'NDAN 'KAYYIM' DEĞERLENDİRMESİ

İdare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında 'kent uzlaşısı' soruşturması kapsamında verilen tahliye kararının ardından Esenyurt Belediyesi'ne atanan kayyımın artık hukukî dayanağını yitirdiğini aktardı.

Anayasa'nın 38/4. maddesindeki masumiyet karinesine atıfta bulunan Günday, yargılama sürecinde mahkûmiyet kararı verilmedikçe bir kişinin suçlu sayılamayacağını bildirdi.

"ARTIK HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL"

Prof. Dr. Günday, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer’in tutuklu yargılandığı davada verilen tahliye kararıyla birlikte, kayyım atamasına gerekçe gösterilen fiil ortadan kalkmıştır. Her ne kadar hakkında başka bir soruşturma kapsamında tutukluluk hali sürüyor olsa da, bu tutukluluk doğrudan görevle bağlantılı ve kesinleşmiş bir mahkûmiyet içermediği sürece, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun kayyım atamaya ilişkin hükümlerini devreye sokmaz. Hukuka uygun olan, kayyım atamasının kaldırılması ve Belediye Meclisi’nin 45. madde uyarınca kendi içinden yeni başkan vekilini seçmesidir."

''İHLALE NEDEN OLUR''

Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasına dikkat çeken Günday, tahliye edilmiş bir kişiye yönelik kayyım uygulamasının Anayasa’ya da aykırı olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

"Tahliye edilmiş bir kişiyi, kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmaksızın görevinden uzaklaştırmaya devam etmek, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır. Bu durum sadece hukuk devleti ilkesine değil, seçme-seçilme hakkının da ihlaline neden olur."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri