"AKP içinde Hakan Fidan’a karşı yapısal bir direniş yoktur"

Misafir Kalem

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensaroğlu'nun aşağıdaki videosunu izleyenler; AKP içinde Hakan Fidan'a karşı ciddi bir blok oluştuğunu düşünebilirler.

Ve hata yaparlar!

Bu bir protesto değildir. Bu kurnazca planlanmış bir siyaset sahnesidir.

Hep birlikte inceleyelim...

İstihbarat analizinde "görünürdeki çatlak", çoğu zaman sistemin sigortasıdır.

Mevcut tabloda AKP içinde Hakan Fidan’a yönelik bir "isyan" değil, merkezi olarak kurgulanmış bir "rol paylaşımı" izlenmektedir. Bu, monolitik (tek sesli) bir yapının yaratacağı toplumsal kırılmayı önlemek için uygulanan "kontrollü kaos" doktrinidir. Merkez, kendi içindeki bütünlüğü bilerek esnetmekte, farklı hedef kitlelere farklı frekanslardan yayın yapmaktadır.

Eğer devlet sadece Fidan’ın "sert güç" diliyle konuşursa, bölgedeki sosyolojik taban tamamen kaybedilir. Sadece Ensarioğlu’nun "diyalog" diliyle konuşulursa, devletin caydırıcılığı sıfırlanır ve en önemlisi Milliyetçi oylar kaybedilir. Bu ikili yapı, bir yönetim zafiyeti değil, stratejik bir zorunluluktur.

Sistem, Hakan Fidan’ı "kötü polis" (uygulayıcı), parti içindeki muhalif sesleri ise "iyi polis" (müzakereci) olarak konumlandırmaktadır.

Fidan’ın Suriye ve Irak sahasındaki operasyonel sertliği, Kürt seçmen üzerinde yüksek basınç yaratır. Galip Ensarioğlu ve Mehmet Metiner gibi figürlerin işlevi, Fidan’ı durdurmak değil, bu basıncı "gaz alma" yöntemiyle tahliye etmektir. Bu mekanizma, sert güvenlik politikalarının yarattığı şoku absorbe eder.

Bir motor (devlet aygıtı) sürekli yüksek devirde (operasyonel sertlikte) çalıştırılırsa hararet yapar. Ensarioğlu gibi isimler, motorun soğutma suyudur. Onların "eleştirisine" izin verilmesi, kitleye "Hala bizi anlayan birileri var" mesajı vererek, radikal kopuşları (DEM Parti veya sokak hareketleri) engeller.

Fidan’ın profili, klasik bir Dışişleri Bakanı değil, bir "Güvenlik Mimarı"dır. Söylemleri diplomatik nezaketten ziyade, sahadaki askeri gerçekliğe dayanır. "YPG elimine edilecek" veya "İsrail'in vekil güçleri" tanımlamaları, iç siyasete değil, doğrudan muhatabın (ABD/İsrail/PKK) stratejik merkezine yöneliktir. Fidan, "siyaset üstü" bir teknokrat olarak kodlanmıştır; bu yüzden parti içi polemiklere girmez.

Galip Ensarioğlu, devletin "kırmızı çizgilerine" basma yetkisine sahip nadir aktörlerdendir. Geçmişte hakkında açılan soruşturmalara rağmen sistem içinde tutulması, onun bir "hata" değil, bir "varlık" olduğunu gösterir. Ensarioğlu, Fidan’ın diliyle konuşamayan, o dilden korkan muhafazakar Kürt taban ile devlet arasındaki son köprüdür. Onun "Fidan dönemin ruhunu yansıtmıyor" çıkışı, Fidan’a bir saldırı değil, tabana verilen bir "Ben buradayım, sizi koruyorum" sinyalidir.

Mehmet Metiner’in "Kürtleri İsrail’e itmeyin" uyarısı, taktiksel değil, stratejik bir "B Takımı" planıdır. Fidan, YPG’yi İsrail ile eşitleyerek milliyetçi oyları konsolide ederken; Metiner, "Ümmet Kardeşliği" kartını masada tutar. Bu, devletin elinde iki farklı koz olduğunu gösterir: Biri sopadır (Fidan), diğeri havuçtur (Metiner). Metiner’in uyarısı, devletin Kürtleri tamamen "düşmanlaştırmadığını", sadece "terörle" savaştığını hatırlatan bir emniyet mandalıdır.

Saha analizinde tesadüfe yer yoktur. Hakan Fidan’ın "Tüm YPG kadroları gidecek" dediği hafta ile Ensarioğlu ve Metiner’in "yumuşama/uyarı" açıklamalarının eş zamanlı olması, bunun bir iletişim kazası değil, bir iletişim stratejisi olduğunu kanıtlar. Normal şartlarda, Dışişleri Bakanı’nı bu kadar açık hedef alan vekiller disipline verilir. Verilmemeleri, metnin aynı kalemden (Strateji Ofisi) çıktığını veya onaylandığını gösterir.

Bu denklemin operatörü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

Fidan ve Ensarioğlu arasındaki gerilimi bir yönetim aracı olarak kullanır. Erdoğan, Fidan ile "devletin sopasını", Ensarioğlu ile "devletin şefkatini" simüle eder. Fidan’ın arkasında durup "Kılıç kınından çıkıyor" derken, Ensarioğlu’na alan açıp "Kardeşlik seferberliği" demesi, bir çelişki değil, "Çift Hatlı" stratejidir. Erdoğan, Fidan’a güvenmese onu en kritik dosyalara (ABD, Rusya) atamazdı.

Özetle; AKP içinde Hakan Fidan’a karşı yapısal bir direniş yoktur.

Görülen şey, Fidan’ın temsil ettiği "Sert Uygulama"nın yarattığı sarsıntıyı azaltmak için devreye sokulan bir süspansiyon sistemidir.

Araç (Devlet) hızla hedefe giderken (Suriye Operasyonu), yolcuların (Seçmen) sarsıntıdan kusmaması için Ensarioğlu ve Metiner gibi amortisörler çalışmaktadır.

Bunu anlamayan analistler, parti içinde "bölünme" beklerken, sistem tahkim edilerek yoluna devam eder.

Fidan motor gücüdür, diğerleri konfor elemanıdır.

SERKAN YILDIZ / X hesabı; @serkan80yildiz / 21 Aralık 2025

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.