Bakanlar Kurulu toplantısında Çankırılı duruşu!

Vedat BEKİ

12 Haziran seçimlerine gidilen şu günlerde, siyasi partiler ve milletvekili adayları "sandıktan çıkabilme" gayreti içerisindeler...

Onların bu gayretini anlayışla karşılamak zorunluluğunun bilincinde olan kalem sahibi olarak, biraz onların şahsında biraz da vatandaşın kafasında "nasıl bir siyasetçi" beklentisinin ortaya konulmasından çok, geçmişte yaşanılan ve bugün için sadece ve sadece "maziden tatlı bir hatıra"dan öteye geçmeyeceğini düşündüğüm bir hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum...

Hatırasını anlatacağım şahıs, yıllarca Çankırı ve Türk siyasetinde önemli roller üstlenmiş, bugünlerde "Japonya değil, İndağı" başlıklarına neden olan Çankırı - Kastamonu karayolunun yapımını gerçekleştiren zamanın Bayındırlık Bakanı sayın Nurettin Ok...

Nurettin Ok, 39. Hükümet'te, yani 4. Süleyman Demirel, 1. MC Hükümetinde (31 Mart 1975 - 21 Haziran 1977) İmar ve İskan Bakanı olarak görev yapmıştı.

Ağustos 1975'de Bakanlar Kurulu toplantısına Valiler Kararnamesi geliyor... 1972 yılından bu yana Emniyet Genel Müdür Muavinliği görevinde bulunan Nevzat Ayaz'la yaptığı görüşme sonrası toplantıya giren Ok, önüne getirilen yeni valiler ataması ile ilgili kararnameyi görüyor. Listede Nevzat Ayaz'ın olmadığını görünce kararnameye imza koymaktan imtina ediyor!

Durumu gören hükümetin başı Süleyman Demirel "Hayırdır" (!) diyor. Bakan Ok da "Ben bu kararnameyi imzalamam! Nevzat Ayaz'a söz verdim" deyince "Ben senin bu kadar üzüleceğini bilseydim o ismi yazardım! Neden daha önce söylemedin" der ve Zonguldak Valiliğine Nevzat Ayaz'ın yazılmasını ister.

Daha sonra yapılan değişiklik bakanların önüne tekrar geldiğinde Nevzat Ayaz Zonguldak Valisi olarak kararnamede yer almış ve hükümet üyelerinin imzası ile o kararname yürürlüğe girmiştir.

*  *  *

Bu hatırayı neden anlattığımı sizlere aktarmakta zorlanacağımı düşünüyorum. Sebebine gelince; geçtiğimiz 4 yıllık dönemde milletvekilleri Dr. Nurettin Akman ve Suat Kınıklıoğlu hangi Çankırılı bürokrat için Başbakan'a ya da hükümette görevli herhangi bir bakana böylesi bir duruş sergilemişlerdir bilemem ama, önümüzdeki dönemde Çankırılı bir milletvekilinin hükümette görev aldığını varsaysak dahi, geçmişte sayın Nurettin Ok'un kabinenin başı olan Başbakan'a karşı göstermiş olduğu duruşu sergileyebileceğini düşünemiyorum!

Düşünemiyorum çünkü; içinde bulunduğumuz parlamenter demokrasi "Lider sultası" altında yaşanmakta ve bir Allah'ın kulunun da buna müdahale etme şansı yok!

Böyle olunca da çok değil bundan 35 yıl önce yaşanan olayın bir tekrarının da önümüzdeki süreçte hayat bulması mümkün değil!

"Yerel adaylar"ın ağırlık kazandığı isimlerle oluşacak olan 24. dönem TBMM'nin çatısı altında hizmet verecek olan milletvekillerinin ve bu milletvekillerinden seçilecek yeni hükümet üyelerinin oluşum sürecinin nihai kararı "genel başkanların" iki dudağından çıktığını düşündüğümüzde, daha önceden dile getirdiğim "üç çift dudak demokrasisi"nin ülkeye ve ülke insanına hangi mutlulukları taşıyacağını merak etmiyorum dersem inanın "yalan" olur!

Yine Türkiye ve Çankırı siyasetinin unutulmaz isimlerinden sayın Nurettin Ok'a dönerek, tecrübeli siyaset adamının "Bir politikacı olarak politikaya girmek isteyenler 5 altın kural diye sorsak hangilerini söylerdiniz?" sorusuna verdiği yanıtı sizlerle paylaşarak, günümüz yerel politikacılarıyla kıyaslama yapmanıza fırsat vermek düşüncesindeyim: 

"Evet bu beş altın kural neler olmalı, Şimdi girmiş, bir; doğruluk ve dürüstlük. İki; doğruluğunu zamanında ve yerinde söylemek, Üç; vatandaşı cahil, halim, tahsilli tahsilsiz diye ayırmadan çok iyi dinlemek, Dört; memleketin meselelerini her gün yakinen iç politikada ve dış politikada gelişmeleri takip etmek, Beş; Seçim bölgende ihtiyaç manzumesi ne ise onun halledilmesi neye vabeste ise o bilgi, müşahede, tetkik kavramını yürütmek." (Çankırı Tarihine Tanık: Nurettin Ok, Mülakatı Gerçekleştiren: Nurettin Derelli, Ankara Anadolu Kulübü 12/02/2005 Cumartesi - yayımlayan: cansaati.org)

*  *  *

Başkent'te 20-24 Nisan tarihleri arasında Başkent'te Altınpark Fuar alanında gerçekleştirilen 2. Turizm ve Gezi Fuarında Çankırı ile ilgili standı kişisel gayretleri ile oluşturan ve fuar süresince başarıyla açık kalmasını sağlayan Sözcü18 yazı ailesinin önemli kalemlerinden Ömer Faruk Eryılmaz ile yazar Bahattin Ayhan'ı kutlamadan edemeyeceğim.

Daha fuarın olumlu eleştirilerini dile getirmeden yine Ömer Faruk Eryılmaz öncülüğünde 7 Mayıs'ta Başkent'te Mali Müşavirler Odası Konferans Salonunda gerçekleşecek olan "Uzak Çağların Yakın Kenti Çankırı'nın Turizm Potansiyeli" başlıklı paneli yine bu doğrultuda önemli bir adım olarak görüyor ve Sözcü18 olarak her türlü destekle yanında olduğumuzu ifade etme gereği duyuyorum.

Son on günde ortaya çıkan böylesi iki projenin Başkent'te ÇANTA Federasyon olarak adlandırdığım ve 300 bin Çankırılı'yı temsil ettiği noktasında büyük şüphelerimin olduğunu defalarca zikretmekle ne kadar haklı olduğumu bir kez daha görmenin mutluluğunu da yaşadığımın bilinmesinde beis görmediğim de aşikardır!

Çankırı Başkent'te "devasa kirli ve solmuş tabelalarla" temsil edilmez ve de edilmemelidir!

Aklıma gelmişken sorayım; Söyler misiniz kim verdi size Başkent'te Çankırı'yı temsil etme yetkisini?

Umarım bu soruyu cevaplandıracak kadar yüreğiniz vardır!

Yorum Yap
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.