Bize nettiyse kuşbazlık etti, arkadaş!(*)

İbrahim ZENCİRCİ

Güvercin, keklik gibi süs kuşları, besleyen, yetiştiren kuş meraklısı kişilere genel olarak “kuşbaz” denildiği herkesin malumudur.

Kuşçuluk, Osmanlı döneminde saray tarafından desteklenen ve protokolde yeri olan meslekmiş.

Günümüzde ise özellikle Çankırı’da 'kuşbaz'a iyi gözle bakılmaz. Evlenecek çağa gelmiş delikanlının adı 'kuşbaz'a çıkmış ise vay haline.

Kuşla oynayan delikanlıya kız istemeye gidildiğinde bu merakı bir kusurmuş, bir eksiklikmiş gibi yüzüne karşı söylenmezse de, pek hoş karşılanmaz, hatta damat adayının kuşbaz olması kız analarını ürkütür.

Bu kelime aynı zamanda tembel yerinede kullanılır. “İşi kuşbazlığa vurmak” diye bir deyim vardır. Yapılan işin mala davara faydası olmayacağı düşüncesini akla getirir.

1960 yıllarda Çankırı’da Tuzcular Arastasında Kuşçu Kahvesi vardı. Bu kahvede, bülbül ötüşlü kanarya, paçalı taklacı güvercin, kınalı keklik gibi ötücü ve süs kuşları meraklılarının yanı sıra dövüş horozu ve dövüşçü “coluk” (Çankırı lehçesinde hindi) besleyenler vardı.

Horuz, coluk dövüştürenlere kuşbaz denmezdi ama o yıllarda pekte yadırganmaz,coluk dövüştürmek şimdiki futbol maçları gibi erkeklerin pazar eğlencesiydi.

Pazar günleri öğleden sonra, dişi coluk önde, dövüşçü erkek coluk arkada, sağa sola çemkiren bizim mahallenin gölbezleri ile birlikte ve seyirci çoluk çocuğun; “gabaramazsın kel fatma, annen güzel sen çirkin” tekerlemesi eşliğinde gabarıp, gubararak ve de gulu gulu, gulu gulu nidaları çıkararak, yola koyulurlardı. Şimdilerde “protokol yolu” olan, istasyon caddesinden alay-ı vala ile geçerek dövüş meydanına, Güneş Okulunun bahçesine giderlerdi.

Ekmekçi “Kör Mahir”in coluğu ile Karpuzcu Memed Efendinin coluğu, her zaman başa güreşirdi, bu colukların dövüşçülükteki namları civar il ve ilçelere bile ulaşmış, yetmiş iki vilayette duyulmuştu.

Aradan geçen kırk, elli yıldan sonra yedi yüz kilometre uzakta olmam nedeniyle, dövüşçü coluk yetiştiriciliği ve kuşbazlığın Çankırı’da ne durumda olduğunu bilemiyorum. Sadece bana haber yollayan “minik kuşların” söylediğine göre, kafes kekliği ve dağ kekliği yetiştiriciliğinde A.B. fonlarından kaynak sağlandığını, desteklendiğini öğrendim. 

Akil baliğ olmadan önce bizimde kuşbazlığa merak salmışlığımız ve de bahçede, köşkte değil de, evin hampuş'unda (hampuş: Çankırı ve yöresinde tavan aralığı) oynak güvercin beslemişliğimiz vardır.

“Vay ki kuşbazlık… Bize nettiyse kuşbazlık etti, arkadaş.”

İşi kuşbazlığa vurup Hukuk Fakültesini boşlamasaydık nice baltalara sap olup ve de adam sırasına bile girdik gittiydi. Hala ilçeyken yetişir, Yalova'ya kaymakam bile olurduk.

“Vay ki kuşbazlık… Bize nettiyse kuşbazlık etti, arkadaş.”

(*) Bu yazı ilk olarak 14.06.2009 tarihinde cankiripostasi.com'da yayımlanmıştır.

Yorum Yap
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.