Bülent Arınç: Hükümet-cemaat tartışması son bulacak

Başbakan Erdoğan Ankara'da, Bülent Arınç Londra'da Cemaat ile ilgili farklı açıklamalarda bulundular.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın Ankara'da Gülen cemaatine sert sözlerle yüklendiği saatlerde, İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House'da bir konuşma yaptı ve Gülen cemaatinin bir oyunun bile kendileri için önemli olduğunu, bu tartışmaların kısa zamanda son bulacağını söyledi.

İşte Arınç'ın açıklamaları:

ÜÇ DÖNEM KURALI
"Üç dönem kuralı değişecek şeklinde bir şey söylemedim. O günkü konjonktürde farklı bir gerçek karşımıza çıkarsa, üç dönem kuralı Allah'ın emri değil, kanun maddesi de değil, parti bu konuyu kendi içerisinde düşünür, müzakere eder ve şartların elvermediği kanaatine varırsa, bu kuralı değiştirebilir dedim. Eğer konjoktürün böyle bir dönüşüme müsait olduğunu anlarsak, bu noktada kesinlikle bir tartışmamız olamaz, biz gideceğiz arkamızdan gelenler bu işi ileri götürecek. Ama bugünkü hükümetimiz, Başbakanımız kadar güçlü insanların önünün açılması lazım.

"İÇİMİZDE DİN DIŞI HAYAT YAŞAYAN İNSANLAR DA VAR"
Başta Başbakanımız olmak üzere, dini eğitim almış olan, dini hassasiyetleri yüksek olan insanlar olabiliriz. Ama içimizde çok seküler insanlar da var. Çok laik insanlar da var, hatta din dışı bir hayat yaşayan, yani çok seküler bir hayat tarzını kendine benimsemiş insanlar da var. İçkisini içmeyenler olduğu gibi, içkisini alanlar da var. Başını örtenler olduğu gibi, başını açık tutanlar da var. Biz, Türkiye'nin bir ortalamasıyız. Kimseye zorla bir inancı zorla kabul ettirmek durumunda olmadık, olmayacağız.

HÜKÜMET-GÜLEN KAVGASI
Ben şahsen inanıyorum ki bu tartışmalar kısa zamanda son bulacaktır. Çünkü o hareketin genelde bu tür olayları tasvip etmediğine inanıyorum. Şu andaki karşılıklı atışmalar, söz düelloları bir tarafa, temelde Türkiye sevdalılarının bir noktada tekrar buluşması beklenebilir.

HÜKÜMETİMİZ İLE ARASINDA SIKINTI VAR
Gülen hareketi ile hükümetimiz arasında bir sıkıntı var. Yani herkes, sizler de zannediyorum İngiltere'de yaşayanlar da... Fethullah Gülen, Fethullah Gülen Hocaefendi, Gülen hareketi, Gülen ideolojisi, Gülen'in enstitülerinin bile kurulduğu ülkeler var. İslam anlayışı, Hizmet anlayışı, her yerde biliniyor, bazen de tartışılıyor. Bu hareket etkili bir hareket. Okulları var, ekonomik gelişmişlik içindeler, medya alanında çok güçlüler ve başarılılar.

BİZİ DESTEKLİYORLARDI
Son zamanlara kadar da siyasi noktada beraberliğimiz vardı. Yani parti olarak bizleri destekliyorlar, aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesi, özgürlük yolunda attığımız adımlarda bizimle birlikte hareket ediyorlardı. Son olaylarda şüphesiz bu çok geniş olan kitleyi itham etmiyoruz ama bu kitlenin içinde bir kısım yargı mensupları ve emniyet mensupları başta olmak üzere, farklı amaçlarla birtakım işler yaptıkları ortaya çıktı. Bu çok üzülecek bir olaydır.

TARTIŞMALAR SON BULACAK
Bu sebeple hükümetin alaşağı edilmesi, önümüzdeki seçimlere giderken hükümetin kolunun kanadının kırılmasını amaçlayan bu siyasi operasyon sebebiyle bugünlerde bir tartışma yaşıyoruz. Ben şahsen inanıyorum ki, bu tartışmalar kısa zamanda son bulacaktır. Çünkü o hareketin genelde bu tür olayları tasvip etmediğine inanıyorum. Şu andaki karşılıklı atışmalar, söz düelloları bir tarafa, temelde Türkiye sevdalılarının bir noktada tekrar buluşması beklenebilir. Siyasi olarak bize bu seçimlerde zarar verir mi? Verebilir. Vermeyebilir de? Çünkü biz iki seçmenden birinin oyunu alan yüzde 50'lik bir iktidarız. Bu şu anda da geriye düşmüş durumda değil.

BAŞBAKAN AYNI SAATLERDE NE DEDİ?
"Bürokrasi içinde yuvalanan çete mensupları bu kayıt ve şantaj operasyonları içinde yer almışlar. Biz kirli tezgâhı, ihanet çarkını bozduğumuz için bize saldırıyorlar. İnanın 28 Şubat’ta bile bu kadar ahlaksız olmamışlardı. Biz bu paralel örgütü 12 Eylül’de darbeci paşalara yaptığı yalakalıktan, 28 Şubat’ta sırtımıza sapladığı hançerden biliyoruz. Bu kadar büyük bir düşkünlüğün bir ihanetin içinde olmamışlardı. Aldanmışız. Gerçekten safmışız."

ONLARIN BİR OYU BİLE DEĞERLİ
Ama onların bir oyu bile bizim için değerli. İsteriz ki oylarını, siyasi desteklerini tekrar bize versinler. Yaşadığımız olayları onların da anlayışla karşılayacağını, bu noktada hükümetimizin tavrını destekleyeceklerini ümit ediyoruz. Kategorik olarak bu harekete karşı değiliz. Bunların iyi niyetle Türkiye içinde, dışında faaliyetler gösterdiğine büyük kitle olarak hepimiz inanıyoruz."

TÜRKİYE'DE BASINDA BASKI VAR MI? - ALO FATİH OLAYI
Bunu kendisi de kabul etti. O sırada kendisi yurtdışındaydı. İstanbul'daki gösteriler sırasında olduğunu anlıyoruz. Bazı televizyonlarda olaylarla ilgili yönlendirmeler yapıldığını, kendisine hakaret edildiğini ifade ederek birisini aradığını söyledi. Ben basından sorumlu bir başbakan yardımcısı olarak şununla daha çok karşılaştım. Türkiye'de terör can yakarken, karakollar basılırken, sokakta bombalar patlarken bir takım televizyon ekranları kolu kopmuş, kafası gövdesinden ayrılmış insanların görüntülerini canlı canlı ekrana getiriyordu. Bu ekranlara getirilme bakımından, hem örgütün propagandasının yapılması bakımından hem de halkta korku ve panik yaratılması bakımından tehlikeliydi."

"BİR İKAZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ"
Bu konuda televizyon yöneticilerinden hassasiyet istediklerini belirten Arınç, bu haberleri başka türlü vermeleri konusunda uyarıda bulunduklarını söyleyerek, "Sanırım Sayın Başbakan'ın da ifadesi budur. Eğer bu, doğrudan basın özgürlüğüne müdahale ise siz bunu tartışabilirsiniz. Ama bunu bir ikaz olarak, ekranda yaşadışı bir olayı düzeltmelerini istemek gibi de alabilirsiniz" şeklinde konuştu.

17 ARALIK OPERASYONU
Herkesin nefretle hatırladığı, ağır bir suç. Kim suistimal ediyorsa, kim çıkar amacıyla kanuna karşı hareket ediyorsa, bakan da olsa, sivil bir insan da olsa mutlaka bunun hesabını vermesi lazım. Olayı böyle kabul ettik, bakanlar değiştirildi. Yeni bir hükümet değişikliği ile yoluna devam etti.

KANUNSUZ DİNLEMELER YAPILMIŞ
Ancak bu sırada şu fark edildi; maalesef bu soruşturmaları yürüten bazı savcılarda, emniyet içinde bazı işbirliği içinde olanlar, olayı farklı mecraya götürme gayreti içinde oldular. Kimsenin haberdar olmadığı konuları birlikte hazırlamışlar, kanunsuz bir şekilde dinlemeler yapılmış. Bunlar kanunsuz bir şekilde rapor haline getirilmiş. 14 ay boyunca dinlenen kişiye sonunda bir bilgi verilmemiş. Soruşturma esasa kaydedilmeden savcılık içinde yapılmış ve bir gün düğmeye basılmış.

GEZİ PARKI PROTESTOLARI
Gezi olayları haziran aylarında oldu. Bu bir çevre duyarlılığı ile başladı gibi kabul ettik. Ben o zaman olaylara bizzat müdahale eden bir bakandım. Çünkü Başbakan yurtdışındaydı. Taraflarla görüştüm. Bu konuda mahkeme kararlarını dikkate alacağımı söyledim. Belediyelerin yapılacak işlerle ilgili halkın düşüncelerini sorması gerektiğini, plebisit yapılacağını söyledim.

5-6 CANIMIZ GİTTİ
Ağaçlar kesilmesin, buraya AVM yapılmasın, çevreler, yeşiller mahvolmasın diye üç beş kişi ile başlayan olaylar sonra mecra değiştirdi, sokak olaylarına dönüştü, silah kullanıldı. 5-6 canımız gitti. Bunların hepsi bizim için çok değerli. Kamu malları ateşe verildi ve maalesef ambulanslar bile tahrip edildi. Bu olaylara da hükümet güvenlik güçleriyle müdahale etti.

GEZİ OLAYLARI VE YOLSUZLUK OPERASYONUNUN EKONOMİYE ETKİSİ
Türk Lirası'nın düşüşünü bu olaylarla veya son 17 Aralık olayları ile  bağlantılı görmemek lazım. Bunların tesiri varsa, çok düşüktür. Yüzde 5 dersiniz yüzde 10 dersiniz. Dolar tabii stabil hale geliyor bugünlerde. Bir yükseliş gösterdi. Bu belki biraz Amerika'daki Fed ile ilgili, biraz da belki iç politikadaki bazı davranışlar sebebiyle borsa endekslerinin düşmesi, dolara etki etmesi vesaire?. Aslında bizde dolar kuru çok düşüktü.

Birden bire yükselmesi dikkat çekti.  Zaman içinde stabil bir şekilde yükselseydi bunları konuşmuyor olacaktık. Ama şu anda 2,30-2,40'lar seviyesine giden 2,10'lar seviyesine geldi ki, 2 ideal bir seviyedir. Bunu da yakın bir zamanda karşılayacağımızı düşünüyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri