CHP, Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor

Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan olağanüstü MYK toplantısını sonrasında konuşan Bülent Tezcan, CHP'nin kabul edilen KHK ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağını açıkladı.

Anamuhalefet partisi CHP, dün yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) değerlendirmek üzere bugün olağanüstü toplandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan MYK toplantının ardından CHP sözcüsü Bülent Tezcan açıklama yaptı

“Türkiye dün yeni bir darbe bildirisiyle uyandı diyen” Tezcan, son KHK’daki tartışmalı ‘Sivillere ceza muafiyeti’ düzenlemesiyle ilgili olarak, “Buradan demokrasi değil, faşist rejimler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru sürüklenmiştir. Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor.” açıklamasında bulundu. Tezcan, “Bu hüküm bir örtülü af getirmektedir. “Geçmişte böyle suç işlemiş olanları affediyorum” diyor. TBMM af getirecek olsa 5’te 3 çoğunluk olması lazım. ” diye konuştu. “OHAL KHK’ları ile Meclisi fiilen ortadan kaldırıyor. Buradan demokrasi çıkmaz. Diktatörlük, tek adam rejimi ortaya çıkar” diyen Tezcan, KHK’ları Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini duyurdu.

Tezcan’ın konuşmalarından satır başları

"Ne yazık ki Türkiye 20 Temmuz darbesinden bu yana 17 aydır darbe bildirisi olan OHAL KHK’larıyla yönetiliyor. Erdoğan iktidarı Türkiye’yi darbeyle yönetmeye alıştı. Darbenin sağladığı imkanlar bu iktidarı darbe bağımlısı hale getirdi. 17 aydan bu yana OHAL ile ilgisi olmayan KHK’larla siyasal, hukuksal yaşamı işlemez hale getirdi. 17 ayda neyi yapamadılar. Neden Türkiye OHAL şartlarında. Anlaşılan o ki niyetleri gelecek sandığa kadar Türkiye’yi OHAL şartlarında yaşatmak. Buna müsaade etmeyeceğiz. TBMM’yi devre dışı bıraktılar.

OHAL KHK’ları Meclis’i tamamen feshetmeye yönelik. Meclis’i tatil ettiler, ettiklerinin ertesinde pazar günü 2 KHK yayımladılar. Buna ilk itirazı TBMM Başkanı’nın yapması gerekirdi. TBMM’nin şanını korumakla yükümlü olan TBMM Başkanı’dır. Sayın Meclis Başkanı’nın böyle bir derdi yoktur. Meclis’in etkisizleştirilmesinin temsilcisi olmaya aday bir noktadadır.

MİLİTARİST BİR TOPLUM VE DEVLET YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Tek adam rejimlerinin militarist bir şekilde tahkim edildiği rejimlerin adı diktatörlüktür. AKP Genel Başkanı’na sesleniyorum. Buradan demokrasi değil, faşist rejimler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru sürüklenmiştir. Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor. En çok tartışıma madde 121. maddesi. Yani bir cezasızlık hükmü içeren madde. Ne diyor? “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakmaksızın 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket edilen kişi hakkında, ceza verilmez” diyor. Sokaktan geçen kişi ben terörle mücadele ediyorum diye suç işlerse buna ceza vermeyeceksin. Hiçbir ciddi devlette olmaması gereken bir şey. Militarist devletlerde olur, faşist devletlerde olur, paramiliter güçler kurarak toplumu korkutmak isteyen diktatörlüklerde olur. Bu madde iktidar eli ile sivil silahlı çete kurma maddesidir. Niyetiniz o değilse niyetinizi doğru ifade edin. Bu OHAL KHK’ları toplumu ve devleti militarize eden bir anlayışı getiriyor. Tek adam rejimi tahkim ediliyor. Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Türkiye’yi bir ateşin içine atmak peşinde misiniz?

NASIL GÜVENECEĞİZ?
AKP Genel Başkanı 2014’te ne diyordu? “Esnaf gerektiğinde asayişi sağlayan, polistir, askerdir” diyordu. Bütün bu KHK’ların oluşumunda bir kişiden bahsediyoruz. Nasıl güveneceğiz? Aşağıdaki insanlar kendilerince işgüzarlık yapıp böyle bir toplumsal çatışmanın fitilini ateşlerse ne yapacaksınız? Derhal bu tehlikeli uygulamalardan vazgeçmeye çağırıyoruz iktidarı. Bu düzenlemelerin derhal kaldırılması gerekir.

FETÖ YÖNTEMLERİYLE FETÖ İLE MÜCADELE EDEMEZSİNİZ
Aynı KHK ile yüksek yargı, Yargıtay ve Danıştay düzenleniyor. Bu yöntem tanıdık bir yöntem Sayın Erdoğan. Bu FETÖ icadı bir yöntem. Bu yöntemle FETÖ ile mücadele edemezsin. Bunları daha önceden uyguladınız, yargıyı perişan ve rezil ettiniz. Aynı yöntemlerle yol yürümeye devam ediyorsunuz. Yargıtay’a 160 militan atayıp sonra ‘Allah verdikçe veriyor’ diyen sizin iktidarınızdı. Allah’ın ve milletin sizi tekrar tekrar affedeceğine inanıyor musunuz? Bu ülkenin böyle bir kötüğü hak etmediğini hepimiz biliyoruz. KHK ile yüksek yargıyı düzenleyemezsiniz. OHAL size bu yetkiyi vermiyor. OHAL darbe girişimiyle mücadele yetkisi veriyor. Neden Yargıtay ve Danıştay’daki hakimlerle uğraşıyorsun? Çünkü diktatörlük peşindesin.

TEK TİP KIYAFET
Tek tip elbise şartı getiriliyor. Guantanamo özentisisiniz. Bunu Erdoğan söylüyor. Dünyanın nefret ettiği yeri örnek alıyorsunuz. Bu masumiyet karinesine açıkça aykırıdır. Bu önyargılı yargılamanın ifadesidir. Yarın o elbiseyi kimin giyeceği belli olmaz. Bugün burada yarın oradasın. Onun için bir yol var şaşmayacağımız; evrensel hukuk ilkeleri.

KHK’LI TAŞERON DÜZENLEMESİNE TEPKİ
Taşeron düzenlemesi patenti bize ait olan bir düzenlemedir. İktidarın en azından söylem düzeyinde bunu kabul etmiş olmak zorunda kalmış olması sevindiricidir. Bu projemizi önce çaldılar, ona bir şey demedik. Sonra bozdular, milleti de iğfal ettiler. Parlamento, işçi sendikaları, meslek örgütleri devre dışı bırakılmıştır. Durumu kurtarmaya dönük bir düzenleme yapılmıştır. Eksik ve yetersiz bir düzenlemedir. Kısmen de olsa taşeron işçiye kadro verilmiş olması sevindirici bir husustur. Tamamını kapsayan bir düzenleme yapılmamıştır. Garip bir nokta sınav getirilmiştir. Neyin sınavını yapacaksın? Zaten kendisini kanıtlamış, yıllardır çalışıyor. Bu yeni yandaşlara kadro açma gayretidir. Bir de güvenlik soruşturması getirmişler. Başbakanlık Müsteşarı mı atıyorsun? Bir başka önemli nokta haklarından feragat edeceksin diyorsun. Hiçbir şey istemeyeceksin diyorsun. Bütün haklarından feragat etme hükmünü nasıl getiriyorsun?”

“ANAYASA MAHKEMESİ’NE GÖTÜRECEĞİZ”
Bu KHK’lar 20 Temmuz darbesinin sıkıyönetim bildirileridir. Artık Türkiye OHAL KHK’ları ile yönetiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin aslında 1991 yılında verdiği iki önemli karar vardır: OHAL döneminde çıkarılan kararnameler OHAL’in amcına uygun olmalıdır. Bugünkü AYM konjonktür mahkemesi olduğu için, Anayasa Mahkemesi olarak değil ana darbe mahkemesi olarak hareket ettiği için o içtihadından döndü. 17 aydır Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıda en önemli vebal sahibi Anayasa Mahkemesi’dir. Bu KHK’yı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmiş olmasına rağmen bir kere daha onlara günahlarını affettirme fırsatı vereceğiz. Bakalım vicdanları sızlamış mı?"

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri