Demirtaş: Bu zalim iktidara karşı direnmek kutsaldır

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Arınç'ın "Demirtaş, çözüm sürecinde iyi niyetli çaba göstermiyor" sözüne "Sayın Arınç, ülkede tansiyonu yükseltmeye gerek yok" diye cevap verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş,"Bu zalim iktidara karşı direnmek kutsaldır" dedi.

Demirtaş, Başbakan Yardımcısıcı Bülent Arınç'ın "Demirtaş, çözüm süreci konusunda iyi niyetli çaba gösteren ve bu sürecin başarıya ulaşmasını arzu eden birisi değildir" sözlerine "Sayın Arınç ülkede tansiyonu yükseltmeye gerek yok. Bu ülkede kesinlikle silahlar susmalı ve silahlar bırakılmalı" diye yanıt verdi.

Arınç: Demirtaş, Çözüm Süreci konusunda iyi niyetli değil

'DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ BİZİM AÇIMIZDAN ASLA SONLANMAYACAK'
Konuşmasına hayatını kaybeden yazar Yaşar Kemal'i anarak başlayan Demirtaş, "Büyük ustaya bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun inşallah. Hem ailesine hem Türkiye halklarına, eserleri 40 dile çevrildiği için bütün dünya ezilenlerine baş sağlığı diliyorum. Emekçi bir yaşam ve adaletten yana bir mücadele 91 yıl boyunca ilkeli bir duruş herhalde her insana nasip olmaz bu şekilde yaşamak, bu şekilde ölmek. Bu özgürlük ve barış yürüyüşü, demokrasi yürüyüşü bizim açımızdan da asla sonlanmayacak. Bizim açımızdan da asla tamamlanmayacak bir yürüyüş olarak devam edecek. Anısına bağlı kalacağımızın sözünü veriyorum" diye konuştu.

'CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNA GÖRE BU KİŞİLERİN
SERBEST BIRAKILMASI BÜYÜK BİR HUKUKİ HATA'
İş kazalarına değinen Demirtaş, Mecidiyeköy'de yaşanan ve 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasında yürütülen soruşturmayı eleştirerek "Devlet kendi eliyle iş kazalarının, iş cinayetlerinin yüzde 90'ını saklamış. Bizim resmi veri olarak kullandığımız SGK verileri maalesef yalan üzerine kurulmuş bir veriymiş. Türkiye'de neredeyse ortalama hergün 20 civarında iş cinayeti yaşanıyor. İş cinayeti olarak kayıtlara geçmediği için bunlar haberdar olamıyoruz. En son asansör faciası yaşandı ve o iş cinayetinde 10 işçi yaşamanı yitirdi. Hemen ertesi gün bu ülkenin başbakanı şunu demişti. 'Biz bu olayın peşini bırakmayacağız, çok etkili bir soruşturma yürütülecek. Bunların cezaları verilecek' demişti. O olayda tutuklanan kişiler sadece 3 ay tutuklu kaldılar. Hepsi serbest kaldı. Deliller daha toplanmadı. Tanıklar daha dinlenmedi. Ceza Muhakemeleri Kanununa göre bu kişilerin şu anda serbest bırakılması büyük bir hukuki hata. Hükümet uluslararası para babalarına şu mesajı veriyor. Diyor ki senin paran varsa benim ülkeme getir kardeşim. Türkiye'de işçi çok ucuz. İşçinin canı çok ucuz. Biz hesap sormayız. Fatura kesmeyiz. Ceza vermeyiz. Bu mesajı vermiş oluyor" ifadelerini kullandı.

'EKONOMİ BAKANI SEÇİME KADAR İKNA EDİLEBİLMİŞ DURUMDA'
Faiz tartışmaları hakkında değerlendirmede bulunan Demirtaş, "Ekonomi ciddi bir şekilde sinyal veriyor. Patladı patlayacak. Seçim öncesi ekonomik kriz çıkmasın diye cumhurbaşkanı sürekli Merkez Bankası'na talimat yağdırıyor. Sadece önümüzdeki 3 ayı kurtarmaya çalışıyorlar. Dolar fırlıyor. Cumhurbaşkanının umrunda değil. Yeter ki faizler düşsün piyasa canlansın ki insanlar ekonominin tıkırında gittiğini zannetsinler. Bunu kurtaralım diyor. Zaten seçim sonrası kıyamettir ekonomide. Bunu biliyor. Ama seçim öncesinde kriz olmasın diye elinden geleni yapıyor cumhurbaşkanı. Ekonomik kriz patladığında artık işçisi, işsizi kalmayacak. İşverenleri başta olmak üzere en büyük mağduriyeti yaşayacaklar. Dolarla kredi almış olan bütün esnaf, sanayici tamamı iflas edecek. Seçimi kazanayım diyor, umrunda değil gerisi. Seçimi kazanmak için kendi bakanını azarlamak, Merkez Bankası Başkanını vatan haini ilan etmek dahil her şeyi yapabiliyor. Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi var mı? Neye dayanarak Merkez Bankası Başkanına talimat veriyorsun, faizi düşür diyorsun. Anayasayı ihlal ediyor. Bu Anayasa beni bağlayan bir Anayasa değildir, diyor. Ben diyor, kendime güzel bir Anayasa yapacağım seçimden sonra. İçinde Başkanlık da olacak. Benim yetkilerim orada tanımlanmış olacak. Bunun için 400 milletvekili lazım, 400'cük. Bunu da halktan istiyor. Bu kadar başka bir vaadi yok. Ekonomiden sorumlu bakan istifa, intihar noktasına geldi. Bu kadar bunalttılar. O akşam başbakana istifasını sunmaya gidiyor ama seçime kadar ikna edilebilmiş durumda Ekonomi Bakanı. Merkez Bankası Başkanı bırakmak istiyor, başbakan engelliyor" şeklinde konuştu.

'SEÇİM SONRASINDA VEYA SEÇİM ÖNCESİNDE
AKP İLE HİÇBİR UZLAŞMAMIZ YOKTUR'
Demirtaş, "HDP konusunda kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyorlar. Bizim seçim sonrasında veya seçim öncesinde AKP ile hiçbir uzlaşmamız yoktur. Bu haliyle olması da mümkün değil. Bizimle uzlaşmak isteyenler bizim temel ilkelerimize bakacaklar. Bu ilkelerde uzlaşmak isteyen herkesle uzlaşmaya varız. Biz başkasının ilkesizliği üzerinden yeni yaşam kurmayacağız. Bizi her türlü komplo ile her türlü iftira ile yıpratmaya çalışacaklar. Fakat kendi kirlilikleri kapatılamayacak boyutta olduğu için çamur at izi kalsın politikası da tutmuyor" açıklamasında bulundu.

'BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ DÜŞMAN MIDIR?'
Konuşmasında Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin açlık grevi yaptığını belirten Demirtaş, şu ifadaleri kullandı: "Bugün Bingöl Üniversitesi'nde sekizinci gününde açlık grevleriyle birlikte eylemde bulunan öğrenci arkadaşlarımı buradan selamlamak istiyorum. Bingöl Üniversitesi diyorum ama yanlış anlamayın gerçek üniversite falan değil. Bir rektörü var kendisi Elazığ'da Fırat Üniversitesi'nde kadrolu. Ama Bingöl'de rektör. Bu Gıyaseddin Baydaş denen rektör, akrabalarından oluşan bir şirket kurmuş orada. Kapıda bir tabela var Bingöl Üniversitesi yazıyor sadece. Şimdi öğrencilere kan kusturuyor. Burası benim üniversitem diyor. Milli Eğitim Bakanı'na, YÖK Başkanına buradan sesleniyorum. Bu üniversitede neler oluyor? Bunlar yenilir, yutulur iddialar değil. Bu öğrenciler düşman mıdır? Bingöl Üniversitesi öğrencileri düşman hukukuna mı tabiidir? O rektöre buradan sesleniyorum. Haddini bilmeye davet ediyorum. O öğrencilere kalkan eller kırılır. Bunu bilmesini istiyorum"

'PKK'YA SİLAHI BİZ BIRAKTIRACAĞIZ'
Demirtaş, silah bırakma çağrısı ve çözüm sürecinde kendisine yönelik yapılan eleştiriler hakkında konuşarak "Bu uygulamalar, bu anlayış ile birlikte ülkeye barış getireceğim iddiasında olan bir politikayı biz nasıl bağdaştıracağız? Ben bunu söyleyince süreç karşıtı oldum biliyorsunuz. İmralı Heyetimizle birlikte hükümet ortak bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan sonra herkes çok iyi hatırlar ki biz uzun süredir bu açıklama için uğraşıyoruz dedik. Elbette ki bu ülkede kesinlikle silahlar susmalı, kesinlikle silahlar bırakılmalı. Biz asla savaş, çatışma istemiyoruz. Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasetten yanayız. En kısa zamanda bu çağrının gereğinin yapılması için herkesin hazırlık yapması gerektiğini belirttik. Burada hükümetin rahatsız olduğu ne var peki? Biz bu hükümetin barış getireceğine zerre kadar inanmıyoruz, güvenimiz yok demişiz. Bunu dersen demek ki süreci bozmak istiyorsun, anlamına geliyormuş. Hükümetle barış konusunda anlaşamadığımız en temel konu budur. Onlar barış hayalini satmak istiyorlar. Biz gerçek barışı halkımıza armağan etmek istiyoruz. Seçime 3 ay kala tam da barış hayallerini halka pazarlayacaktık buna engel oldunuz diyorlar. Ben de diyorum ki iyi ki engel olmuşuz. Tekrar ediyorum. Biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı 25 gün gecikmişmiş. Ben sormak istiyorum bunu söyleyen kişiye. Açıklama 7 ay önce yapılacaktı? 7 ay geciktiren kimdir? O çağrı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra gelecekti, ortak açıklama; 7 ay önce niye yaptırmadınız bu çağrıyı? Seçime yakın yapıp barış rüyalarını pazarlamak istediler. Buna öfkeliyiz, kızgınız, eleştiriyoruz diye de barış karşıtı olmuşuz. Ama AKP'ye güvenmiyoruz. Bu kısmı çıldırtıyormuş onları. Güvenmiyoruz, güvenmiyoruz. Anlamıyor musunuz, güvenmiyoruz. Sen parlamentoda İç Güvenlik Yasa Tasarısını tekme tokat geçirmeye çalışan bir iktidarsın. Neyine güveneceğiz senin? Seçim barajını mı düşürdün. Neyine güveneceğiz? Ne yaptın barış konusunda. Hangi adımı attın da mahçup ettin bizi de bugün bizden hesap soruyorsun? Bu hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Evet PKK silah bırakacak. Ama biz PKK'ya silah bıraktıracağız. Bunu biz başaracağız" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri