Dindarlar sadece yüzde 72 mi?

İsmail YILMAZ

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Vatandaş Memnuniyet Anketi"nde yurttaşların dindarlık düzeyleri de ölçüldü. "Dindarlık algısı" konusunda yurttaşların % 9'u kendisini "Çok dindar" olarak nitelerken % 63,1’i "Dindarım" dedi. Seçeneklerden "Ne dindarım ne değilim" şıkkı % 21,6’lık bir destek buldu...

Anladığım kadarı ile ankette hangi dine mensup olunduğu sorulmamış sadece dindarlık üzerinde durulmuş, bu da İslam dini haricindeki vatandaşlarında dindarlık hakkındaki ankete katılmış olabileceklerini göstermekte. Yani ülkemizde yaşayan mensubu olduğu dini belirtmeyen ancak ankete katılan vatandaşların %72’lik kısmı dindar olduğunu beyan etmiş. İlginç ama bize öğretilen ülkemizin %99’nun Müslüman olduğu yönündeydi. Buradan yola çıkıldığında Müslüman olmasına rağmen İslam’ı yaşayamayanlar var ya da bu anket doğruyu göstermiyor. Zira son yıllarda oldukça fazla dindarımız olduğu görülmekte, nasıl mı?
 
Mesela hayatında alnı secde görmemiş bir kısım var ki Cuma günü 12.10’da ezan okunmasına rağmen 11.30’da kolları sıvayıp takunyaları giyerek abdest almak üzere işini bırakıyor. Namaz 12.40’da bitmesine ve 13.00’da işinin başında olması gerekirken yemek yemeden çalışmak mümkün olmuyor diyerek işinin başına 13.30’dan önce gelemiyor. Bundan benim bir sıkıntımın olduğunu zannedenlere hemen belirteyim ki hiçbir sıkıntım olamaz zira insanların manevi huzurlarının olabilmesi için inançları doğrultusunda ibadetlerini yapmaları gerekliliğini savunanlardanım ancak çevreye şirin gözükmek için kandırmadan, bir yerlere gelebilmek adına dini kullanmadan, yaradan ile kendisi arasına çıkarları için aracı koymadan. 
 
Zaten ben bu anket sonucunun doğru olduğuna inanmıyorum. Bizim ülkemizde dindar olan insanların sayısı bu kadar düşük olamaz. Ne mutlu ki bizlere artık sırf inancı için örtünen, arkasındaki dolabın altına yarısı dışarıdan gözükecek şekilde abdest alırken kullandığı ıslak terliklerini koyan, arabasının arka camı önünde seccadesini ve tespihini eksik etmeyen bir sürü insanımız var. 
 
Kesinlikle bu anket sonucu yanlıştır. Mesai saatinde bilgisayarının ekranında sosyal paylaşım sitesinin sayfası açıkken, elindeki gazetenin en ücra köşe yazılarını bile atlamadan okuyup üstelik “bu toprağın bir de altı var, yarın ahirette bunun hesabını nasıl vereceksiniz” diyerek yorum yapan kamu görevlisinin bizim ülkemizde olabileceğini kesinlikle kabul etmiyorum.
 
Bizim dinimiz yüce bir dindir. Dinimiz bize kul hakkının, yetim hakkının, ana baba hakkının, haram ve helal’in ne olduğunu çok iyi göstermiştir ve bunu günlük hayatımızda yaşayan bir ülkenin insanı olarak, bu anketin sonucuna inanmam mümkün değildir.
 
Kim diyebilir ki ilahiyat fakültesinden mezun olmuş din bilgisi öğretmeninin yalan söyleyebileceğini, ya da kolunun altında son 30 yıldır adına hoca efendi benzetmesi yapılan kişinin kitabını taşıyan küçük yöneticinin ilahiyatçı lehinde yalancı şahitlik yapabileceğini.
 
İnanmam mümkün değil bu anket sonucuna zira tövbe kapısı sonuna kadar açık olan yaradanımızdan af dilemek için bir değil iki sefer Umre ziyaretinde bulunan bir bayanın kendisine makam verilmesi için salya sümük kapınızı aşındıracağını, makama kavuştuktan sonra dilekçe vererek ayrılacağını devamında da "istenmediği için ayrıldım" yalanını söyleyeceğini.  
 
Kesinlikle bu anket sonucu yanlıştır. Hükümetin değil devletin memuru olan bir insanın kendilerine benzemediği için, kul hakkını, yetim hakkını gözettiği için, 8 saat olan günlük çalışma saatini kendisine 11 saat olarak uyguladığı için alaşağı edilmesi bizim ülkemizde mümkün değildir.
 
Bizim ülkemizde doğru ve yanlışı ayırmakla görevli olan kişiler asla sahte belgeler ile insanlara iftira atılmasına müsaade etmezler, hatta doğruyu söyleyen bir tanığın ifadesini okumasına müsaade etmeden değiştirip, yeniden imzalatıp insanları ceza mahkemelerine de göndermezler. Mahkemede gerçek ortaya çıkınca da bundan sonraki hamlenin ne olacağını kestiremediklerinden dolayı ta İstanbullardan ağız aramacı araya koymayı düşünmezler. Çünkü bizim ülkemizde böyle şeyler olmaz.
 
“Türkiye değişiyor ve herkes hesap verebilir” demesine rağmen önüne konulan her türlü evrakı incelemeden imzalayan ve masum insanların haklarının gasp edilmesine seyirci ve sebep olan yöneticiler bizim ülkemizden olması mümkün olmadığı için ben böyle bir anket sonucuna inanmıyorum.
 
Farklı düşüncelere sahip kişilerin menfaatleri söz konusu olunca nasıl bir araya gelebildiklerini ve menfaatleri uğruna yetimin, kulun hakkını gözetmeden nasıl birlikte hareket ettiklerini görmek benim ülkemde mümkün olmadığı için bu anketin sonucuna inanmıyorum.
 
Bir insanı toplum içinde küçük düşürüp rezil edebilmek için amirinin talimatı ile sahte raporun evrakını hazırlayanlar daha sonra talimatı verenin imzası ile böyle bir raporun olmadığı belgesinin hazırlanması benim ülkemde olabilecek bir şey olmadığından da böyle bir anket sonucuna inanmıyorum. 
 
Böyle bir ankette %72 dindarım diyenlerin olmasını az buluyor ve bu anket sonucuna inanmıyorum. Çünkü benim ülkemin insanı dindar gözükerek din tüccarlığı yapan değil, dindar olup dindar insanlar gibi yaşayanlardan oluşuyor.
 
Bütün doğaseverlere rasgelsin...

Yorum Yap
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.