Ethem'i vuran polise ceza yok!

Suçlu bulunsa da ceza almayacak çünkü...

Taksim Gezi Parkı protestolarının Ankara ayağında yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ü vuran polisin mahkemece adli kontrol kararıyla serbest bırakılmasının ardından çarpıcı bir bilgi daha açığa çıktı. Sarısülük’ü tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk eden savcılığın, sevk maddesinin polis için ceza öngörmediği anlaşıldı. Buna göre, tutuksuz yargılanacak olan çevik kuvvet polisi Ahmet Ş. hakkında bu maddeden dava açılırsa, suçlu bulunsa bile ceza verilmeyecek.
 
Milliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre; Savcı Dalgalı, Ahmet Ş. hakkında, “meşru müdafaa sınırının aşılması suretiyle ölüme neden olma” suçunu yöneltti. TCK’da meşru müdaafa halinde sanığa ceza verilmeyeceği, sınırın aşılması durumunda da “mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş” varsa sanığın cezalandırılamayacağı düzenleniyor. Savcılığın da Sarısülük’ün vurulmasını “meşru müdafaa” kavramıyla açıklaması nedeniyle Ahmet Ş. bu suçlardan dava açılırsa ceza almaktan kurtulacak.
 
'BEN KALKANCIYDIM'
Alınan bilgiye göre, Ahmet Ş., savcılıktaki ifadesinde, olay günü de 16.00’dan itibaren görev aldığını belirterek, özetle şunları anlattı:
 
“Ben kalkancıydım. Kalkan tutanlara robocop kıyafeti giydirilmez. Güvenpark içerisine girdik. Havuz başına geldik. Bizi alkış ve ıslıklarla protesto ettiler. Havuz başında ben ve kalkancı arkadaşlar başa geçtik. Buraya geçince Ziya Gökalp, GAMA ve metro yönünden üzerimize taş, demir, bilye, torpil yağmaya başladı. Kalabalık gösterici grubu bize saldırdı... Bize iyice yaklaştılar. Birlik amirimiz çekileceğimizi söyledi... Beton koltuklar çekilmemize engel oldu. Polislerin bir kısmı yere düştü... Bu defa bize tekmelerle vurmaya başladılar.
 
'SİLAH DÜŞTÜ DENİLDİĞİNİ DUYDUM'
Bir ara ‘silah düştü’ denildiğini duydum. Ancak hangi arkadaşımızın silahının düştüğünü görmedim. 4-5 kalkancı polis park içinde kalmıştık. En son biz çıkıyorduk. Parkla kaldırım arasında yarım metre yükseklik vardı. Bu sırada bir gösterici tekme attı. Kalkan parka düştü, ben de kaldırım üzerine düştüm. Bana taş atıyorlardı. Sırt üstü düştüm. Ayaklarım Güvenpark tarafına bakıyordu. Solumdaki bir göstericinin bana yöneldiğini gördüm... Beni öldüreceklerini düşündüm. Parkın içerisinden gelen ve üzerime taş atan göstericileri görünce ‘işim bitti’ dedim. Kaçmak için bana hamle yapan göstericiyi uzaklaştırıp fırsat yaratmak istedim. Doğrulup öne hamle yaparak tekme ile vurdum. Hızlı davranıp tekme ile vurmasam, yanıma gelip kalkmamı engelleyerek linç edilmemi sağlayabilirdi. Bundan korktum. Ona tekme atınca diğer gösterici grubu gördüm. Cephemde duruyorlardı ve taşla geliyorlardı.
 
YAKIN MESAFEDEN TAŞ ATTI
Tekmeyle vurduğum gösterici yakın mesafeden taş attı. Yerden kalkarken biraz önce bahsettiğim korkularla silahımı çektim. Ancak mermiyi namluya sürmemiştim. Linç edileceğimi düşündüm. Kaçmak için fırsat yaratmak için de namluya mermi sürdüm. Bunu yaparken namluyu yere doğru tuttum. Daha sonra namluyu omuz hizamın üzerine kaldırdım ve havaya ateş etmeye başladım. Bir taraftan ateş ederken, bir taraftan geri doğru adım atarak uzaklaşmaya çalışıyordum. Ateş ederken taşlar vücuduma isabet ediyordu. Toplam 3 el ateş ettim. Sonra da koşarak uzaklaştım. Ateş ederken gruptan bir miktar uzaklaşmayı başarmıştım. Kaçarken de bana taş atmayı sürdürdüler. Hatta belime taş isabet etti. Ateş ettiğimde birinin yaralandığını fark etmedim.
 
Ateş ederken birinin yaralandığını televizyondan olay görüntüleri yayınlanınca öğrendim. Kimseyi hedef alarak ateş etmedim. Tek gayem, linç edilip öldürülmekten kurtulmaktı. (...) Ben göstericilerin hiçbirini tanımadığım gibi Ethem Sarısülük’ü de tanımam. Hayatını kaybettiği için üzgünüm. Olay sırasında kanunun tanıdığı silah kullanma yetkisinin doğduğu kanaatindeyim.”
 
Olay görüntülerini çeken Kanal D Kameramanı Hakan Dikiciler ise savcılıktaki ifadesinde, “Parktan en son çıkan 7-8 kişilik polis grubuna taş ve cisimler atarak saldırıyorlardı. Bir polisin ileri hamle yaptığını gördüm. Kameramı çalıştırıp çekime başladım. Bu polis önce bir göstericiye tekme attı. Daha sonra silahın namlusuna mermi sürdü. Daha sonra da elini kaldırarak havaya 3 el ateş etti ve kaçtı. Kimseyi hedef almadı.”
 
Savcının ifadesine başvurduğu grup amirinin söyledikleri ise kamera görüntüleri olmasa cinayetin faili meçhul kalacağını ortaya koydu. Grup Amiri S.G., ifadesinde, hiçbir polise ateş emri vermediğini ancak olaydan yarım saat sonra bir memurun ateş ettiğini öğrendiğini söyledi.
 
Ancak polisin, ateş edenin bir çevik kuvvet polisi olduğunu bilmesine rağmen bu durumu savcılığa bildirmediği anlaşıldı. Bu nedenle, görüntüler açığa çıktıktan ve olaydan 6 gün geçtikten sonra olay yeri inceleme yapılabildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri