1871 yılında Çankırı’da doğmuştur. Hazımiye Medresesi kurucusu Sûfizâde Mustafa Hazım Efendi'nin oğludur. Annesi Yapraklılı Nazife Hanım'dır. Çankırı'da müftülük, müderrislik, İdare Meclisi Üyeliği ve Maarif Meclisi Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.
Osmanlı Devleti arşiv kayıtlarında adı Hacı Tevfik Efendi, Müftüzade Hacı Tevfik Efendi, Kengirilizade Hacı Tevfik Efendi ve Meclis mazbatalarında Mehmet Tevfik Efendi olarak geçmektedir. Meclis'te "Hacı Tevfik Efendi" olarak anılmış; Soyadı Kanunu sonrasında "Durlanık" soyadını almıştır. İsmail, Hacı Ali, Salih ve Hüseyin adlarında 4 erkek kardeşinin olduğu bilinmektedir. Evli ve 7 çocuk sahibidir.
İlk ve orta öğrenimini 1887 yılında Çankırı Rüştiyesi’nde tamamlamış, ardından İstanbul Fatih Medresesi’nde eğitim görerek 1896’da icazet almıştır. Bir süre Selanik ve çevresinde vaizlik yaptıktan sonra memleketi Çankırı’ya dönmüştür. 1899’da Çankırı Maarif Meclisi üyeliğinde bulunmuş, 1899-1903 yılları arasında Hazımiye Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. 25 Mart 1903 tarihinde halkın seçimiyle Sinop Müftülüğü'ne atanmıştır.
Sinop’ta bulunduğu esnada, yasak olan bir toplantının tertipçisi olduğu iddiasıyla 21 Nisan 1906’da görevden alınarak Çankırı’ya sürgün edilen Tevfik Efendi, 15 Şubat 1907’de bu defa Fizan’a sürgün edilmiştir (Diyanet İşleri Başkanlığı kayıtlarında Fizan’a sürgün tarihi 28.10.324 olarak belirtilmiştir).
Fizan’dan kaçarak Fildişi sahillerine varmış ve buradan, önceden tanıdığı bir İngiliz armatörün şilebiyle İngiltere’ye ve oradan Fransa’ya geçmiştir. Paris’te bulunduğu dönemde II. Meşrutiyet’in ilanını haber alması üzerine Çankırı’ya dönmüştür.
Fizan konusunu rahmetli Fikret Demirok Hocamızın "Hacı Hafız Hasan Sarıkaya" kitabından aktaralım:
"Fizan sürgününde, Fizan müftüsünün kızıyla evlenir. İki çocuğu olur fakat bu sürgünden kurtulup vatanına dönmeyi çok arzu eder… Daha önce tanıştığı İskoç gemi tüccarı ile karşılaşır. (O tüccar, Hacı Tevfik Efendinin telkini ile Müslüman olmuştur.) Gemi tüccarının yardımı ile gizlice kaçarak Afrika, İngiltere, Fransa üzerinden İstanbul’a ulaşır. Sahilde tedirgin dolaşırken, hemşerisi Yapraklılı Hacı Hafız Hasan Efendi ile karşılaşır. Ona; "Aman kardeşim benim Fizan'dan kaçtığımı kimseye söyleme! Eğer duyulursa beni asarlar..." der. Hacı Hafız da; "Sen korkma, ben padişah efendimizden senin için bir kurtuluş fermanı aldım..." diyerek Hacı Tevfik Efendi'yi rahatlatır. (Bu bilgiler Hacı Tevfik Efendi’nin yeğeni Mustafa Durlanık’a yazdırdığı notlardan alınmıştır.)
OSMANLI MECLİS-İ MEBUSANI DÖNEMİ
1912’de yapılan II. Dönem Meclis-i Mebusanı seçimlerinde yeniden Çankırı Milletvekili seçilen Tevfik Efendi, Meclis’in feshi üzerine Hazımiye Medresesi’nde müderrisliğe dönmüştür. Kasım 1914’te Bidayet Mahkemesi Üyeliği’ne seçilmiş, ancak 14 Aralık 1914’te siyasi nedenlerle görevden uzaklaştırılmıştır. Suçsuz olduğunun anlaşılması üzerine göreve iadesine karar verilmişse de memuriyete dönmemiş, müderrislik ve vaizliğe devam etmiştir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ DÖNEMİ
1 Ocak 1919’da İl Genel Meclisi Üyeliği’ne seçilmiş, 20 Nisan 1919’da Çankırı Müftülüğü'ne getirilmiştir. Müftülük görevi sürerken 1919 seçimlerinde yeniden Çankırı Milletvekili seçilmiştir. Ocak 1920'de Meclis’e katılmış, ancak İstanbul’un işgali sonrasında Meclis’in feshedilmesi üzerine İnebolu yoluyla Çankırı’ya dönmüştür. Yeniden Çankırı Müftülüğü'ne seçilmiş, ardından Heyet-i Temsiliye’nin çağrısıyla Ankara’ya gelmiştir. 21 Temmuz 1920’de tezkeresini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunmuş ve 24 Temmuz 1920’de Çankırı Milletvekili olarak Meclis Genel Kurulu’na tanıtılmıştır.
Birinci Grup’a kayıtlı olmakla birlikte gruptan bağımsız hareket eden milletvekillerinden biri olmuştur. 21 Eylül 1920’de Konya İstiklâl Mahkemesi Üyeliği’ne seçilmiştir. Birinci Meclis’te İrşad, Şer’iye-Evkaf, İktisat, Anayasa, Tapu-Kadastro Komisyonları ile Memurin Muhakemât-ı Tetkik Kurulu’nda görev yapmış; II. Yasama Yılında Tapu-Kadastro Komisyonu’nun, III. Yasama Yılında ise Şer’iye-Evkaf Komisyonu’nun başkanlığını yürütmüştür.
Milletvekilliği sona erdikten sonra yeniden hizmet talebinde bulunmuş ve 12 Temmuz 1923’te Çankırı Vaizliği’ne atanmıştır. 22 Nisan 1925 tarihli ve 144 sayılı TBMM kararıyla, İstiklal Mahkemeler'inde göstermiş olduğu hizmetlerden dolayı Kırmızı-Yeşil Şeritli "İstiklal Madalyası" ile ödüllendirilmiştir.
Bilge, cesur, dindar, milliyetçi özellikleriyle bilinen ve çok zeki bir şahsiyet olan Tevfik Durlanık Bey, 18 Kasım 1932’de kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır. Emeklilik döneminde Çankırı’da tarım ve ilimle meşgul olmuş, 29 Şubat 1944’te vefat etmiştir. Kabri Sarı Baba’dadır.
Kaynakça
- TBMM Albümü (1920–2010), Cilt 1 (1920–1950), TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2010.
- Başer, Tayyip, Karatekin Uluları, Ajans-Türk Matbaası, Ankara, 1966.
- Ezherli, İhsan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (1920–1998) ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı (1877–1920), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara, 1998.
- Özcan, Mehmet Şah, 'Mehmet Tevfik Durlanık', Atatürk Ansiklopedisi.
- Fikri Demirok, Kur’an Hizmetkârı Hacı Hafız Hasan Sarıkaya, s. 16