Hayalleri işportacılık değildi! Palyaçoluk hiç değil!

Oktay KILIÇASLAN

Üniversiteli gençlerimizin vay haline dedirtecek bu durumu, duyup da, görüp de yazmamak vicdansızlık olsa gerek.

İki üniversiteyi, iki dil öğrenerek bitirdikten sonra, civciv satan, üniversite mezunu Murat kardeşimiz. 

"Muhasebe bölümü olmadı, organik tarımda okuyayım" diyen. 

İş imkanı ve girdiği KPSS’ler sonucunda hiç bir şey, elde edemeyen, tanesi 40 kuruş eden midyelerden satmaya çalışarak, evine ekmek parası götürmeye çalışan, üniversiteli Kerim kardeşimiz.

Ege Üniversitesi'nde felsefe okuyan, devamında yüksek lisans için Almanya’ya giden... Şu anda ise sokak aralarında, bu zamana kadar okuduğu bütün kitapları satışa çıkararak, geçimini sağlamaya çalışan, üniversiteli Fırat kardeşimiz.

KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun olmasına rağmen iş bulamayınca, karpuzculuk yapan üniversiteli kardeşimiz.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı ve Yakın Doğu Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'ndan mezun olup iki üniversiteyi bitirdikten sonra, semt pazarında çorap satan, üniversiteli mühendislerimiz var! 

İktisadi ve İdari İlimler Akademisi’nden mezun olup, limon satan, Orman Fakültesi mezunu olup çaycı olan üniversiteliler var!

Güzel Sanatlar mezunu olup, sebzeci halinde, hıyar satan, gıda mühendisi olup, ağdacılık yapan genç kızlarımız var!

Bilgisayar mühendisi olup, partime garsonluk yapan, Türkçe öğretmeni olup, çocuk bakıcılığı yapan öğretmenlerimiz var!

Matematik öğretmeni olup, köftecilik, kokoreççilik yapan, kimya mühendisi olup, güvenlik görevlisi olan gençlerimiz var!

Fizik Mühendisi olup, servis şoförlüğü yapan, ziraat mühendisi olup, emlakçılık yapan mühendislerimiz var!

Dahası var! 

Bu verdiğim örneklerden ne yazık ki binlercesi var! 

Arkadaşlar; Özel günlerde, partilerde, doğum günlerinde, düğün salonlarında, partime PALYAÇOLUK yapan üniversiteli kız kardeşlerimiz, gençlerimiz var, çocuklarımız var!

Ülkemizde, diş doktoru olup, atanamayınca sekreterlik yapan, doktor var!

Aylık bin 500.- TL ile 2 bin TL arası ücretli çalışan SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİMİZ var!

Gençlerimizin hayalleri, bu değildi! 

Emeklerinin karşılığı da bu olmamalıydı.

Ailesi için hayırlı bir evlat, vatanına ve milletine ise faydalı bir şeyler yapmak için mühendis veya bilim adamı olabilme ümidi ile yıllarını bu uğurda harcamış, gece gündüz demeden, sabahlara kadar kitap okuyan, ders çalışan gençlerimiz var.

Anne ve babaları, bu gençlerimizin üniversiteleri bitirebilmesi için ya akrabalarından borç almıştır, ya kolundaki bileziği satmıştır ya da arabasını satmıştır.

Çocuğunun okuması için evini satan anne ve babalar, yok değil.

Devletten almış oldukları burs kredilerini bile ödeyemeyen, üniversiteli gençlerimiz var. 

Faizi anaparasını geçmiş, Devlet tarafından icraya verilmiş olan binlerce gencimiz var.

Şu anda ülkemizde ki üç gençten birisi işsiz!

Hiç kimse "işsizlik yok iş beğenmemezlik var" demesin! 

Matematik öğretmeni olup da, PALYAÇOLUK yapmak, iş beğenmemezlik değildir. 

ÇARESİZLİKTİR... 

Bu düzen! 

Ülkemizin geleceğini şekillendirecek olan gençlerimizi, birer vasıfsız eleman olarak gören, onlara bu düzeni REVA görenlerin düzenidir. 

Bu eser ise; Ülkemiz gençlerinin aydınlanmaması, gelişmemesi, çağdaş uygarlık yolunda ilerlememesi ve de gençlerin BİAT’çı bir kültür ile yetişmesini isteyenlerin ESERİDİR.

Bilinsin istedim...