TRT 1’in 2013 yılında yayınlanan Anadolu yerel basınının hafızalarımıza kazınan manşetlerinden önemli olayların ve kişilerin anlatıldığı "Kurşun Harfler" belgeselinin ilk bölümünde Çankırı yer almıştı. Çankırı’da ilk televizyon yayınının hikâyesinin anlatıldığı belgeselin çıkış noktası arşivimdeki 22 Mart 1974 tarihli Doğruyol gazetesinin "Dün gece Şehrimizde Televizyon Seyredildi" manşetiydi…
Ortaokul son sınıftan itibaren yazmaya başladığım Doğruyol gazetesinde çıkan yazılarımı ciltleterek arşivlemiştim... Bu arşiv program yapımcılarının çok işine yaradı. Benim Çankırı Lisesi 1. sınıf öğrencisi iken Doğruyol gazetesinde yayınlanan "TV’nin getirdikleri ve götürdükleri" başlıklı yazım, Kurşun Harfler'in yapımcısı Barış Eren’in dikkatini çekti ve programda yer almam için davette bulundu.
TRT Kurşun Harfler ekibiyle rahmetli büyüğümüz Nurettin Ok’un Ankara Kızılay Onur İşhanı'ndaki bürosunda buluşup Çankırı’ya televizyonun geldiği o günleri konuşarak, program çekimleri için de bir nevi prova yapmıştık. Nurettin Ok; TRT ekibinin kendisine gösterdiği saygıdan, ilgiden ve bu belgeselde yer almaktan çok mutlu olmuştu... Uzun süredir görünmediği TRT ekranlarına bu programla birlikte dönmüş olacaktı…
Oldukça soğuk, karlı bir Ankara gününde OR-AN’ da bulunan TRT stüdyosunda yapılacak çekimlere götürmek için değerli büyüğümüz Nurettin Ok’un evine gittik. Rahatsızdı, eşi hemen çıkamayacağını ama bizimle geleceğini söyleyince beklemeye koyulduk...
Bir saate yakın bekledikten sonra hazır oldu ve beklettiği için üzüldüğünü söyledi. "Sizi, sabaha kadar beklerdik..." karşılığımıza gülümsedi ve "Hadi gidelim çocuklar…" dedi. Hastaydı ama coşkuluydu. Eğer gücü yerinde olsa, değil taksiye binmek koşa koşa gidecek kadar heyecan doluydu yorgun gözleri...
Rahmetli tam taksiye binerken, "hüzünle çektiğim" bu fotoğrafın aslında bir gün hepimizin anılarda kalacağımız gerçeğiyle kaydedilmiş bir kare olduğunu vefatından sonra bakarken fark ettim ve paylaşmak istedim.
Nurettin Ok’u TRT’de yine sevgiyle, saygıyla karşıladılar. Program çekimleri yapılırken çocuklar gibi şendi. Bu onun, vefat haberinden önceki son televizyon randevusuydu.
Rahmetli Ok, hayatını anlattığı kitabının başında "İnsanlar son nefeslerini verdikleri gün değil de, unutuldukları gün ölürlermiş..." demişti.
Sayın Bakanım, kıymetli büyüğüm ve sevgili abim;
Seni unutmadık...
Ruhun şad olsun...