II. Abdülhamit'in Çankırı'ya yaptırdığı ancak günümüze ulaşmayan iki eseri

Metin YILMAZ

KENGİRİ (ÇANKIRI) ERTUĞRUL MEKTEB-İ İDADİ-İ MÜLKİYESİ

Geç Osmanlı Dönemi modern eğitim kurumlarından idadiler Padişah II. Abdülhamit’in iktidarlığı boyunca Osmanlı coğrafyasında birçok yere açılarak eğitimin her vilayet ve sancağa ulaştırılması hedeflenmiştir. Bu yapılardan biri de o dönemde Kastamonu Vilayeti ’ne bağlı Çankırı Sancağı'nda inşa edilen Ertuğrul Mektebi’dir.

Osmanlı Arşivinde tespit edilen belgelerin içeriklerinden Ertuğrul Mektebi'nin, Tanzimat sonrasında ortaya çıkan, kademeli eğitim sisteminin her bir basamağında, ibtidai, rüşdiyye ve idadi mektebi olarak hizmet verdiği anlaşılmaktadır.

Çankırı'da inşa edilen mekteplere dair en erken tarihli yazışmalar, 1868 yılına aittir. 19 Ağustos 1868 tarihli belge, Daday ve Çankırı'da inşa edilen 2 rüşdiyye mektebi için gereken kitaplarla muallimlerin atamasına ilişkindir.

4 Aralık 1879 ve 13 Şubat 1871 tarihli belgeler, 1870 yılı içerisinde Çankırı'da gerçekleştirilen imar ve bayındırlık işleriyle ilgili hazırlanmış cetvellerin gönderildiğine dairdir(1).

Yazışmalar arasında Ertuğrul Mektebi adına ilk defa 1892 yılında rastlanmaktadır. Eski Çankırı Mutasarrıfı Hasan Feham Paşa, 12 Haziran 1892 tarihinde Mabeyn-i Hümayun Baş Katipliği'ne gönderdiği yazıda, dört seneye yakın görev yaptığı şehrin eğitim durumunu eleştirel bir gözle değerlendirmiştir. Paşanın başlıca eleştirisi, eğitimin halâ eski tarzdaki sıbyan mekteplerinde gerçekleştirilmesine yöneliktir. İşte bu eleştiri doğrultusunda eğitimdeki eksiklikleri tamamlamak üzere harekete geçen Paşa, tedarik ettiği bütçe ve bağışlarla ibtidai ve rüşdiyye içeren bir okulun yapımına girişmiştir.

Söve, sütun ve köşeleri som taştan tamamıyla kargir olarak inşa edilen bina, Paşa tarafından çevrede eşi görülmeyen bir yapı olarak betimlenmiştir. Paşa, okul yararına 1500 kuruş vakfetmiş ve bu paranın nemasının (getiri-faiz) yılsonu merasimlerinin masraflarının karşılanmasında kullanılmasını şart koşmuştur. Bu törenlerde, başta İslam peygamberi olmak üzere evliya ve enbiya ruhlarına okuma hatm-i şerif duasıyla mevlid-i şerif icra edilecek ayrıca öğrencilere hediyeler verilecektir.

Paşa ve sancak ahalisi inşa edilen okula Sultan'ın ismi ve simgesinin (tuğra) konulmasını ve yapımda emeği geçen kişilerin nişan ve madalyalarla ödüllendirilmesini önermiş ve okula ait çizimleri göndermiştir(2). Maarif Komisyonu Başkanı Müftü Mustafa Hazım Efendi, İzmir paye-i mücerredi; Liva İdare Meclisi Azası Hasan Efendi, rütbe-i hame; Belediye Kalfası İsmail Usta, beşinci derece Mecidi nişanı; Müteahhid Mustafa Usta sanayi madalyasıyla ödüllendirilmesi önerilen kişilerdir(3).

İdadiler, 1910 ile 1913 yılları arasında önce Sultani daha sonra da "lise" ismini aldılar.

Çankırı Müzesi envanterine kayıtlı iki kitabe sayesinde Çankırı Sancağı'nda inşa edilen, geçirdiği yangın sonrasında ortadan kalkan Ertuğrul Mektebi’nin Hasan Feham Paşa tarafından 1892 yılında inşa ettirildiği tespit edilmiştir. Sultan II. Abdülhamit, Çankırı’da inşa edilen mektebe atası Ertuğrul Gazi’nin adının verilmesini uygun görmüştür.

KENGİRİ (ÇANKIRI) HAMİDİYE GUREBA HASTANESİ

Bulaşıcı hastalıklar, tarih boyunca toplumları etkilemiş; Bu hastalıkların tedavisi ve yayılmasını önlemek amacıyla çeşitli çözümler üretilmiştir. Osmanlılar da birçok bulaşıcı hastalıkla mücadele etmiştir. Osmanlı’nın son döneminde, farklı bulaşı yollarıyla Anadolu coğrafyasına ulaştığı anlaşılan frengi hastalığı, özellikle Kastamonu Vilayeti ve çevresinde çok etkili olmuştur. Salgın hastalığın tedavisi için çeşitli çözümler üretilmiştir. Bu çözümlerden biri de frengi hastalığının tedavisine mahsus hastane inşaasıdır.

19. Yüzyılda yaşanan salgın hastalıklar vesilesiyle açılmaya başlanan ve genel tanımlamayla 'gureba'(*) hastanesi olarak isimlendirilen hastanelerden olan frengi hastaneleri, bu dönemde, halk sağlığı hizmetlerindeki modernleşmenin bir parçasıdır. Son dönem Osmanlı mimarlığında, yeni yapı türleri arasında önemli bir yer tutan sivil hastaneleri örnekleyen bu yapılardan, Kastamonu Vilayeti dâhilinde, Merkez sancağı, İnebolu, Bolu, Safranbolu, Sinop ve Çankırı’da inşa ve tesis edilmiştir.

1894 yılında açılan Çankırı Hamidiye Gureba Hastanesi'nin ne zaman yıkıldığına dair bir bilgi mevcut değildir.

(*) Gureba, garip kelimesinin çoğulu olup, “yabancı, kimsesiz, misafir” anlamındadır.
(1) Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Şura-yı Devlet (ŞD.) 1640/1-2, 2, 24 Zilkade 1287 (15 Şubat 1871).
(2) Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), İrade Dahiliye (İ.DH.) 1283/100985-3, 1 Zilhicce 1309 (27 Haziran 1832).
(3) BOA. İ.DH. 1283/100985-2.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.