'Kara Kutu' açıldı ve içinden aşı değil, hukuki taviz ve finansal enkaz çıktı

Misafir Kalem

DEZENFORMASYONLA Mücadele Merkezi'nin son günlerde çıkmış olan "BioNTech Aşısı" ile ilgili iddiasını; Açık kaynak istihbaratı (OSINT), mali tablolar ve gümrük verileriyle çapraz sorguya aldım.

Ortaya çıkan tablo bir başarı değil, bir "uyumluluk operasyonu"dur.

İşte analiz:

Resmi iddia; "BioNTech aşıları Mart 2021 başında planlandı ve tedarik başladı." Yani bunun çok daha öncesinde anlaşılması, hazırlanması, etüt edilmesi ve çalışılıp karara bağlanmış olması gerekir.

Oysa;

Adli Veri: BioNTech SE 2021 Faaliyet Raporu (20-F Formu). Gerçek: Türkiye operasyonunu yürütecek yasal muhatap "BioNTech Turkey Tıbbi Ürünler A.Ş." Mart 2021'de kuruldu. (Kaynak_01)

Bir ülkede ithalat yapabilmek için "tüzel kişilik" ve "ithalat ruhsatı" şarttır. Mart 2021 öncesinde ülkeye giren her flakon, Türk Ticaret Kanunu ve Gümrük Mevzuatı açısından "sahipsiz"dir. İthalatçı firma kurulmadan malın ülkeye girmesi, ticari bir sevkiyat değil; gümrük mevzuatının gri alanları kullanılarak yapılan, hukuki sorumluluğu belirsiz bir "numune" veya "hibe" girişidir. Kitlesel aşılama takviminin 2021 başında "yokluk" çekmesinin sebebi üretim değil, bu kurumsal hazırlıksızlıktır.

Kaynak_01: https://investors.biontech.de/static-files/52fc82a9-c165-4b20-bb23-588749b4a02b

MALİ KARARTMA: "DOĞRUDAN SATIŞ" KILIFI:

BioNTech finansal raporlarında Türkiye, Pfizer'in küresel dağıtım ağından (Brüt Kar Payı Modeli) çıkarılıp, Almanya ile birlikte "Doğrudan Satış" (Direct Sales) kalemine eklenmiştir. Bu basit bir muhasebe tercihi değildir.

Pfizer, ABD borsasına kotedir ve "Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası" (FCPA) kapsamında katı denetimlere tabidir. Türkiye'nin Pfizer ağından çıkarılıp, o dönem daha esnek kurumsal yapıya sahip BioNTech üzerinden "özel hat" ile bağlanması, standart şeffaflık prosedürlerini bypass etme stratejisidir. Pfizer'in süreçte sadece "lojistik taşeron" olarak konumlanması, ticari riskin ve uyumluluk denetimlerinin etrafından dolaşıldığını gösterir.

3 MİLYAR AVROLUK VERİ HAVUZUNDAKİ "KÜSURAT":

BioNTech 2021 verilerinde "Almanya ve Türkiye" havuzunun toplam geliri 3.007,2 milyon Avro olarak raporlanmıştır. Almanya'nın nüfusu ve o dönemki stratejik rezerv alımları (booster dozlar dahil) matematiksel olarak bu tutarın yüzde 85-90'ını kapsamaktadır.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin iddia ettiği "on milyonlarca doz" (60-90 milyon bandı) ve birim maliyet (tahmini 15-19 Avro) çarpıldığında ortaya çıkması gereken 1-1.5 milyar Avroluk fatura, bu havuzda görülmemektedir. Bu veri iki ihtimali kesinleştirir: Ya aşılar 2021'de fiziksel olarak gelmedi (hayalet dozlar) ya da ödemeler "veresiye" defterine yazılarak sonraki yıllara (ve faiz yüküne) ötelendi. "Para hazırdı" söylemi, mali tablolarla yalanlanmaktadır.

https://sec.gov/Archives/edgar/data/1776985/000177698522000018/bntxq42021pressrelease.htm

SOĞUK ZİNCİR İLLÜZYONU VE ALTYAPI ZAFİYETİ

Teknik Gereklilik: mRNA aşıları -70°C (±10°C) saklama koşulu gerektirir. Bu, standart ecza depolarının (+2°C/+8°C) kapasitesinin dışındadır. Saha Gerçeği ise 2021 başında Türkiye'de 81 ili kapsayan "Ultra-Düşük Isı Dondurucu" (ULT Freezer) kamu ihalesi veya kurulumu yapılmamıştır.

Peki, bu nasıl yapıldı?

Aşılar, sürdürülebilir bir soğuk zincirle değil; içinde kuru buz bulunan "termal taşıma kutuları" (Softbox) ile dağıtılmıştır. Bu kutular, her 5 günde bir kuru buz ikmali gerektirir. 81 il ve ilçede endüstriyel kuru buz tedarik ağının olmadığı bir ortamda bu yöntem, "lojistik kumar"dır. Aile Sağlığı Merkezleri'ne aşı verilememesinin tıbbi değil, tamamen bu altyapı çöküşünden kaynaklanan teknik bir zorunluluk olduğu kanıtlanmıştır.

HUKUKİ KAMUFLAJ: 18 ARALIK YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ:

Aşıların ülkeye girişinden hemen önce, 18 Aralık 2020'de "Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği" değiştirilerek "Acil Kullanım Onayı" (AKO) mekanizması mevzuata eklenmiştir. Danıştay 10. Dairesi'ndeki iptal davalarına konu olan bu değişiklik, bir halk sağlığı tedbiri değil, satıcı firmanın sözleşme şartını yerine getirme hamlesidir.

https://adalet.gen.tr/danistay-10-daire-esas-no-2021-507-karar-no-2021-2210.html

Bu düzenleme ile devlet, "tam sorumsuzluk" ilkesini kabul etmiştir. Yani, aşının yan etkisinden kaynaklanacak her türlü maddi/manevi tazminat yükü, üretici firmadan alınıp vergi mükelleflerinin (devletin) sırtına yüklenmiştir. "Hukuki güvence" olarak lanse edilen şey, aslında ulusal yargı yetkisinin uluslararası tahkim garantili sözleşmelerle askıya alınmasıdır.

GÜMRÜKTEKİ MENŞEİ YALANI: BELÇİKA GERÇEĞİ

O dönemki Bakanlık anlatısı hatırlayalım; "Almanya'dan, Türk bilim insanlarının başarısıyla aşı geldi." Gümrük Verisi (HS Kod 3002.20): 2021'de Almanya'dan yapılan aşı ithalatı ~50 milyon Dolar. Belçika'dan yapılan ithalat ~1.23 milyar Dolar.

Veriler, operasyonun "Dostluk Hattı" üzerinden değil, Pfizer'in Belçika (Puurs) üretim tesisi ve lojistik ağı üzerinden yürüdüğünü ispatlar. Almanya ithalatının cüzi kalması, "BioNTech ile doğrudan ticaret" söyleminin sadece vitrin olduğunu; Asıl akışın küresel ilaç devinin standart lojistik boru hattından (ve onun belirlediği takvimden) sağlandığını gösterir.

FİNANSMAN MODELİ: GERİYE DÖNÜK BORÇLANMA:

Dünya Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) ile imzalanan "Türkiye Acil COVID-19 Sağlık Projesi" kredi anlaşmalarında kritik bir madde yer alır: "Geriye Dönük Finansman" (Retroactive Financing). Oran bazı dilimlerde yüzde 90'dır.

https://documents1.worldbank.org/curated/en/099123023144511482/pdf/P1739881d4f1930d21bea510725636c7229.pdf

Bu, aşıların ulusal bütçedeki nakit parayla değil; önce harcama yapılıp (veya borçlanılıp) sonra faturanın Dünya Bankası'na gönderilerek kredilendirilmesi yöntemiyle alındığını gösterir.

https://aiib.org/en/projects/details/2022/_download/turkey/AIIB-Turkey-COVID-19-Vaccine-Project-Summary-Information_P000640_220419.pdf

2021 başındaki tedarik kesintileri, üretim darboğazından ziyade; Türkiye'nin nakit akışı sıkışıklığı nedeniyle firmalara "ödeme garantisi" verememesi ve kredi onayını beklemesinden kaynaklanmıştır. Aşı, halk sağlığı başarısı değil, bir borçlanma operasyonudur.

RAF ÖMRÜ MANİPÜLASYONU VE "STOK ERİTME"

BioNTech aşılarının raf ömrü 2021 boyunca 6 aydan 9'a, sonra 12 aya uzatılmıştır. Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve Paul-Ehrlich-Institut verileri, bu uzatımların "mevcut stoklar" için de geçerli olduğunu belirtir.

Türkiye'nin ithalat yoğunluğunun arttığı dönemler (2021 ikinci yarısı), Avrupa'nın elinde "raf ömrü sınırına gelen" stokların şiştiği dönemle örtüşmektedir.

İthalat verilerindeki miktar/tutar dengesizlikleri, Türkiye'nin "taze üretim" yerine; Avrupa'nın elden çıkarmaya başladığı, raf ömrü kağıt üzerinde uzatılmış stok fazlası (surplus) ürünleri "tam bedel" veya "borçlanma" karşılığı devraldığı şüphesini somutlaştırmaktadır.

İthalatçı firma kurulmadan mal girdi,

Soğuk zincir olmadan dağıtıldı,

Para yerine borç senedi verildi.

Bu bir "sağlık destanı" değil, verilerle ispatlı bir "devlet zafiyeti"dir.

Kara Kutu açıldı; İçinden aşı değil, hukuki taviz ve finansal enkaz çıktı...

(*) SERKAN YILDIZ / X hesabı, @serkan80yildiz / 17 Aralık 2025 paylaşımları...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.