'Nazlı Ilıcak'ın evindeydi'

'O Susurluk süresince Nazlı Ilıcak'ın evinde saklanıyordu'

Ergenekon davasından yargılanan gazeteci Tuncay Özkan, aynı davanın sanığı Emniyet Özel Harekat eski Daire Başkanı İbrahim Şahin’in firardayken, Nazlı Ilıcak’ın evinde saklandığını öne sürdü. Şahin hakkında, Susurluk sürecinde 27 Ocak 1997 günü tutuklama kararı verilmiş, firar eden Şahin, 11 Mart 1997'de teslim olmuştu. 

CHP miletvekilleri, Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Melda Onur, Silivri cezaevinde tutuklu bulunan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan,, Fatih Hilmioğlu, Hikmet Çiçek, Hanefi Avcı, Deniz Yıldırım ve Turhan Özlü ile görüştüler ve bir rapor hazırladılar. Rapora göre tutuklular milletvekillerine şunları söylediler:
 
Mustafa BALBAY: Burada bin kişi var, sadece Tuncay Özkan ile görüşebiliyorum. Hiçbir sosyal faaliyete katılamıyoruz. Günde 50 litre sıcak su hakkımız var, o da 120 saniyede bitiyor. Bu sürede çamaşır mı, bulaşık mı yıkayayım, banyo mu yapayım. Cumhuriyet Gazetesi terör gazetesi, CHP de terör merkezi olarak gösterilmek isteniyor. CHP battı diyenler var, evet, CHP herkese batıyor!
 
Tuncay ÖZKAN: İbrahim Şahin ile aynı davadan yargılanıyorum. Şahin, Susurluk sürecinde Nazlı Ilıcak’ın evinde saklanırken, benden hesap soracağını söylüyor. Şahin’le, Veli Küçük’le ilgili yazılar yazan benim. Şimdi aynı davadayız. Yeşil konusunu ben ortaya çıkardım, Şimdi, Yeşil’in kimlik bilgileri Tuncay Özkan’ın arşivinden çıktı diye yazdılar. En çok Eyüp Can’a kızgınım. O haberleri ben Radikal’de yazdım. Arşive baksa, bunu görürdü. Nagehan Alçı’yı işe ben aldım. Vicdanı olmayanı yok sayıyorum ve Nagehan’ı günah olarak görmüyorum, kendisi günaha girdi.  
 
Fatih HİLMİOĞLU: En temel insan hakkı olan yaşam hakkım göz ardı ediliyor. Ölümüne yargılanıyoruz. 8 yıldan beri kullandığım ilaçlar kronik böbrek hastalığına yol açtı. Şeker ve prostat büyümesi de eklendi. Eskiden beri karaciğer sirozum var. Adli Tıp Genel Kurulu, 2 ayda bir tedavisi gerekir derken, beni üniversite yerine devlet hastanesine gönderiyorlar. Burada biz yargılanmıyoruz öldürülüyoruz.
 
Hanefi AVCI: Kitap yazmak örgüte üyelik olarak gösterildi. Soner, Barış, Müyesser serbest, ben ise örgüte yardımdan içerdeyim. Yani sözde örgüt üyeleri serbest, ben buradayım. Bu organizasyonu ABD’nin yaptığını düşünüyorum. Bir an önce kasetler, dinlemeler ve failler bulunmalı. Yazdığım kitap yayına verilince tahkikat açılabilir diye aileme söyledim ama bu kadarını beklemiyordum.
 
Hikmet ÇİÇEK: 1971’de Uğur Mumcu koğuş arkadaşımdı. Şimdi Ergenekon’dan yatıyorum. Burada 5. yılım dolacak. İmralı’da sohbet hakkı var, burada yok. Tutuklanma nedenim, devletin gizli belgelerini elde etmek, cezam ise terör üyeliği. Eskiden heyet oylamasında 2’ye 1, sonuç çıkardı. Şimdi hep 3-0 çıkıyor. 
 
Deniz YILDIRIM: Başbakan, Burhan Kuzu, Melih Gökçek ve Cüneyt Zapsu’nun Ankara temsilcilerine giden ses kaydı, bana da geldi. Suçlama örgüt üyeliğine delil ve özel hayatın gizliliğinin ihlali… Burada düşman hukuku var. Herkese uygulanan 3. Yargı paketi bize neden uygulanmıyor? İçeriye girmeden ben de Ergenekon var mı diye düşünüyordum. Şimdi yazdıklarımdan dolayı içerideyim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri