Osman Öztürk 'sporda şiddet'i masaya yatırdı

Emekli Emniyet Müdürü şair/yazar Osman Öztürk, Sözcü18'e özel yaptığı açıklamalarla 'sporda şiddet'i masaya yatırdı ve çözüme gidilecek yoldaki düşüncelerini aktardı.

EMEKLİ Emniyet Müdürü, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü , CSG Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, İzmir'de Göztepe-Altay karşılaşmasında yaşanılan olaylarla ülke gündemine yeniden oturan 'sporda şiddet' konusunu kendi deneyim ve birikimlerinden yola çıkarak Sözcü18'e değerlendirdi.

"Sporda yaşanan şiddet olayları her geçen yıl artarak kamu düzen ve güvenliğini tehdit edici boyutlara ulaşması toplumsal barış ve huzur için büyük bir risk taşıyor" diyen Öztürk'ün "futbolda şiddet"i doğuran nedenler ile ortaya çıkan sorunun çözümü konusundaki değerlendirmeleri şöyle:

"Stadyumlarda görevlendirilen güvenlik görevlileri, yasalara uygun olarak görevlerini yerine getirmekte iseler de, bu çok paydaşlı ve küresel sorun karşısında yetersiz kaldıkları görülüyor. Futbolda şiddet sorununu yalnızca bir şiddet ve güvenlik sorunu olarak görmek ve algılamak bu soruna ilişkin çözümler üretilmesinde yanlış sonuçlar doğurabilir.

Özel güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin etkin iş birliğini gerektiren spor ve stadyum güvenliği alanında teknik ve akademik olarak uzmanlaşmayan, yeterli eğitim, deneyim ve organizasyon yeteneğine sahip olmayan bir güvenlik yapılanmasının etkili olması beklenmemelidir. Bugüne kadar alınan önlemler ve yasal düzenlemelere rağmen sporda şiddet olgusu çözüm bulunması gereken önemli bir sorun olarak varlığını koruyor.

Rekabet duygusuyla düşmanlığa dönen taraftarlık, kulüp yöneticileri başta olmak üzere; sporcu, teknik heyet ve medyanın sert söylem ve tavırları şiddeti artıran önemli nedenlerdendir. Stadyumların uygun olmayan mimari yapıları, ergonomisi ve alt yapı eksiklikleri de önlemlerin planlanmasında güçlük yaratmaktadır. Statlarda görev alan gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını yerine getirmekte gecikmeleri ya da yetersiz kalmaları ise, sorunu daha da karmaşık bir hale dönüştürmektedir.

Sporda şiddete etki eden faktörlere yönelik bir araştırmada; taraftarın tutum ve davranışlarının %26, kulüp yöneticileri, sporcu ve teknik heyetin tutum ve davranışlarının %16, medyanın %12, stadyumların fiziki ve teknik yetersizliğinin %8, özel güvenliğin yanlış tutum ve davranışlarının %8, kulüplerin sorumluluklarını yerine getirmemelerinin %7, güvenlik önlemlerindeki aksaklıklar ve diğerlerinin %6 olduğu görülmektedir."

YASAL DÜZENLEMELERE BAKIŞ

2011 yılında seyirci sayısının artması ve müsabaka düzeninin fanatik ve holigan taraftar gruplarınca bozulması nedeniyle 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe konulmuştur. Diğerlerinden farklı olarak bu kanunla adli yaptırım öngörülmüştür.

6222 Sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 2011 yılından bu yana, profesyonel futbol liginde meydana gelen olaylar incelendiğinde; 2010-2011 sezonunda 227, 2011-2012 sezonunda 265 ve 2012-2013 sezonunda ise 304 olayın meydana geldiği ve bu olayların %83'ünün stat içinde, %17'sinin de stad dışında olduğu görülmektedir. Bu dönemde, Türkiye genelinde yaklaşık olarak 4400 kişi hakkında yasal işlem yapıldığı anlaşılmıştır. 2013 yılında derbi maçlarında yaşanan ve belleklere kazınan bir çok şiddet eylemi hala sıcaklığını koruyor.

FUTBOLUN PAYDAŞLARI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Futbolda şiddetin kökenleri irdelediğinde; medyanın etkisi ile taraftarların demografik ve sosyo-kültürel yapılarının öne çıktığı görülmekte ve sporcular, tribün liderleri, güvenlik güçleri taraftarlar, fanatik ve holigan seyirciler ve medya olmak üzere altı ana başlıkta incelenmektedir.

1898 yılında İngiltere'de maçlarda kavga çıkaran ve çevreye zarar vermeye eğilimli gruplar için 'holigan' kavramı kullanılmıştır. Holiganlar ile fanatikleri birbirlerinden ayrı olarak ele almak gerekir. Fanatikler kazanmak için her yolu uygun görürken, holiganlar tuttuğu takım yense de yenilse de rakip taraftarla kavga etmek için uğraşır. Holiganizm; maçlardan önce stadyumların içinde veya etrafında meydana gelen, yaralanmalara veya ölümlere yol açan güvenliği ihlal eden taraftarları ve suç eylemlerini içerir.

Futbolda şiddet, Türkiye'de erkek cinsiyetine bağlı aktörlerin içinde yer aldığı fanatizm şeklinde görülüyor.

Toplumsal bir grup ya da bağlılık duygusu yaratmada etkin bir spor alanı olan futbolda kulüpleşme, 'biz ve öteki' algısı şeklinde taraftar kitleleri oluşturur. Dış ve iç etkenlerin kolayca tahrik edebildiği sadakat ve düşmanca duygular taraftarlık anlayışı içinde futbolda şiddete zemin hazırlar.

Kulüp yöneticileri de tanınmışlıklarını artırmak için taraftarları aşırılık içeren tepkisel davranışlara yöneltiyor.

Bir araştırmada, seyircilerin %56,3'ü kulüp başkan ve yöneticilerinin rakip takım aleyhinde verdikleri demeçlerden etkilendiklerini, %36,7'si ise bu demeçlerden kısmen etkilendiklerini belirtmişlerdir. Tribün liderleri de bu sorunun oluşmasında etkin rol oynamaktadır.

Avrupa ve Türkiye'de futbol sahalarında meydana gelen şiddet olaylarının kökeninde farklı nedenler bulunmaktadır. İngiliz holiganlar genellikle genç ve işçi sınıfı mensupları olup erkeklik kimliklerini ortaya koymaktan ve kargaşa çıkarmaktan zevk duydukları için şiddete başvururken Türkiye’de eğitim ve gelir seviyesi düşük kişilerin yanında, gelir seviyesi yüksek VIP tribünü seyircileri, kulüp yöneticileri ve bazı üst düzey yetkililer dahi değişik boyutları ve yönleriyle futbol holiganizminin içerisinde rol alabilmektedir.

ÜLKEMİZDE SPORDA ŞİDDETE YOL AÇAN NEDENLER:

• Sosyo-kültürel, yönetimsel, ekonomik ve eğitimsel nedenler,
• Genel güvenlik uygulamalarından kaynaklanan nedenler,
• Spor tesislerinin fiziki yapılarından
• Medya'dan
• Hukuki alt yapıdan
• Siyaset-spor ilişkisinden
• Sporun içindeki aktörlerden kaynaklanan nedenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

TÜRKİYE VE AVRUPA ÜLKELERİNDE YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARINDAN ÖRNEKLER

Ülkemizde ilk şiddet olayı 1967 yılında Kayserispor - Sivasspor arasındaki futbol maçında yaşanmış ve iki komşu kenti birbirine düşman etmiştir. Bu maçta çıkan olaylarda 43 kişi hayatını kaybetmiş ve 600 kişi de yaralanmıştır.

1964 yılında Peru'da oynanan Arjantin - Peru maçında, Peru'nun attığı golün hakem tarafından sayılmaması üzerine seyircilerin çıkardığı olaylarda 318 kişi ölmüş, 500 kişi yaralanmıştır.

1989 yılında İngiltere'de oynanan Liverpool - Nottingham Forest maçında
Polisin dışarıda bulunan kalabalığı yatıştırmak amacıyla stadın kapılarını açması sonucunda çıkan kargaşada 95 kişi hayatını kaybetmiştir.

Bu üzücü örneklerden de görüldüğü gibi stadyumlardaki şiddet olayları ciddi facialarla sonuçlanabiliyor.

2013 yılında yapılan Futbolda Şiddet Araştırmasına göre, stadyumlar güvensiz bulunmakta ve yeni güvenlik stratejilerinin geliştirilmesi zorunlu görülmektedir.

Stadyumlarda görev yapan özel güvenlik görevlilerinin eğitiminin yetersiz olduğu ve spor güvenliği alanında uzmanlaşmış özel güvenliğin şiddeti önlemede etkili olacağı, kolluk, özel güvenlik-savcı iş birliğinin sporda güvenliği artıracağını düşünmektedir.

Katılımcılar; stadyumlarda ırkçı, ideolojik ve siyasi içerikli slogan atılması ile şiddet suçlarının ve holiganizmin önlenmesi için spor savcılarının görevlendirilmesini uygun buluyor.

Bu araştırmaya katılan kişilerin çoğu, Türkiye’de çeşitli kurum ve kuruluşlarda sağlanan özel güvenlik hizmetlerinden genel olarak memnun olduklarını dile getirmişlerdir.

ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Futbolda güvenliğin sağlanması çok aktörlü ve çok fonksiyonlu bir iş birliğini gerekli kılmaktadır.

Buna göre;

1- Türkiye'de stadyumlarda görevlendirilen özel güvenlik görevlileri ve kolluk güçleri eğitilmelidir.

2- Stadyumlarda spor güvenliği alanında uzmanlaşmış ve sertifikalandırılmış özel güvenlik elemanları görevlendirilmelidir.

3- Futbol kulüplerine, yönetici, sporcu ve teknik heyete yönelik eğitici ve bilinçlendirici çalışmalar yapılmalıdır.

4- Şiddetin toplumsal hayatın her alanında görüldüğü dikkate alınarak bunu önlemek için taraftarlar, trübün liderleri, fanatikler, holiganlar ve taraftar derneklerine yönelik eğitici ve bilinçlendirici çalışmalar yapılmalıdır.

5- Medya daha da duyarlı ve bilinçli davranarak şiddete karşı tavır almalıdır.

6- Futbol sektöründe sürekli bir eğitim, denetim ve uygulama prosedürü oluşturulmalıdır.

7- Stadyumların güvenlik ve acil durum planları, çağdaş ve bilimsel verilere göre hazırlanmalı ve periyodik olarak yapılacak tatbikatlarla da güncel tutulmalıdır.

8- UEFA ve FİFA kriterleri ve prosedürlerinin mutlak surette uygulanması sağlanmalıdır.

9- Stadyumlarda CCTV kamera ve yüz okuma sistemleri bulunmalı; kameralar son teknolojiye göre güncellenmelidir.

10- Futbol güvenliği konusunda risk ve olasılık değerlendirilmeleri yapılarak alt yapı buna göre düzenlenmelidir.

11-Spor medyasının kışkırtıcılıktan uzak, tarafsız yayın yapması ve izleyicileri sporda saldırganlık ve şiddeti önlemeye yönelik yasa hakkında bilgilendirmesi sağlanmalıdır.

12-Eğitim kurumlarında sporda şiddet ve saldırganlık konusu bütün yönleriyle işlenmelidir,

13-Kadınların maçlara gitmesi teşvik edilmelidir.

14-Saldırgan hareketlerde bulunanlar cezalandırılmalıdır.

15-Üye ülkelerde olduğu gibi uluslararası alanda ülkemizi temsil eden "Ulusal Futbol Bilgi Merkezi (NFIP)" kurularak bilimsel araştırmalar için kaynak oluşturmalıdır.

GÜVENLİ STADYUM NEDİR?

Güvenli Stadyum; müsabaka öncesi, sırası ve sonrasında güvenliğin güvenlik plan ve gerekliliklerine uygun olarak sağlandığı, deplasmanlarda ve geliş- gidişlerde ulaşım güvenliğinin korku ve tedirginlik yaratmadığı, güvenli ve düzenli bir spor iklimine sahip, mimari tasarımları oynamaya ve seyretmeye odaklı, evrensel değerlere ve kurallara göre düzenlenmiş bina ve tesisleri , fiziksel ve elektronik sistemlerle donatılmış yüksek ölçekli güvenlik algısı, acil durum, kalabalık yönetimi ve stadyum güvenliği konularında uzmanlaşmış özel güvenlik görevlileri ve kolluk gücü ile güvenli bir örgütsel yapısı, futbol paydaşları ile uyumlu ve işbirliği içinde, ön yargılardan uzak, kin, nefret ve düşmanca duyguların olmadığı, dostluğun kardeşliğin ve centilmenliğin egemen olduğu, takımını centilmence destekleyen taraftarları, sorumluluklarının farkında ve ortak akıl yürüten yönetsel kurumları ile trübünlerinin yüzü gülen stadyumdur.

"Dünya'da ve ülkemizde en çok seyirci kitlesine sahip bu spor dalında yaşanabilecek olası şiddet olaylarına ve risklere karşı önceden hazırlıklı olmak ve alınması gereken tüm önlemleri ivedilikle planlamak gerekiyor. Barış, sevgi, toplumsal duyarlılık ve sağlıklı yaşamın rekabet duygusuyla düşmanlığa dönen taraftarlık, kulüp yöneticileri başta olmak üzere; sporcu, teknik heyet ve medyanın sert söylem ve tavırları şiddeti artıran önemli nedenlerdendir. Stadyumların bazılarında uygun olmayan mimari yapıları, ergonomisi ve alt yapı eksiklikleri de önlemlerin planlanmasında güçlük yaratmaktadır."

Osman Öztürk sosyal medyadan da konuya yönelik bilgiseller paylaştı. İşte o Twitter paylaşımları:

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Spor Haberleri