Özgür Özel: Bu hakime tazminat davası açacağız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin CHP İstanbul İl Başkanlığı'yla ilgili kararına tepki gösterirken "Bu hakime tazminat davası açacağız orası ayrı. Reddi hakim de talep edeceğiz." dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı bilirkişi davası sonrası kameralar karşısına geçti.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin CHP İstanbul İl Başkanlığı'yla ilgili geçici tedbir kararına yapılan itirazları reddetmesiyle ilgili konuşan Özel, hukuki yolları kullanacaklarını ve hakime tazminat davası açacaklarını açıkladı:

"Bu karar bizim adımıza çok iyi bir karardır. İstinaf yolu açıldı. Bir aparat çatır çatır bütün takvimler işlerken hukuku katletmek için çırpınsın. Biz güneşi başka yerlerde ararız. Asliye 45 kumda oynamaya devam etsin. İnşallah bir gün birisi soracak; Bu kadar açık hukuk ihlalini nasıl yaptın? Delege iradesini gaspetmeye çalıştılar.

Bu hakime tazminat davası açacağız orası ayrı. Reddi hakim de talep edeceğiz. O mahkemede de muhatabımız bu hakim olmayacak. Tüm CHP'liler olacak hukuki olarak elimiz yakasındadır. İl kongresine icra memuru gönderdiler. Hepsini göreceğiz."

"DENİZ KUVVETLERİ'Nİ HAREKETE GEÇİRİN"

Gazetecilerin sorusu üzerine Filistin konusundaki politikaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar partisini sert sözlerle eleştiren Özel, şöyle konuştu:

"Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Sumud Filosu'nu korumak için Deniz Kuvvetleri'nin harekete geçirilmesi lazım. Bu cesaretin tüm ülkelerce gösterilmesi durumunda İsrail'in yapacak bir şeyi kalmayacak. Ya 'Filistin' diyoruz İspanya, İtalya sahip çıkıyor. Akdeniz'in öte yanından kalkıp geliyorlar, bizimkiler duruyor."

SUMUD FİLOSU HAKKINDA

Ağustos sonunda İspanya ve İtalya'dan Gazze'ye yardım götürmek için yelken açan Küresel Sumud Filosu'nda insan hakları savunucuları, avukatlar, doktorlar ve gazeteciler bulunuyor.

Filo, Gazze'deki kıtlığa ve İsrail'in kuşatmasına bir tepki olarak Gazze'ye insani yardım ulaştırmayı hedefliyor. Destek verenler arasında oyuncular Susan Sarandon ve Liam Cunningham'ın yanı sıra eski Barcelona Belediye Başkanı Ada Colau gibi isimler de yer alıyor.

Özellikle Adagio teknesinde çok sayıda Türk aktivist de bulunuyor.

Türkiye'de de bazı milletvekilleri filoya katılmak için başvurmuş, ancak bu talepleri kabul görmemişti.

Filoda vatandaşları olan İtalya ve İspanya, koruma ve 'gerekirse kurtarma amacıyla' donanma gemilerini gönderme kararı almıştı.

Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

"'Haydi iddianame yazın da görelim ne çıkacak' dediğimiz davalar daha başlamış bile değil.

"YARIN ÖBÜR GÜN ÇİRKİN DAVASI İÇİN GELECEĞİZ"

"Ahmak davası vardı geçen de istinafın onayladığı. Süleyman Soylu Ekrem İmamoğlu'na 'ahmak' deyince Ekrem İmamoğlu ona cevaben 'İstanbul seçimlerini ihmal ettiren ahmaktır' demiş. Bu güya Yüksek Seçim Kurulu'na hakaretmiş. Yarın öbür gün de buraya 'çirkin' davası için geleceğiz. Ekrem İmamoğlu 'Arkadaşım işine bak' diyor, karşısındaki hala bağırınca 'Bu yaptığın çirkin siyaset, çirkinsin' diyor. Siyasi yasak isteniyor.

Bunlar 'nereden tutturabiliriz de İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığını engelleriz' davası. Esas tutuklu bulunduğu davadaysa iddianame yazacak takatleri yok.

İnadına geliyoruz. Salonu gördünüz. Ekrem İmamoğlu'nu sevenler, sabahın erken saatlerinde gelerek İmamoğlu'nu dakikalarca alkışladılar. Orada, 12 metrekarelik zindanında dimdik ayakta bir yiğit, karşısında da gözüne bakamayan bir iddia makamı var.

"O GÜZEL ÇOCUĞU BEKLİYORUZ"

- Bakalım Ekrem Başkan'ın üstüne yollayıp da dava açabilmek için tahrik ettirdiği o aparat çocuk ne diyecek? Haydi çirkin demeyeyim, o güzel çocuğu bekliyoruz gelecek davada. Bakalım ne diyecek?

- Tabii biz de bir an önce bütün kayyım atanan belediyelerin iadesini yıllardır siyaset yapılıyor diye terörist ilan edilen herkesin özgürlüğüne kavuşmasını, ailesine kavuşmasını, siyasete dönmesini ümit ediyoruz, bekliyoruz. Bunları ifade etmiş olayım.

- Son olarak da biz tabii burada işin aslıyla ilgilenirken işin paslı taraflarıyla ilgilenen Asliye Hukuk Mahkemesi bir çürümüşlüğü sürdürmeye çalışan 45. Asliye Hukuk Mahkemesi de orada durdu. Kamuoyunda bir yanlış değerlendirme bazı Twitter hesaplarında gördüm, düzelteyim. Biz İstanbul'daki bu İl Kongresi'nin iptali için defalarca Asliye Hukuklara mahkemeler açıldı.

- Hepsi Ankara'ya gönderildi. Çünkü tüzel kişilik Ankara'da. Hepsi Ankara 3. Asliye Hukuk'ta birleşti. Ve esastan karara bağlanıp reddoldu geçtiğimiz günlerde. Buradaki 45. Asliye Hukuk tüm Asliye Hukuk hakimleri hiçbir şey bilmiyor. Kitaplar 'önceki davada birleşir' diyor değil. Kanun 'siyasi partilere dava Ankara'da görülür' diyor değil.

- AK Parti'den AK Partili kimliğiyle hakim olmuş birisinin nöbet haftasına Ağustos ayında denk getirilmesiyle ve sonra da daha biz savunma yapmadan mahkeme 24 Eylül'de görülecek diye biz o tarihte savunmaya çağırılırken 2 Eylül'de tedbir kararı veren bir aparattan bahsediyoruz.

- Biz 2 Eylül'deki tedbir kararına itiraz ettik. Ortada daha bizim kongremiz mongremiz yoktu. O itirazımızı reddetse İstinaf'a gideceğiz ve tedbir kararı kalkacak. Sırf bu yüzden ne kararımızı ne itirazımızı görüşmedi. Ya kararın arkasında dur, ya da itirazı reddet.

- Hayır neden İstinaf'a gitmeyelim. Aparat ya oyalayacak bizi ya. Bugüne mahkeme koymuştu. Bu mahkeme o mahkeme. Yani bazıları diyor ki işte pazartesi günü mazbatayı alıp da ondan sonra itiraz etseydiniz. Biz itirazı 2 Eylül günü ettik.

- Bugüne mahkeme koydu. Bugün görüşeceğim deyip itirazı reddetti. Bu karar bizim açımızdan tabii ki çok gecikmiş olmakla birlikte çok iyi bir karar arkadaşlar. Çünkü İstinaf yolu açıldı reddetmesiyle. Yoksa bekliyor orada. Kardeşim hani baba hırsız var! Tut oğlum! Tuttum! Getir gelmiyor. Bırak gitsin gitmiyor. Böyle bir mahkemeyle karşı karşıyaydık.

- Hukuksuzluğun nihayet bugün itirazımız reddedilerek İstinaf yolu açıldı. Pazartesi günü veya bugün akşamüstü saatlerinde İstinaf Mahkemesi'ne en hızlı şekilde başvuracağız ve oradan bu tedbirin kaldırılmasıyla ilgili bu şuursuz 45'in kararının bütün Türkiye'deki herkesin bildiği, en son YSK'nın İllallah dediği. İlçe seçim kurulları diyor sana ne? Duruyor orada. Bırak gitsin gitmiyor. Çek gelsin gelmiyor. YSK toplanıyor 5 karar veriyor. İlçe kongreleri yapılır yaptırmamaya çalışıyor yaparlar diyor.

"ÖZGÜR ÇELİK PAZARTESİ GÖREVE BAŞLAYACAKTIR"

- Durdurmaya çalışıyor yine karar alıyor. En son Olağanüstü İl Kongresi'ne ekip yolluyor, icra memuru yollayıp delegenin iradesini haczetmeye çalışıyor utanmazlar. En son YSK bir daha toplandı. Aynı 5 kararı bir daha hatırlattı.

- Burada bir aparat kendince yapabilecekmiş gibi çatır çatır da bütün Türkiye'de bütün takvimler işliyor. İl Kongre İlçe kongreleri yapılıyor. İl Kongreleri'nin takvimi geldi. Bütün bunların hepsi konusuz kalacak. O buradan çırpına dursun. Hukuku katletmek için.

- O yüzden bugün nihayet verdiği kararla parti üzerinde gölge etmemeye karar vermiştir. Biz güneşi başka yerde ararız. İstinafa gideriz, başka yere gideriz. Ama tamamen hukuksuzdur. Pazartesi günü düzenlenecek ve teslim edilecek mazbatamızdan birlikte il başkanımız resmen görevine başlayacaktır.

"KUMDA OYNAMAYA DEVAM ETSİN"

- Asliye 45'te kumda oynamaya devam etsin. Bu yaptıkları ileride inşallah bir gün biri geçip karşısına soracak. Ya sen bu kadar açık bir hukuk ihlalini nasıl yaptın kardeşim ya? Hiç mi utanmadın YSK sana anayasayı hatırlatıyor. Kendi kanununu hatırlatıyor.

- Her karar aleyhine çıkıyor hiç mi utanmadın diyecekler. Bakalım ne diyecek. O hakimlikten geçmiş. Ben burada görevimi yapayım. Dün de AK Partiliydim. Eğer başarırsam AK Parti kalırsa bana sahip çıkar. AK Parti giderse nasıl bakacaksın yüzümüze? Nasıl dolaşacaksın insan içinde? Onu göreceğiz bakalım.

- Bu arada şunu da söyleyeyim. Bu hakimin karşı tazminat davası açacağız. Ayrı konu. Bu hakimin de tazminat davasıyla birlikte davalık olduk artık adamla. Reddi hakim talep edeceğiz. Daha da bu mahkememize gün vermiş Ekim ayı içinde o mahkemede de muhatabımız bu hakim olmayacak. Davamızı açıyoruz.

- Davalık olduğumuz hakimin bize bir mahkemede bir daha karşımıza çıkmasını da kabul etmiyoruz. Tüm Cumhuriyet Halk Partililer olarak hukuk yolları üzerinden iki elimiz yakasındadır. Bundan sonra o kaçacak biz kovalayacağız. Hukuken. O kaçacak biz kovalayacağız adalet tecelli edene kadar.

"YSK'NIN ALANLARINA GİRDİ, SEÇİM HUKUKUNU KATLETTİ"

- Burada Türkiye'nin kurucu partisi, son seçimlerin 1. partisi, bütün anketlerin 1. partisi yarının iktidar partisine gelip de öyle aklınca, aklınca kendine verilmiş Asliye Hukuk yetkilerini çarpıtarak YSK'nın alanlarına girerek, seçim hukukunu katlederek CHP'yi tartıştırmak neymiş? Bundan sonra ben onu nasıl tartışacakmışım?

"KOVALAYACAĞIZ"

- Nasıl hukuken tüm Cumhuriyet Halk Partililer ve seçimden sonra da bu mesleği yapmak için bakalım YSK'sı neler yapacak? Hepsini göreceğiz. Hepsini göreceğiz. Bundan sonra artık mesele Cumhuriyet Halk Partisi ile o aldığı bir emirle Cumhuriyet Halk Partisi'ni tartıştırıp da zarar vermeye çalışan kişi ve ona o talimatı verenler arasındadır. Onlar kaçsın, biz kovalamaya devam edeceğiz."

Soru: Erdoğan - Trump görüşmesi vardı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biliyorsunuz ben Erdoğan'a Mecliste yaptığımız görüşmeler sırasında, Meclisi Filistin için olağanüstü toplantıya çağırdığımızda da Filistin konusunda cesaret gösterilmesini, Türkiye'deki bütün liderlerin birlikte Filistin'e gitmemizi teklif etmiştim.

Bunlara cevap vermediği gibi Filistin'e yukarıdan insani yardım atmayan neredeyse tek ülke bizimim olduğumuzu, Kanada'nın bile gelip attığını niye atmadığımızı sormuştum ve Sumud filosuna Filistin'deki ablukayı kırmayı yönelik filoya mutlaka destek verilmesi gerektiğini söylemiştik.

Hatta bizden de bir milletvekili orda bulunması için Sayın Mahmut Tanal'ın girişimlerimiz oldu ama milletvekillerinin filoya hangi partiden olursa olsun katılması daha sonra uygun görülmedi. Filo organizasyonu tarafından biliyorsunuz ve diğer partilerden de orada hazır bulunan arkadaşlar gidemedi.

Ve yine ısrarla Erdoğan'a bütün meselesinin Filistin meselesi olması gerektiğini Amerika ziyaretinde söylemiştim.

Yine benim meclis kürsüsünde yaptığım çağrı ki bunu Sosyalist Enternasyonel'de de çok konuşuyoruz. İsrail uluslararası yarışmalarda olmasın. Buna bizimkiler susuyor. İspanya Dünya Kupası'na katılmama tehdidinde bulundu. Filo korunsun dedim. Sumud'u koruyun dedim. Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz 'Eyüp Sultan'da Sumud filosunu koruyun.'

İspanya ve İtalya, ki İtalya bugün bir takviye daha yaptı filoyu korumak için. Buradan Erdoğan'a bir kez daha sesleniyoruz. Sumud filosunu korumak için Deniz Kuvvetleri'nin harekete geçirilmesi lazım. Bu cesaretin bütün ülkeler tarafından gösterilmesi durumunda İsrail zaten herhangi bir şey yapamayacak.

Oradaki insanların canını korumak için İspanya'nın, İspanya, Filistin'den bahsediyoruz. İspanya sahip çıkıyor. İtalya sahip çıkıyor. Bizimkiler sessiz. Ta Akdeniz'in öbür ucundan kalkıp geliyorlar. Bizimkiler duruyor.

Bizce ihtiyaç çok ama varsa sayın Meclis Başkanı yarın toplasın meclisi, verilmesi gereken bir yetki varsa verelim ve Sumud'un korunması gerekiyor. Öncelikle bunu söyleyeyim.

Bunun dışında demiştim ki Erdoğan Amerika'ya gidiyor. Trump'la görüşmek istiyor. Trump'ın karşısına geçsin Filistin'i savunsun. Netanyahu'ya 'kahraman' deme kardeşim. 'Bu adam savaş suçlusu' de. Artık Gazze'ye otel yapmaktan bahsetme. 'Çift devletli Birleşmiş Milletler çözümünün arkasında dur' de. 'Bunları söyle. Amerika dönüşü havaalanında seni ben karşılayacağım' dedim.

Dün gördünüz. Öncesinde sonrasında ağzından bir tek kelime Filistin çıkmadı Trump'ın huzurunda. Filistin konusu açıldığında da Trump dedi ki 'Konu çok önemli. Bunu konuşuyoruz. İsrail'in Filistin'in elinde tutsak bulunan askerlerini, esirlerini sağ salim kurtarmak istiyorum. Buna çalışmalıyız.' Trump meseleyi burasından okuyor. Bizimkinin bu meselede ağzını açıp da bir kelime söylemiyor.

"EY ONE MİNUTECİLER NE OLDUK"

Ey o'ne minute'çiler ne olduk? Ne olduk ne olduk? Erdoğan masadan kalkarken Erdoğan masadan kalkarken Trump masadan çıkmasına yardım ediyor diye tersinden Trump Erdoğan'ın altına sandalye çekiyor mandalye çekiyor. Bundan övünemezsiniz. Aklınızı başınıza toplayın.

O görüşmede Boeing'in B'si var. O görüşmede Ruhban Okulu'nun R'si var. O görüşmede LNG'nin L'si var. Ama Gazze'nin G'si yok kardeşim. Hiç utanmıyor musunuz? Hiç utanmıyor musunuz? Filistin'in F'si yok görüşmede. Bir de çıkmışlar efendim Erdoğan şöyle yaptı böyle yaptı.

"TÜRKİYE YAĞLI BİR MÜŞTERİYE DÖNÜŞTÜ"

Ne dedim size? Ne dedim arkadaşlar? Dedim ki Junior Trump'la Trump'ın oğluyla Dolmabahçe'de görüştü. Görüşmüş mü? Görüşmüş. Trump'ın oğluna Boeing müjdesi verdi. Vermiş mi? Vermiş. Trump'ın oğluna eğer Amerika'ya kabul edilirse birçok taviz vereceğini söylemiştim. Vermiş mi? Vermiş. Ne oldu şimdi? Türkiye stratejik bir müttefikten yağlı bir müşteriye dönüştü.

Görüşme bitti. Günün sonunda elimizde ne var? Günün sonunda elimizde daha gitmeden kaldırdığımız gümrük vergileri var. Hatırlayın Amerika Trump döneminde, 2018'de Türkiye'ye demir çelikte dünyaya vergi %25, Türkiye'ye 50 kardeşim demişti.

O CAATSA döneminden sonraki süreçte Türkiye'ye %50 vergi koydum dedi. Bizimkiler Dünya Ticaret Örgütü'ne gidip şikayet ettiler ve misilleme olarak da Amerikan viskisine, Amerikan otomobiline, pirincine, Amerikan cevizine ve birçok ürüne zam yaptılar. Daha doğrusu vergilerini arttırdılar.

ERDOĞAN TRUMP'TAN NE ALDI?

Bakın gidiyoruz görüşmeye. Trump daha bir şey indirmemiş. Bizimki vergilerin hepsini indirdi gitti. Masaya bir şey koy. Hediye paketi yapmış vergileri. Emekliye para yok, asgari ücret diye para yok. Trump'ın vergilerinden fedakarlık yaptı.

Bir hediye paketi fiyonk yapmış, vergileri götürdü. Botaş Rusya'dan anlaşma var. Terk etmenin müeyyideleri var. Görece Amerika'dan gemiyle LNG taşımaya göre düşük maliyet var. 50 milyar dolarlık sizden doğalgaz da alacağız. 300 dedim. 225'ini Türk Hava Yolları doğruladı.

Amerika'da borsaya bilgiler veriyor. Boeing siparişi de tamam. Öbür taraftan nadir toprak elementleriyle ilgili çalışmalar Türkiye'den bu kıymetli ve Türkiye'nin geleceği için çok önemli elementlerin Trump'a peşkeş çekilmesi noktasında hazırlıklar tamam. Nükleer enerji işbirliği Türkiye'de olana itiraz ediliyor. Nükleer enerji işbirliği yapıyor. O da tamam.

Heybeli Ada'da Ruhban Okulu meselesi var. O da tamam. Bunun yanında ne aldın oradan gelirken? Ne aldın? Müjdelenen şeyi alıyor. Meşruiyet alıyormuş beyefendi. Diyor ki Büyükelçi böyle konuşuyor diyor. Daha Amerika'da Fox News tutuyor soruyor Amerika'da. Diyor ki Erdoğan'a "Ne diyeceksiniz burada Filistin'le ilgili?" Trump "Filistin'deki İsrail Filistin savaşını çözeceğim" dedi.

Çözemedi diyor. Bu kadar bak bu cümle. Bu cümleye Amerikan Dışişleri Bakanı çıkıyor. Dünya liderleri böyle konuşur. Gelirler 5 dakika görüşmek için sıraya girerler. Yalvarıyorlar bize. Erdoğan da bu hafta görüşecek diyerek

Görüşecek diyerek aşağılıyor. Bunu yutuyorlar. Buna ne Ömer Çelik'ten bir cevap var ne TikTok'çu Hakan Paşa'dan. Susuyorlar bunu yutuyorlar. Sonra Amerika'ya gidiyor. Barack Türkiye'deki Amerikan Büyükelçisi diyor ki "Trump akıllı adam. Benim hiç aklıma gelmemişti. Erdoğan'a meşruiyet verelim. Her şey çok güzel olacak. Bizim için çok iyi bir noktaya gelecek." diyor.

Bak sayı bitmiyor. 8 tane taviz almış. Karşısında ne vermiş arkadaşlar? Ne vermiş? Karşıda meşruiyet meşruiyet veriyormuş. Meşruiyet milletten alınır. Seçime girersin, kazanırsın, meşru seçilmiş iktidar olursun. Meşruiyet demokratik yönetimle sürer. İçeride antidemokratik davranışlar.

"TRUMP BENİ O KADAR ÖVSÜN, YERİN DİBİNE GİRERİM"

Meşruiyet tartışmalı. Bir de daha görüşmenin başı. Meşruiyetin Habermas'a göre en önemli tanımı ne? Eşit ve adil seçimlerle seçilmiş olacaksın. Sonra da demokratik yöneteceksin. Trump ilk neyi hatırlatıyor? 'Hileli seçimi en iyi bu bilir' diyor.

Yani diyor ki memleketinde meşruiyeti yok. Amerikan kamuoyunda da meşruiyeti yok. Sonra ona ona hani çocuk oyalar gibi Allah cezamı versin. Trump beni o kadar övsün. Yerin dibine girerim. Trump gibi bir menfaatçi bu kadar menfaati temin edip sonra dönüp dönüp iyi adam.

Yani karşısında benim bakanlarım var bu memleketin bakanları. Zeki bunlar diyor. Akıllı bunlar. Keşke bu kadar akıllı olmasalar. Çocuk mu avutuyorsun? Anaokulu öğretmeni anaokulu çocuğuna yapsa bir yerden sonra ya yapma hocam ya der.

7 yaşında Kerata ya yeme bizi gözünü seveyim der. Her şeyi sen alacan sonra bana övgü düşecek. Ben de bu övüldüğüm için Türkiye'de bir avuç TMSF'den devletin kredileriyle alınmış kanallarda şak şakçılar diyecek ki küresel lider. Trump gibi adam bu kadar şeyi cebine koymuş. Müttefikten müşteri yaratmış. Yağlı müşteri. Vallahi ben bir şey söyleyeyim.

Siz bu performansı gösterecek olun. Öyle Trump'a bir buçuk sene yalvarmaya gerek yok. 3 ayda bir çağırır sizi sağmaya. Kovayı doldurdu. Kovayı doldurdu. 3 ayda bir size randevu vermezse ne olayım? Bunları verdikten sonra Trump sizi haftada bir kere telefonda bu kadar över. Bağlayın TRT habere. Ne olacak Trump'ın dilinde sayaç mı var?

TRUMP ERDOĞAN'A KIRKPINAR BAŞPEHLİVANLIĞI İÇİN ALTIN KEMER DE VEREBİLİR

Diyor ki akıllı adam süper lider ama lafın başında bak diyor sana meşruiyet vereceğim. Bu diyor bilir diyor hileli seçimi. En iyi bilir diyor. Demek ki seçiminde tartışma varsa meşruiyetin yok. Demokratik yönetmiyorsan meşruiyetin yok.

Ama alırsan LNG'yi, alırsan Boeing'i, verirsen tavizi verirsen, yaparsan nükleer anlaşmayı verirsen nadir elementleri adam sana ağzından meşruiyet veriyor. Barack bile şaşırmış diyor ki benim hiç aklıma gelmemişti.

Bizim diyor Trump diyor buna meşruiyet verecek. Öl ki ölem... Trump mesela Erdoğan'a Kırkpınar Başpehlivanlığı için altın kemer de verebilir. Çünkü güreşmeden veriyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri