Sonuç vermeyen 'Çankırı Çalıştayları'

Bahattin AYHAN

2004 sonrası Çankırı’nın sorunları ve çözüm yolları adı verilen bir dizi çalıştaylar yapıldı. Hatta bazı ilçeler bile ‘’ilçe çalıştayları’’ düzenledi. Herkes oldukça heyecanlı ve umutlu idi. İş o kadar yaygınlaştık ki, bir iki sivil toplum kuruluşu bile Çankırı üzerine kafa yormaya başladı. O zamanlar STK’ ların arka bahçe olma durumu pek görünür değildi. 

Görünür değildi diyorum, çünkü takiye yapılabileceğini aklımıza bile getirmiyorduk. Geri plandan gizliden gizliye STK ların arka bahçe çalışması ve yeni arka bahçe kazanılması çalışmalarının varlığından çok sonra haberimiz oldu. Özellikle Çankırı belediyesinin AKP’ye geçtiği yıllardan sonra siyasal STK'lar mantar gibi bitti.

Bu çalıştayların hepsi hemen hemen boş çıktı. Amacından saptırıldı, siyasi rant ve belli kişilerin portföylerini zenginleştirme dışında hiçbir fayda sağlamadı. Hele bir tanesi vardı ki düğünlere şenlik!

'Çankırı geleceğini planlıyor' diyerek valiliğin düzenlediği ve çalıştayların devam edeceğini ilan ettiği idi ki sonuç koskoca bir fos çıktı. Var olan birkaç STK da devşirilerek arka bahçe yapıldı, devşirilmeyenler kapanmak zorunda kaldılar. Örneğin Çankırı Gazeteciler Cemiyeti gibi. Çankırılı şairlerin oluşturduğu Çankırı Şair ve Yazarlar Derneği ise bir müddet direndi ve sonucunda o da arka bahçe oldu gitti. Bütün STK'lardan özgür düşünceli, bilgi birikimli Çankırılılar bir vesile ile küstürüldü ve de uzaklaştırıldı.

Bu arada iz bırakan bir çalıştay vardı ki, bir kısım eksikleri de olsa yapılan en iyi çalıştaylardan biri idi. Zamanın valisi rahmetli Ali Haydat Öner’in gerçekleştirdiği çalıştayda Çankırı’nın tarihi, kültürü enine boyuna ortaya konmuştu. Yeni bir heyecan gelmiş, Çankırı turizmi de gündeme gelmişti. Sonucu ise sadece çalıştay bilgilerinin somut hale getirilmesi oldu. 

Karatekin Üniversitesi'nin çalışmaları bulunmakla birlikte kamuoyuna yansımadığı için burada konu edemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim 'Çankırı' konulu akademik basamak referans çalışmaları olduğu düşünülebilir ! Bu çalışmalara ayrıca Çankırı Belediyesi'nin Çankırı Araştırmaları adı ile yayınladığı dergileri de dahil etmek gerekir. Ağırlıklı olarak belirli bir görüşün yer aldığı bu dergilerin tarafsız ve inanılır olduğu tartışılır.

Belediyenin kurmuş olduğu Çankırı Araştırmaları Merkezi kuruluşunda tarafsızmış görüntüsü vererek hem destek buldu hem de sempati ile karşılandı. Kuruluş sonrası merkez malum şahısların eline geçerek, akademik portföye destek sağlayan vasıta haline geldi. Şimdilerde ise hemen hemen atıl durumda beklemektedir.

Çankırı’ya yakın zamanda yaptığım bir ziyarette, belediyede konu ile ilgili ve yetkilisi ile konuştum. Araştırma Merkezi'nin canlandırılması konusunda 'şimdilik' iyi niyetli görünüyorlar. Her görüşten Çankırılı yazar, araştırmacı, akademisyen ve bürokratın da katıldığı bir toplantıda Araştırma Merkezi'nin geleceğini ve yapılabilecekleri masaya yatırmayı düşünüyorlar. Gerçekleşir mi dersiniz? 'Hayır' asla gerçekleşmez. Nedeni ise yerel seçim. Belki yerel seçimler sonrası gelecek başkanın konuya sempati duyması ve tarafsız gözle bakması halinde gerçekleşebilir. Yoksa hiç böyle bir projeye girişmemesi gerekiyor. Göz boyamanın anlamı yok. Malum şahısları toplarlar ve Araştırma Merkezi'ni 'örümcek merkezi' (!) yaparlar. Hem belediyeye yük olmaktan çıkar hem de konu bulmakta zorluk çekmezler. Biliyorsunuz örümcekler çok çalışkandırlar, gözle görülmeyen ince ağlar örerler ve adamı o ağlara dolaştırırlar!

Valilik, Üniversite ve Belediye masaya yatırıldığında kültür ve turizm konularında söylenecek, eleştirilecek çok şey var. Maalesef eleştiri yapanlar kurumların itibarı zedeleniyor savı ile hakim karşısına çıkmak istemez. Her şeyden önce kafa yapısının değişmesi, eleştiriye açık olunması gerekir. Aksi halde özgür, birikimli ve Çankırı hakkında söz söyleme yetisine sahip insanlar Çankırı’dan daha da uzaklaşmaktadır. Önce bu insanların kazanılması gerekir. 

Bu bağlamda her şeyden önce tarafsızlık ve güven tesis edilmelidir. Ötekileştirmenin ve de ayrıştırmanın bugüne kadar getirdiği menfilik ortadayken, 'zararın neresinden dönülürse kârdır' mantığıyla hareket edilmeli ve geçmişin kayıplarını sarma yönünde gayret gösterilmesi yönünde olduğumun bilinmesini isterim.

Sağlıcakla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.