'Haftalık Darlanma'ya hazır mısınız?
RTE-Saray ve Bahçeli-MHP'nin Gazze ve Suriye'de bizden başka kimsenin bilmediği kahramanlıklarımızı ve bizden başka herkesin bildiği "birşeylerimizi" anlatacakları günler geliyor.
X'in katkıları ve engelle/takibi bırak seçenekleri ile...
Aylardır yazıyorum, Suriye çözülmeden Türkiye sorunları çözülmeyecek. Uzatmanın da anlamı yok. Bütün hamasi yaygaraya rağmen Gazze artık ABD'nin.
Yoksullarımıza düşen "birşeyler" teslimatta niza çıkmasın diye Mehmetçik göndermek, Hamas'tan gelecek misafirlere 'hoş geldin' demek.
Zenginlerimize, gizli ticareti açıktan yapmak, taşeron müteahhitlik, otel işletmeciliği gibi fırsatlar var.
Dinbazların kıvırması "faiz değil, kâr payı ile Gazze'yi ABD'ye teslim değil, barış"; RTE'nin "Siz bilmezsiniz biz bu barış için neler yaptık" muhabbetini dinleyeceğiz.
Suriye'de de hüsran yaklaşıyor. Abdi'nin açıklamasını dikkatli okuyan "Rojava Şam'a bağlanacak derken Şam Rojava'ya bağlanacak" aşamasına geçildiğini anlayabilir.
Yine "birşeyler" isteniyor. Yoksullar, IŞİD militanları ve ailelerine sıcak yuva verecek, zenginler bildiğiniz gibi. Yakında, Gazze ve Suriye ile yatıp kalkan memleket gündemi, istemese de; yoksulluğa, açlığa dönmek zorunda kalacak.
RTE ve Bahçeli ekipleri ne kadar bağırıp çağırsa, ne kadar tehdit yağdırsa da kaybettiğinin farkında. Kâğıt üstünde de olsa "Biz 10 Mart kararlarına döndük" diyen Kürt tarafına verdikleri sözleri tutup, tutmama kararı vermeleri gereken vade, hızla yaklaşıyor. DEM'in "Barış Komisyonu'nda yaprak kımıldamıyor! Öcalan'a umut hakkı" seslerinin yükselmesi bunun belirtisi.
Sözlerini tutarlar mı? Bence hayır. İlk günden beri söyledim, Barış, Rojava içindi ve TC vatandaşı Kürtler beklentilerini düşük tutmalıydı. Bir olasılık, Öcalan'ın Türkiye'deki tutukluluğunu, Rojava'ya göndererek sonlandırma seçeneği olabilir.
Suriye tamamen bitti mi? Tabi ki hayır ama Türkiye'nin "HTŞ ile Suriye'yi yönetme" hayali tamamen bitti.
Bizim dertlerimiz ise tavanda. Eğitim masraflarına, elektrik, doğalgaz, harçlar eklenecek. TÜİK'in ucube rakamlarıyla belirlenecek 'asgari ücret' felaketi kapıda.
Bunun acısını hissettirmemek, açlığı hayallerle bastırmak için RTE'nin Gazze-Suriye masallarına eklenen "halkın refahına olan katkı(!)" masallarındaki artış, umutlu olmamamız için yeterli.
Ekim'in ilk 10 günü dışarıda yükselen tansiyon, tekrar içeriye dönmek üzere. Dikkat ettiyseniz dizinin bunca mesajında CHP yazmaya fırsat olmadı. Mansur Yavaş'a saldırılar bile Gazze ve Suriye gölgesinde kaldı ve fakat heyecanlı bir maçın son düdüğünden sonra, kredi kartı borcu hatırlamak tadında, ülkeye dönmek zorundayız.
Komisyondan ayrılmayarak, DEM ve diğer muhalif partilerle ilişkilerini yıkmayarak; RTE-Bahçeli ikilisini köşeye sıkıştırmış halde bekliyor CHP.
Mustafa Denizli'nin ünlü "8-0 'lık şerefli mağlubiyet" sonrası, ülkeye dönmek zorunda kalması gibi, dönecek AKP-MHP ve seyirci çok kızgın.
Dış sahada kaybedilenleri, içeride telafinin tek çaresi CHP'nin parçalanması. Yargı sopası ile yapılanların yetmediği görülünce, her zamanki gibi, CHP yanlısı görünen AKP-MHP ve İYİP beslemelerinin ay sonundaki 'Butlan davası'na hazırlık yaptıkları belli.
İktidarın cevap vermesi gereken soruları CHP'ye yöneltip "Valla CHP'nin yaptığı muhalefet de yani..." tadında söyleşiler, "ya bir takıldınız İmamoğlu'na..." eleştirileri, diğer muhalifler ile çatışma yaratmak için saldırılar, malum anket firmasının aylardır uzak durduğu "kazanacak anket" serisine başlaması... Hepsi Meclis açılışındaki fotoğrafın gerçeğe dönüşmesi için yırtınıyor. CHP sorumluluğunu(!) yerine getirsin diye, ki ne olduğu belirsiz, hepsi seferber olmuş durumda.
CHP'nin içini tartıştıkları kadar AKP ve MHP içinde dönenleri tartışsalar bazı sorunlar çoktan çözülmüştü. Yapmazlar, ya potka yemez ya da fon gelmez.
Türkiye içinden çıkamadığı bir çamurun içine saplandı ve CHP bulaşmadığı sürece düşmanlaştırılacak.
Yolun sonunda, yoksullarla; şimdi boş konuşan partiler ve yeni "yetmez ama evet" tadındaki bu utanmazlar, karşı karşıya kalacak. Olağan kongre sonrası, şimdi rahatsız oldukları CHP'yi arayacakları etkinlikte bir CHP görecekler.
Var bunun hesabını tutanlar ve soracak olanlar!
(Selim AKMEN / X hesabı / @darlamaradyosu)
SELİM AKMEN KİMDİR?
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 1986 yılı mezunu. MKS DevO A.Ş.'de Genel Müdür. Emekli. Halen dokuz8haber.net'te köşe yazarı, X hesabı / @darlamaradyosu