Alem-i Kürşad'dan 3'üncü mektup... Vahim gerçekler...

Alem-i Kürşad'dan 3'üncü mektup... Vahim gerçekler...

Alem-i Kürşad, bizleri mektupsuz bırakmıyor... Bugün yine kendisinden bir 'mektup' aldık... Alem-i Kürşad'ın mektubu ile okuyucuyu baş başa bırakıyoruz...

"Merhaba,

Çankırı’da yaşama mücadelesi ve çabası gösteren değerli hemşehrilerim.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ''Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi"ne göre 2017 yılı itibarıyla 186 bin 74 kişi olan Çankırı nüfusu, 30 bin 288 kişilik artışla 2018 sonunda 216 bin 362 kişi kişiye ulaştığını açıklamıştı. 

Sürekli göç vermiş veya göçe mecbur edilmiş veya şartların göçe ittiği, dışarıda ikamet eden Çankırılı sayısının ise yukarıda TÜİK’in açıkladığı 2018 yılı sonu itibariyle olan rakamın 4 ila 4,5 katı olduğu tespit edilmiştir.

Bu tablo tam bir hüsrandır. Tam bir hezimettir.

Dünyada ve ülkemizde gelişmekte ve değişmekte olan il ve ilçelere baktığımızda ise Çankırı ilimizi nüfus bakımından Türkiye’nin ilçeleri ile kıyasladığımızda, 108'inci sırada görmekteyiz.

Peki biz neden gelişim ve değişimde gerileme kaydettik?

Cevap: Çankırı bürokrasisinin başarısızlığı yüzünden.

Milletvekillerinin ve daire amirlerinin “biz” değil “ben” tutumu yüzünden!

Memlekete değil cebine çalışanların yüzünden!

Koltuk ve makam hırsı yüzünden!

Kutuplaşarak ayrışmanın, birlik ve beraberlik içinde olamamanın yüzünden!

Ego ve kapris sahipleri yüzünden v.s...

Bu günkü Çankırı’ya baktığımızda ise; Milletvekilleri iktidar partisi vekilleri, Belediye Başkanı ise iktidarın ittifak ortağının belediye başkanıdır.

Kendi içerisinde anlaşamayan sürekli ters düşen iktidar partisi vekilleri, parti yöneticileri ve bürokrasisi nasıl olur da başka bir siyasi partinin belediye başkanıyla uyum sağlayabilir ve de koordineli çalışabilir ki?

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’i ziyaret ederek Çankırı'mıza yapılacak yatırımlar ile ilgili istişarelerde bulunduk" diyen AKP milletvekilleri, parti yöneticileri ve ilçe belediye başkanlarına ziyarette Sayın Bakan'ın ilk sorduğu soru davet edilmeyen il belediye başkanın nerede olduğu idi.

Bölge milletvekili Salim Çivitcioğlu bu soruya yanıt olarak; "Efendim biz davet ettik ama gelmedi!" diyebilmiştir!

Böylesi bir tutum ve cevaptan sonra "Çankırı neden gelişmiyor?" diye sormanın bir anlamı yok sanırım!

Çankırı’da çalışmaktan çok, yapılan programlar, uygulanan protokollerden artık insanımıza gına getirdi.

'Elma günü', 'Armut haftası anma programı', 'Yanma protokolü' derken zaman su gibi akıp gidiyor! Kala kala elde var kocaman bir 'sıfır' (0).

Protokol ki, ne menem şeydir o!

'Senin yerin şurası, benim yerim burası'.

Takım elbiseli makam sahibi adamlar önde, hazırlanan adına da 'protokol' dedikleri yerde kasıntı ile otursun, kalabalık bir kesim insanlar toplansın... 'Kimin bildiğini kime anlatıyorsun' misali, ellerindeki konuşma metnini okumak üzere kürsüye davet, 'Adil olacağız... Adaletli olacağız... Şöyle yapmalıyız... Böyle yapmalıyız.'

Okundu bitti. Bakın görün ki okuyanın okuduğuyla alakası yok! Yazanın yazdığıyla!

Hayatında kediye köpeğe elini sürmemiş insanlar kamerayı görünce şefkat abidesi kesiliyor!

Adaletten, haktan, hukuktan, kanundan, nizamdan, ahlaktan, edepten, erkandan, davadan, düzenden bahseden, bunları talep eden, insanlık dersi verenlere bakıyorsun, söyleyenin söylenenler ile uzaktan yakından alakası yok!

Gösterişle, şovla, üç beş süslü cümle ile bu işler yürümez!

Yaşantınla, icraatinle, dik duruş ve çok çalışmakla olur bu işler.

Bir ton borçla belediyeyi kaderine terk edip gidenler, inşaat sektörünü sömürenler, şimdi soruyorlar: "İsmail Hakkı Ese başkanım Çankırı’ya ne yapacaksınız?"

Başkan demez mi; "Siz zaten yapacağınızı yapmışsınız. İçine etmişsiniz! Ne bırakmışsınız ki ne yapayım?" diye... 

15 Yıllık iktidarlarında sanki Çankırı’yı bulutlara çıkardılar. "Allah rızası için doğru yere, doğru şekilde, gerçekten bunu hizmet amaçlı yaptık, altında hiçbir hinlik yatmıyor" diyebileceğiniz ne var? 

Bari gölge etmeyin, başka ihsan istemez.

Çankırı’nın iki tane milletvekili var. Bu da halkımızın eseri. 

Bir şey söyleyeyim mi?

Halkımız da orada yanlış yapmış!

Sıfır'ı kaçla çarparsan çarp, sonuç “sıfır”dır!"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler