Bir 'dede'lik hikayesi...

Yıl 1985... Kasım ayı... 14 Kasım 1985... Günlerden Perşembe idi... Demokratik Sol Parti (DSP) de o gün kurulmuştu...

Ankara - Sincan - Fatih Mahallesinde ikamet ediyor, Kızılay-Demirtepe'de çalışıyordum...

Hem de ne çalışma...

Bazen 3 gün ardı ardına işyerinde gecelediğim oluyordu...

O günlerde Sincan - Karşıyaka'ya gitmek hayli meşakkatliydi. Son otobüs saat 22.00'de Atatürk Spor Salonu'nun önünden kalkardı... Soğuk ve yağışlı gecelerde açık durakta otobüs beklemek hiç de kolay olmazdı...

Eşim 2'nci çocuğumuza hamileydi... Ve doğum günü de sayılı günlere kalmıştı... Yılların maliyeci dostu Sadık A.'nın Keçiören'deki evine misafir olmuştuk...

Ve 13 Kasım Çarşamba günü eşimin artan sancılar nedeniyle Ulucanlar'da hizmet veren Zekai Tahir Budak doğumevine de önceden yaptırdığım rezervasyonla giriş yaptık...

Heyecanlı bekleyiş tüm hızıyla sürüyordu... İkinci çocuğumuz olacaktı... Abisi Oğuz 4 yaşını tamamlamak üzereydi...

Ve 14 Kasım Perşembe günü sabah Serkan dünyaya geldi...

Doğumu gerçekleştiren doktorun "Oğlunuzda kan uyuşmazlığı var! Şu iğneyi acilen almalısınız!" dediğini ve elimdeki reçeteyle hastaneden nasıl çıktığımı unutmuş değilim... Yakındaki bir eczaneye girdim ve elimdeki reçeteyi uzatıp 'Şu ilacı istiyorum! Yeni dünyaya gelen oğlumda kan uyuşmazlığı varmış!' dediğimi de hatırlıyorum...

Eczaneden ilacı alarak hızlı bir şekilde hastaneye dönüşümü, merdivenleri 3'er 3'er çıkarak doktorun odasında finiş yapışımı yıllar geçse de unutmuş değilim!

x x x

Ve 10 Nisan 2015... Günlerden Cuma... Yer: İstanbul - Ataşehir... Kadıköy Şifa Hastanesi 2'inci kat...

Günün ilk saatlerinde oğlum Serkan'dan aldığım mesaj ve akabinde büyük oğlum Oğuz'dan gelen telefonla sabah 06.00 YHT ile Ankara'dan Eskişehir'e geldim... Saat 12.30 dolaylarında büyük oğlum Oğuz ile birlikte İstanbul yolundayız...

'Baba adayı' oğlum Serkan, geceden sancıları artan kızımızı hastaneye yatırmış...

Navigasyonun da yardımıyla ulaştığımız Kadıköy Şifa'nın 2'inci katında yatakta kızımız, kapıda oğlum Serkan'la karşılaşmamız, sonrasında doktorun çiftleri doğumhaneye alışı ve benim doğumhane kapısında tanzim edilen bekleme odasında kısa voltalarım...

'Baba' olacak olan 'ben' değildim!

Lakin yaşadığım heyecan neyin nesiydi?!

Oysa aylar demeyeyim lakin günler öncesinden tecrübeli (kaşarlı) dede'lerden taktik destekler almıştım!

Taktiklerde mi bir arıza vardı yoksa bende mi, henüz çözmüş değilim...

Saat 18.55'de doğumhanenin kapısında doktor ve oğlumla-kızımız görünüverdi... Oğlumun yüzü gülüyordu... Kızımız da sağlıklıydı...

"Doğum gerçekleşti... Herşey yolunda" sözleriyle birlikte "Ohhh be..." deyişim diğerlerine hiç benzemiyordu!

Ailemin yeni üyesi 'Eren' saat 18.40'da dünyaya gelmiş ve ben o saat itibariyle kimilerine göre 'büyükbaba' kimilerine göre de 'dede' olmuştum!

x x x

Bugün 13 Nisan 2015 Pazartesi...

59'a girdiğim bugünlere geldiğim uzun yolculukta önce evlat, sonra baba, daha sonrasında amca ve dayı olmak nasip oldu...

Şimdi de 'dede'...

Yolculuk devam ediyor...

Sağlıkta ve de afiyette kalınız...

Meraklısına: Torunum Eren'in doğumu münasebetiyle şahsımı Facebook sayfamdan bıraktıkları mesaj ve telefonla arama nezaketi göstererek kutlayan dostlarıma ayrıca teşekkür ederim. (V.B)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
3 Yorum