Bizi 'filimcilerle' karıştırma!

“Yukarıdaki haberi hep birlikte okuduk! Aslında kişisel olarak ben bu filmi daha önce de seyretmiştim!"

Yanılıyorsun Vedat Beki sen bu filmi daha önce seyretmedin çünkü biz filim çevirmedik.

Biz Türkiye’de ve Dünyada büyük organizasyonlar yapan, pek çok insanın hayallerini süsleyen ünlülere mekanında patronluk yapıp, Başkent'in cebinde parası olan 5 bin kalburüstü insanına kültür sanat hizmeti veren, yılda 5 milyon dolar ciro yapan bir iş insanı olarak; 

Biz 'filim' çevirmedik, bilakis 'girişimcilik' örneği sergiledik.

Bize filim çevirdiler mi?

Hem de çeşit çeşit...

Mesela ilk filim; Eski futbolcuların ellerindeki senetler alınıp Özcenk İnşaat'tan alınan 420 bin TL bağış çekleriyle değiştirilmesi gibi bir filim!

Filmin sonu; Eski futbolcular eski senetlerle icra yaptılar. Hem de sözleşmelerinin 4-5 katı bedelle. Çekler mi? Eski kulüp Başkanınca, kulübe harcadığı paralara karşılık "indire gandi” yapılması!

Ülkemde tarım ve ziraat gerilerken; “Tarımsal ilaç ve tarım aletleri" satışına aracılık ederek zengin olan,

Ve kenara 400-500 milyon para koyacak, bunu da futbol zevki için Çankırı Belediyespor’a harcayacak kadar gani gönüllü olan tek başkan nam-ı diğer “düşük don Cello” olsa gerek!

Tabi bir de senaryonun duygusal boyutu da var; ”Çankırı Belediyespor’da çevirdiğimiz filimlerin pis kokusunu ancak ben sızdırmam; Futbolculara dağıtacağım parayı gönder yoksa istifa ederim" kaprisiyle sürekli baskı yapılan abilerin abisi, ablaların abisi. imamların hamisi İrfan Abi!

Bu senaryoyu bütün Çankırı esnafı, tüccarı ve de müteahhitleri bilir.

Hatta bir ara iki-üç yerden bedava maaşa ruhunu satan, babamın da eski dava arkadaşı olan, bana söylemeye cesaret edemediklerini onun ağzından söyletip, maşa gibi kullanıp, sonra kirli bir mendil gibi kenara atılan Mithat Efendi de iyi bilir!

Evini satıp kulübe prim olarak dağıtan, kulüp bize devredilince evinin parasını benden isteyen: Her derde deva en özel kalem Muharrem de bilir!

Her devrin karanlık çukuru Mesut'undan. vazgeçilmez muhasebeci Göktaş’ı da bilir. Sözün kısası aslında Çankırı’nın yarısı bilir Çankırı Belediyespor’un gerçeklerini de;

“Ağızları var konuşmazlar
Gözleri var göremezler
Kulakları var duyamazlar”

Bizimkiler o hesap.

Tüm bu gerçeklerin bilindiğini en iyi sen ve duruma göre birbirinizi taşladığınız, duruma göre dönüp kucakladığınız senin tayfan bilir Sn. Beki.

Senaryoları iyi kontrol et.

Bu filimi görmüş olamazsın.

Bizde kimse Çankırı Belediyesi çalışanı olmadı!

Bizde kimse işsizlikten can çekişen hemşerimin hakkını gasp edip İşkur'dan kadro hırsızlığı yapmadı.

Çankırı’nın köyleri hizmet beklerken “kamuda tasarruf tedbiri uygulanırken” biz Özel İdare bütçesine güvenip yola çıkmadık.

Çankırı tarihinde Aziz Yıldırım’ı valiliğe ziyarete getirip en büyük reklamı yapmasına vesile olduğumuz Vahdettin Özcan'dan bile Çankırı’nın köylerinin durumunu bildiğimiz için böyle bir bütçe istemedik.

Tanıtım mı?

Tek kelimeyle komiksiniz.

Neyin tanıtımı? Kimin tanıtımı?

Meşhur Hakan Yılmazın yarattığı 'Yeni taraftar', okumuş 'bilinçli tayfa' diye adlandırıp sahip çıktığı, bizim de şarlatan medyacıların haberlerinden kazandığımız tazminatlarla ilk taraftar dernek oluşumlarını beslediğimiz, kulübün içine sızan, daha sonra kulüp çalışanı kadınlara sarkıntılık yapıp kulüpten kovduğumuz üç-beş çakalın, abileri İrfan'a sığınıp, toplantılar yapıp, peşinden trübünleri organize edip, bize 134 bin TL küfür cezası aldıran besleme tetikçilerin kurduğu bir kulüple neyi tanıtacaksınız?

Hangi profille?

Hangi vizyonla?

Hangi hikayeyle?

Futbol camiasını siz o kadar boş beleş mi sandınız?

Türkiye biliyor bir KADIN olarak futbol adına neler yaptığımı; Ve bilseydi Cello ile Bello “İlk kadın kulüp başkanı" olarak bu kadar tanınacağımı bilseler kendi elleriyle verirler miydi Çankırı Belediyespor’u?

Kaç kadına nasip oldu benim yaşadıklarım?

Futbol Federasyonu Divan Kurulu üyeliği,

2'nci ve 3'üncü Lig Kulüpler Birliği Başkanlığı,

TFF Alt Ligler Komisyon Başkanlığı,

Ve yine bu şehirde Cello Bellolar'ın bize neler yaptığını da Türkiye biliyor.

Önce geçmişinizi temizleyin.

Yaptıklarımızla tüm Türkiye’nin ulusal basınının takdir ettiği 'Kulüp başkanı vizyonu'nu kendi odağınız olan “bel altı” çirkinliğine büründüren vizyonunuzu mu tanıtacaksınız?

Ama tanıtım için Mehmet Türk’ten önce ben size bir tavsiyede bulunayım; Atilla Türker'e yalakalığı deneyin!

Neden mi?

Onu da Vedat abiniz anlatsın size...

Sn. Beki haftaya da sizin “Ağır bedelleriniz ve sırtınızdaki küfenizin” cevaplarını vereceğim.

Bu haliyle ben bile merak ettim ödediğin bedelleri ve sırtındaki küfeleri.

Hiç bir şey bilmeyen vatandaş neler düşünür tahmin bile edemiyorum.

Benim ve Çankırıspor hakkında konuşulan şehir efsanelerine cevap verme zamanı gelmiş de geçmiş bile.

Bizim insanımız birisi sustukça senaryoyu en çirkin şekliyle kendi tamamlar. Bu nedenle konuşmak lazım artık...

Bilgiyle belgeyle...

Sen bir kez daha düşün benim köşe yazarlığımı.

Neticede sen de Çankırı’nın suyundan içtin, yazacaklarım hoşuna gitmeyebilir.

Ricacılar sana da bir makam odası düzmesinler sonra.

Gel yol yakınken vazgeç.

Köprüden önce son çıkış uyarısıdır bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.