Boğaziçi hadisesinde bütün hesapları değiştirecek olay

Boğaziçi hadisesinde bütün hesapları değiştirecek olay

Sabah saatlerinde Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi'ne Hukuk Fakültesi ve iletişim Fakültesi açılma kararına idari mahkeme kararı görünüyor...

Odatvi4'de Dr. Mehmet Cemil Ozansü'nün kaleme aldığı yazıda;
4.11.1981 tarihli 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu öncesindeki dönemde fakültelerin de üniversiteler gibi tüzel kişilikleri vardı. Her ne kadar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu fakültelerin ayrı bir tüzel kişiliklerinin bulunduğunu kabul etmese de 5. Maddesinin (f) bendinin ilk halinde “Yeni üniversiteler, üniversiteler içinde fakülte, enstitü ve yüksekokullar, devlet kalkınma planları ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulur” demek suretiyle “yeni” üniversiteler kurulurken izlenecek hukuki yolu tanımlıyor ve bugün de yürürlükte bulunan 28.2.1982 tarihli Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 7. maddesinde fakültelerin kanunla kurulacağı açıkça belirtiliyordu.

3.4.1991 tarihli ve 3708 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunun 5. Maddesinin (f) bendinden “yeni” ve “olumlu” [görüş] ibareleri çıkarılmıştır. Kanun hükmünün nihai halinde “Üniversiteler ile yüksek teknoloji enstitüleri ve bunlar içindeki fakülte, enstitü ve yüksekokullar, kalkınma plan ve programlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulur”, denilmiştir. Böylece fakültelerin kanun ile kurulmasına dönük düzenleme ve uygulama sürdürülmüştür.
Ancak 3.7.1992 tarihinde 3837 Sayılı Kanun ile 2809 sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Kanun’a eklenen 30. Ek Madde, “Bakanlar Kurulu Yükseköğretim Kurulu ve Millî Eğitim Bakanlığının önerisi ile üniversitelere bağlı olarak bir üniversite için sayısı üçü geçmemek şartıyla fakülte ve gerekli sayıda yüksekokul kurmaya yetkilidir” lafzıyla Bakanlar Kuruluna fakülte kurmak konusunda sayı sınırlamasıyla yetki vermiştir. 29.03.2001 tarihli ve 4633 sayılı Kanun ile yapılan revizyonda buradaki “üçü geçmemek şartı” kaldırılarak Bakanlar Kuruluna verilen yetki genişletilmiştir.

YASAL DAYANAK BULUNMAMAKTADIR
Şu hâlde 2018 yılının Temmuzayına geldiğimizde; en son 1991 yılında düzenlenmiş ve fakültelerin de kanun ile kurulacağını belirleyen bir hüküm ile en son 2001 yılında düzenlenmiş ve fakülte kurmak konusunda Bakanlar Kuruluna yetki tanıyan iki kanuni düzenleme genel çatışma kuralları dahilinde varlığını sürdürmektedir.

Ancak normlar çatışması bakımından mesele 2018 yılının Temmuz ayında çıkarılan iki KHK vasıtasıyla başka bir boyut kazanmıştır. Zira anılan her iki normun zamansal öncelik-sonralık ilişkisi değiştirilmiştir. Malum olduğu üzere “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” geçilirken mevzuatta yer alan her “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” ibaresiyle değiştirilmiş ve böylece içinde “Bakanlar Kurulu” ibaresi geçen her norm yeniden hayat bulmuş, hukuken canlanmıştır. Bu düzenlemeler yapılırken hukuk teknisyenleri, zamansal öncelik-sonralık ilişkilerinin gerektirdiği düzenleme mantığına özen göstermemişlerdir. Böylece fakültelerin kanunla kurulmasını öngören 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunun 5. Maddesinin (f) bendini değiştiren 2.7.2018 tarihli ve 703 sayılı KHK [Resmi Gazetede yayınlanması ve yürürlüğe girmesi: 9.7.2018]; fakültelerin Cumhurbaşkanı tarafından kurulmasına yetki tanıyan Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun Ek 30. maddesinde değişiklik yapan 2.7.2018 tarihli ve 700 Sayılı KHK’dan [Resmi Gazete'de yayınlanması ve yürürlüğe girmesi: 7.7.2018] iki gün sonra yürürlüğe girmiştir [1]. Dolayısıyla 703 sayılı KHK ile düzenlenen norm ondan iki gün önce var olan 700 sayılı KHK ile düzenlenen normu zımnen ilga etmiş ve fakültelerin de kanun ile kurulacağını yeniden düzenlemiştir.

Şu hâlde 9.7.2018 tarihi itibarıyla Cumhurbaşkanlığı kararıyla fakülte kurabilmesini düzenleyen bir yasal dayanak bulunmamaktadır. Yürürlükteki en son kanuni düzenleme olan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunun 5. Maddesinin (f) bendi fakülte kurulmasının kanun marifetiyle olacağını açıkça zikrettiğinden Cumhurbaşkanlığı kararıyla fakülte kurulması mümkün değildir. Kaldı ki, yürürlükte olan 2547 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasının fakülte kurulmasına matuf hazırlık işlemlerini düzenleyen hükmünün tatbik edilip edilmediği, Yüksek Öğretim Kurulundan görüş alınıp alınmadığı da bilinememektedir. Bu bakımdan çeşitli üniversitelerde fakülteler kurulmasına dair 3519 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilat Kanununun zımnen mülga Ek 30. Maddesine dayanmak suretiyle kanuni dayanağı tartışmalı bir işleme dönüşmüş olup idari yargı denetimine açıktır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler