Yavuz PEHLİVANOĞLU

Yavuz PEHLİVANOĞLU

Deli deliyi görünce...

Günaydın...Bugün kendime tatil verdim... Yani tatilin tatilini verdim kendime... Sabah uyanmadım... Hatta uyandım; "Yat lan Yavuz" dedim kendime...

Uyandığımda henüz çok erkendi ve karanlıktı dünya... "Gün ağarsa ne olacak ki?" diye düşündüm...

"Nasıl olsa bugün pazar! Korana kurana hala sokaklarda gezeliyor, alıp götürecek insan arıyor... Yat yerine!" dedim kendi kendime...

Tam siper yat! Kaldırma kafanı...

Sizler nasılsınız ey halkım?

Nasılız iyi miyiz?

Karana korana ile durumlar nasıl?

Gelecek planları yapabiliyor musunuz?

Bu toz duman içinde önünüzü görebiliyor musunuz?

Malum önümüzde yeni bir yıl var...

Yeni yılla alakalı planlarınız var mı?

Balın, tuzun dadını alabiliyor musunuz?

Önümüzdeki yaz tatili nerede yapmayı planlıyorsunuz?

Garip ve de manyak manyak sorular kafamda dönüp duruyor...

Ben her yıl bu aylarda grip olurdum, hapşır hapşır hapşırır... Sürekli burnumu akıntısını silmekten burnumun kenarları yara olurdu... İki yıldır grip olmuyorum... "N'oldu bizim grip vürüsü mevta mı oldu?" diye düşünmeden edemedim...

Sizlerin griple aranız nasıl?

DELİ, KENDİNDEN DELİYİ GÖRÜNCE DEĞNEĞİNİ SAKLARMIŞ...
Bizim hapşurma gribi, karana korana virüsünü görünce kuyruğunu kısıp değneğini mi sakladı?

Sizce bizim eski gribe ne oldu?

Nüfus kağıdıma göre ben tam 58,5 yaşındayım... At, eşek, öküz devrinde doğdum... Kara kağnı, dört tekerli talaka, tırpan, orak, çakmak taşlı düven, saman yabası, harman yabası, iki pedallı-üç pedallı dirgen, saman küreği, anazut, zevle, övendire, nodul, tırmık, çotura, su destisi, depme, heybe, çoban keçesi ve daha sayabileceğim yüzlerce aletin edevatın her gün kullanıldığı bir zamanda doğdum...

Nereye gitti bu kadar alet edevat simdi neden kullanılmıyor?

Bir döverbiçer makinesi bu saydığım aletlerin hepsini bir kalemde sildi götürdü dünyadan...

Yani deli kendinden deliyi görünce değneğini sakladı bu konuda da...

Irgat kavgası ekinler, fiğler, arpalar boy vermeye sararmaya başlayınca başlardı...

Uzun zamandır ırgat kavgası duymadım... Eskiye dair tek duyduğum sıkıntı çoban kavgası...

Eskilerden bize kala kala bir çoban kavgası bir de balya amelesi kavgası kaldı...

Nereye gitti ırgat kavgası?

Nereye gitti tohumcu sıkıntısı?

Nereye gitti Çerkeşli Osman ustanın örsü ve çekicinin sesi?

Nereye gidiyor bu dünya? 

Kim götürüyor bilinmezlere bu dünyayı?!

Akıl alır gibi değil...

"İnsanlar da mı kaybolup gidecek?" diye düşünmeden edemiyorum...

Çünkü biz uyurken, orağın, tırpanın, düvenin ırgatın yerine döverbiçer icat edenler insan yerine de çoktan robotları yaptılar...

İnsana ihtiyaçları kalmadı...

Demedi demeyin ufak ufak öğütecekler tüm insanlığı...

Biri şu karana koranaya bir taş vursun durum hiç iyi değil bilesiniz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
1 Yorum