DEVA Partili isim Melih Bulu'nun danışmanı oldu

DEVA Partili isim Melih Bulu'nun danışmanı oldu

Atanmış rektör Prof. Dr. Melih Bulu'nun danışmanı, DEVA Partisi kurucularından Oğuzhan Aygören oldu.

Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olmasına karşı protestolar devam ederken, Bulu'nun yardımcılığını ve danışmanlığını üstlenecek isimler belli oldu.

Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu'nun Rektör Yardımcısı, Uluslararası Ticaret Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Aygören'in de Rektör Danışmanı olarak görevlendirildiği bildirildi. Yeni Rektör Melih Bulu'nun tepkilerden ötürü yardımcı bulamadığı iddiaları gündeme gelmişti.

Bulu tarafından bugün üniversite birimlerine gönderilen "Rektör Yardımcısı ve Danışmanı" konulu yazıda şu ifadeler kullanıldı:

"2547 Sayılı Kanunun 13. Maddesi uyarınca Üniversitemiz Rektör Yardımcılığı görevine Prof. Dr. Gürkan S. Kumbaroğlu atanmıştır. Dr. Öğretim Üyesi Oğuzhan Aygören ise Rektör Danışmanlığı görevini yürütmek üzere görevlendirilmiştir. Bilgi ve gereğini saygılarımla rica ederim."

DEVA PARTİSİ KURUCUSU
Rektör danışmanı olan Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Aygören Deva Partisi kurucular kurulu üyesi olmasıyla tanınıyor. Aygören’in özgeçmişi de DEVA Partisinin internet sitesinde yer alıyor.

PARTİ İLE İLİŞKİSİ KESİLEBİLİR!
Sözcü18 Haber Merkezi'nin elde ettiği bilgilere göre, Rektör danışmanı olan Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Aygören'in kayıtlı cep telefonuna DEVA Genel Merkez'inden ulaşılamadığı öğrenilirken, yapılan görevlendirmenin 'doğru' çıkması halinde 'parti kuruculuğu'ndan ihraç edilebileceği de konuşulmakta.

AYGÖREN'DEN AÇIKLAMA GELDİ
Oğuzhan Aygören, Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Bizim Türkiye'yi koskoca bir Boğaziçi yapmaya ihtiyacımız var" derken, öğrencilere polis müdahalesinin, ayrıştırıcı ve hedef gösterici mesajların doğru olmadığını, bu nedenle Bulu'nun yaptığı atamayı kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Aygören'in açıklaması şöyle:

"Ayrıştırıcılığın değil kapsayıcılığın dilini benimseyen, ülke gündeminde hepimizi boğan polemiklerden ve kısır çatışmalardan uzak durmayı tercih eden biri olarak iletişim ve empati yolu ile herkesle anlaşabileceğimize ve birbirimizi seveceğimize gönülden inanıyorum. İnsanlar yaralı, herkes bir çıkış yolu arıyor. Herkes kendince haklı ama deve misali her yerde bir eğrilik var. Gündelik siyaset her şeyi boğuyor ve bozuyor. Asıl konuşmamız gereken konuların gözden kaçmasına neden oluyor ve insanların enerjilerini polemikler üzerinde harcamalarına sebep oluyor. Tam da bu sebeple Sn. Ali Babacan ile beraber Deva Partisi'ni kurduk ve diğer siyasi partilere alternatif olan değil siyasi sistemin kendisine alternatif olan polemikten ve popülizmden uzak, doğru olmanın ve haklı işler yapmanın verdiği güçle hareket eden bir oluşum başlattık.

Kapsayıcı olmaya çalışmanın zor olduğunu da biliyorum. Hatta bir hocamızın deyimiyle sevilen kişi olmayacağınızı göze almanız gerekiyor. Ama yine de doğru olanı yapmanın verdiği iç huzuru ile yapılması gerekeni yapar, söylenmesi gerekeni söyler ve görülmesi gerekeni görürsünüz. Daha dün üniversite hocalarımızla olan mesajlaşmalarımızda Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeler olarak bizlerin nerede hata yaptık diye sorgulamamızı önermiş ve 2016'da yapılan rektör atama kanunu değişikliğine yönelik alternatif çözüm önerimizi bu atama öncesinde sunmuş olmamız gerektiğini belirtmiş ve geçmişe dair ödevimizi zamanında yapmadığımızı kabul ederek bundan sonraki hedefimizin sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil Türkiye için en uygun rektörlük seçim/atama modelini ortaya koymak ve bunun kanunlaşması için elimizden geleni yapmak olması gerektiğini dile getirmiştim. Bunları söylerken bizlere düşen rolün kurumun sürekliliğini sağlamak adına Boğaziçi kültürünü anlamaya, yaşamaya ve anlatmaya devam etmek olduğunu belirtmiştim. Bunun için haklı itirazlarımızı dile getirirken aşırılıklardan kaçınmayı, birbirimizi ötekileştirmemeyi, birbirimizi anlamaya çalışmayı ve yaraları iyileştirmeyi önermiştim. Eminim kapsayıcılığın dili ve empati bakışı sayesinde dipsiz gündem girdabına kapılmadan iyi, güzel, doğru ve adil olanda buluşabiliriz diyerek mesajımı bitirmiştim.

Bana girişimcilikten sorumlu rektör danışmanlığı önerisi geldiğinde birçok kişi ile görüştüm, istişare ettim ve nihayetinde rektöre önce Senato ve ÜYK üyeleri ile iletişim kurmasını ve sonrasında rektör yardımcılarını belirlemesini önerdim. Benim bir ünvana ihtiyacım olmadığını, zaten Girişimcilik Merkezi Müdürü olarak okulda bu alanda çalışmalar yaptığımı ve Boğaziçi'nin girişimcilik alanında öncü rol üstlenmesi için her zaman olduğu gibi elimden geleni yapmaya devam edeceğimi ilettim. Bu kadar şeffaf ve samimi bir iletişimle diyalog kurmaya devam ederken bugün sürpriz bir şekilde rektör danışmanlığı görevine atandığımı öğrendim. Kendisinin de aynı şeffaflık ile hareket etmesini beklerdim. Boğaziçi, bu ülkenin en değerli beyinlerini yetiştirme sorumluluğu ile sıradanlaşmayı haketmeyen çok özel bir yerdir. Gülse Birsel'in de 2017 mezuniyet konuşmasında söylediği gibi bizim Türkiye'yi koskoca bir Boğaaziçi yapmaya ihtiyacımız var. Ancak Boğaziçi'ni küçük Türkiye yaptığımızda ne yazık ki hepimiz kaybederiz. Ayrıştırıcı ve hedef gösterici mesajlar, bugün üniversite ve çevresinde pols baskınıyla gerçekleşen olaylar, öğrencilerimize güvenlik görevlilerinin müdahalesi kabul edilebilir değildir. Tüm bu sebeplerle, bu atamayı kabul etmemin mümkün olmadığını tüm kamuoyu ile paylaşmak isterim."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler