İbrahim ZENCİRCİ

İbrahim ZENCİRCİ

Eyvah ki eyvah!

Hafta içinde önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha sonra da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Çankırı’yı ziyaret ettiler. Her gelen devlet büyüğüne yaptığımız gibi Cumhurbaşkanımıza da fes giydirip, fahri başağa ilan ettik. Sizin anlayacağınız, Cumhurbaşkanı oldu “Cumbaşağa”

Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ı çok önceden “Bakbaşağa” ilan etmiştik, onu biliyorum.

Her zamanki gibi ziyafet “Çankırı Takım Yemeği,” başlamış. Menüde önce tarhana çorbası varmış.(Kana kuvvet, göze fer, batna ciladır çorba)

Ardından Çiftçi Fırını'nda “koltuk altında” ağır, ağır pişmiş “Çankırı göveci” arzı endam etmiş, daha sonra takım yemeğine yaraşır bir sırayla, yaprak sarması, Kızılırmak pirincinden tereyağlı pilav, yumurta tatlısı ve en sonunda hazım için kuru bamya çorbası ikram edilmiş. Sofrada içecek olarak, bizim yıllardır kızılcık eyşisi bildiğimiz, daha sonra eski İlbay Paşamızın buluşu (uydurduğu) “Çankırı Kolası” varmış.

İç ağam afiyet olsun, sohbetin mübarek olsun.

Cumbaşağam mürüvvetin daim olsun...

Ben kızılcık eyşisini duyunca; “eyvah” dedim.

Çeşnicibaşı'nı günler öncesinden uyarmıştım. “Reisicumhur Hazretlerine, Çankırı'da ne ikram ederlerse afiyetle yesin için, şifa olsun, sakın ola ki kızılcık eyşisine el sürmesin” demiştim.

İyi ki de uyarmışım, minik kuşlardan duyduğuma göre, çeşnicibaşı “Cumbaşağamızın” kulağına fısıldamış; “Aman efendim, siz amanı bilir misiniz? Çankırı'da ne ikram ederlerse her bir şeyin tadına bakabilirsiniz, hatta soba üstünde pişirilmiş Bursa kestanesi, Akçaköy patatesinden bolca yiyebilirsiniz, sakın ola kızılcık eyşisine el sürmeyin” demiş.

Reisicumhur hazretleri şöyle aşağıdan yukarıya doğru bir bakış bakmış ve sormuş; “Bire çeşnicibaşı sen ne dersin? Her ikram edileni yiyoruz, içiyoruz da neden kızılcık eyşisine el sürmeyecekmişiz. Tiz söyleyesin bunun sebebini” demiş.

Çeşnicibaşı alı al moru mor olmuş; “Sayın Reisicumhurum, duydum ki bu vilayetin bir müdürlüğünde, kızılcık eyşisi denilen bu içeceği hijyen kurallarına hiç dikkat etmeden yapıyorlar, şenliklerde dağıtıyorlarmış”

Cumbaşağa, İlbay Paşa'ya dönmüş;“Hadi buradan buyurun bakalım, İlbay Paşa” demiş. İlbay Paşa afallamış.

Çeşnicibaşı'na sormuş; “E nasıl yapılıyormuş bu eyşili o müdürlükte?”

Çeşnicibaşı; “Haşa huzurdan Reisicumhurum, bu müdürlüğün yaren olma heveslisi memuru, eline bir matkap alıyormuş, matkabın ucuna elli - altmış santimlik sekizlik bir inşaat demiri, demirin ucuna da bir bez parçası bağlıyormuş, su damacanasının içine biraz eyşi, bolca da su katıp, 'ha un ele ha, ha da ha dönele ha' diyerek başlıyormuş çalkalamaya, bir yandan eyşiyi çalkalıyor, bir yandan da döneliyormuş. Memur efendi ağanın, inşaat demirini, paçavrayı eyşiye daldırması iyiymiş iyi olmasına da, dönelerken çıkardığı gaz, evlerden ırak olsun kaleden aşağıya yedi mahalleye yayılıyormuş. İşte o sebepten maazallah zehirlenmeyesiniz diye sizi uyarmak istedim. Arz ederim” demiş.

“İlbay Paşa'nın bunlardan haberi var mı?” diye sormuş Reisicumhur Hazretleri.

Çeşnicibaşı; “Ne arasın, bu daire müdürleri İlbay Paşa'yı dolaba koymuş, gelene ağam, gidene paşam demeye alışmışlar, her yeni gelene, ‘sizin gibisi gelmedi; Allah sizi başımızdan eksik etmesin’ diyerek önünde temenna ediyorlarmış”

“Bu müdürlüğün matkapla çalkalayarak yaptığı, Kızılcık eyşisini içenlerin, sıhhat ve afiyette olsunlar, önce inceden inceye karınlarında bir gurultu başlıyormuş, sonrada ötürük oluyorlarmış ki heladan çıkmamacasına, üzerinize afiyet”

“Cumbaşağa” oturduğu köşesinden hiddetle; “Buyruğumdur! Bana şifa diye sunulan bu eyşiden her kim içer ötürük olursa, bilmeden buna alet olan İlbay Paşa, eyşiyi matkapla karıştırtan, dairenin müdürü ve dahi iyi bir halt etmiş gibi bununla övünen şube müdürüne, şifa olsun diye her sabah birer maşrapa içirile. Bu görevin takibini de üstüne vazife olmayan işlere karışan İbram Efendiye havale ettim, tiz duyurula” diye, gürledi.

Tam o ara sazendeler Cezayir’i vurdular.

Cezayir'dir goçyiğidin vatanı (yar yar ey)

Aramazlar gurbet ilde yiteni (yar yar of) yiteni…

…/…

Merak edene:

“Cumbaşağa” sözcüğünün müellifi Sayın Ömer Sağlam’dır. Biline.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
9 Yorum