Fatih Altaylı Youtube'ye döndü: Mahkemede kağıtları neden fırlattığını açıkladı
4 yıl 2 ay hapis cezası verilen gazeteci Fatih Altaylı, 56 günün ardından yeniden Youtube yayınlarına döndü. Hakkında verilen karara tepki gösteren Altaylı, "Adaleti yere ben fırlatmadım; adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım" dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tehdit ettiği iddiası ile yargılanan gazeteci Fatih Altaylı'ya 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi.
Altaylı, kararın ardından, ara verdiği Youtube kanalındaki yayınlarına geri döndü. Cezaevinden gönderdiği mesaj ile kamuoyuna seslenen Altaylı, mahkemede elindeki kağıtları neden yere fırlattığını açıkladı.
Altaylı, "Bana verilen ceza ağır bir hukuksuzluk. Bunda herkes hemfikir, karara doğru diyen yok. Zaten benim de duruşma sonunda elimdeki savunma metnini, içtihat kararlarını yere fırlatmamın nedeni buydu. Adaleti yere ben fırlatmadım; adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım" ifadelerini kullandı.
"SİYASETE NE KIZGINIM NE KIRGIN..."
Siyasete kızgın, kırgın ve öfkeli olmadığını söyleyen Altaylı, "Ama yargıya çok kızgın ve kırgınım. Bu kararı verenler vicdanen gerçekten hukuka uygun davrandıklarına inanıyor ve bunun huzuru içindeyseler yenilen hakkım helali hoş olsun. Ama inanmadıkları, vicdanlarında yer etmeyen bir karara imza atmak zorunda kalarak beni buna mahkûm ettilerse, bana yaşattıklarını umarım bir gün onlar da yaşarlar; yani sevdiklerine hasret kalırlar" dedi.
"NE KAÇMASI, HEM AYIP HEM KOMİK"
"Karar zaten çoktan alınmıştı. Verilebilecek en ağır ceza verilmişti. Altıda birlik indirimi ise iyi niyetten değil, Yargıtay’a gitmemi engellemek için yapılmış bilinçli bir hamleydi" diyen Altaylı, "Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum" dedi.
Fatih Altaylı: "Tutuklu olmaya değil, benim için bavulunu hazırladı kaçacak diyenlere içerliyorum"
— AvAliDvrmAn (@AvAliDvrmAn) December 1, 2025
"Öyle bir zaman gelecek ki benim için kaçar diyenlerin kaçışını izleyeceğim" pic.twitter.com/z9TwNEfne3
Altaylı, "Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az; belli ki soğuk bir hücrede plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim" diye konuştu.
Altaylı ayrıca, "Şu anda tek üzüntüm kaçma şüphesiyle tutukluluğumun devamı. Tutuklu olmaya değil, 'kaçar' denmesine dertleniyorum. Beni bu ülkeden sürgüne yollasalar bir yolunu bulup geri dönerim. Ne kaçması? Ben mi? Hem ayıp hem komik" dedi.
SAĞLIK DURUMUNDAN BAHSETTİ
Altaylı, son olarak sağlık durumuna ilişkin de bilgi verdi.
Altaylı, şunları söyledi:
"Dört stentim var ve bundan dolayı düzenli kontrol gerekiyor. Daha vahimi aort genişlemesi diye bir kronik durumum var; aortun 5 cm ile 4.7 cm arasında bir çapa sahip. Yırtılma riski var ve yırtıldığı anda birkaç dakika içinde ölüyorsun. Rahmetli Sırrı Süreyya Önder’i götüren rahatsızlık. O yüzden her yıl iki kez bakılıp ölçülüyor. Bunun yanı sıra beyin zarında da 2 cm’lik bir meninjiyom yani habis olmayan bir tümör var. O da düzenli izleniyor.
Bu kontrollerimin yapılabilmesi için Silivri 9 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nin son derece iyi insanlardan oluşan sağlık ekibi ve onlarla birlikte çalışan sağlıktan sorumlu infaz koruma memurları Silivri Devlet Hastanesi’nde nöroloji ve kalp damar kliniklerinden randevularımı aldılar. Onlar kadar iyi niyetli jandarma ekipleri tarafından defalarca hastaneye götürüldüm. Önce beyin MR’ım, sonra kalp damar tomografilerim çekildi. Ardından gerek üzerine beyin tomografim ve kalp elektrokardiyografim, sonrasında da göğüs ve batın ultrasonum çekildi.
Merak eden izleyicilerimiz için söyleyeyim: Aortumdaki genişleme ilerlememiş, sabit. Sorun yok. Ancak damarda bir miktar kireçlenme var ve göğüs altındaki aortun durumu da benzer. Boyun damarlarım ise iyi. Doktor kalp damarımda yırtılma hissedersem hızla hastaneye gelmemi söyleyince epey güldüm. Neden güldüğümü tahmin edersiniz. Beynimdeki menenjiyom ise pek büyümemiş. Silivri Devlet Hastanesi'nde çok iyi doktorlar olduğunu söylemeliyim. 4 harika doktor ile tanıştım. Keza radyolojide çok iyi bir ekip vardı. Hepsine teşekkür ediyorum.
Tam bunlarla uğraşırken bir süre önce açık havada spora çıkarıldığım sırada halı sahada tek başıma top oynarken bileğim burkuldu ve çok kötü düştüm. Kafamı minyatür kale direğine çarptım. Sağ elimi çatlattım. Dizimde büyük bir yara oluştu. Diz ile ayak bileğim arası morardı. Tabii bunu nasıl yapabildiğimi sorma; Bu ancak benim becerebileceğim bir şey. Şaşkınlıktan dilini yutmuş olan infaz korumadaki arkadaşlar sağ olsunlar beni hemen revire götürdüler. Önce bir şeyim yok dedim. Birkaç pansumandan sonra odama döndüm ama saat başı gelip kontrol ettiler. Elim fazla şişince Silivri Cezaevi Kampüsü Hastanesi'ne sevk edildim. Kafatasımın, boynumun, elimin, kolumun röntgenleri çekildi. Elim alçıya alındı ama yemek yapmamı, bulaşık yıkamamı, temizlik yapmamı engellediği için 3 gün sonra alçıyı çıkarttırdım. Şimdi iyiyim. Dizim de yavaş yavaş iyileşiyor. Morluklar azaldı, hatta geçti. Ama bir süre bayağı sıkıntı çektim."






