Ömer Lütfi KANBUROĞLU

Ömer Lütfi KANBUROĞLU

İnsan sürekli fikir değiştirir mi?

Bir insan hayatında kaç kere fikir değiştirir veya değiştirse bile her hafta fikir değiştirir mi? Eğer sürekli fikir değiştiren bir yapısı var ve her fırsatta tam tersi zıt fikirler arasında gel gitler yaşıyorsa onun sözleri ne kadar güvenilir olur?

Tarih 8 Kasım 2012
 
“Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye sınırına konuşlandırmak üzere ABD'den Patriot alacağı haberlerini yalanladı. Erdoğan, ayrıca "NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız" dedi. Endonazya'da bulunan Erdoğan'a, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, uluslararası haber ajanslarına yaptığı Türkiye'nin, Suriye sınırına Patriot füzesi yerleştirilmesi için NATO'ya resmi teklif sunacağı açıklaması ile bir gazetenin ortaya attığı ABD'den Patriot istendiği iddiası soruldu. Erdoğan, hem Dışişleri açıklamasını hem de gazete iddiasını yalanlayarak şöyle dedi:
 
'İDDİALAR ASILSIZ'
"NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız. Dışişleri yetkilisi kim? Dışişleri yetkilisinin açıklama yapma yetkisi yok. Karar verme makamı biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Savunma Sanayi İcra Konseyi'nin başkanı benim. Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı var. Üçümüzün haberi olması lazım. Böyle bir şeyden haberimiz yok. Sağır duymaz uydurur cinsinden haber yapıyor. NATO Genel Sekreteri'nin 'talep olursa olumlu bakarız' yaklaşımı var. Bizim şu ana kadar böyle bir talebimiz olmadı. Şu anda para ödemek suretiyle Patriot alma durumunda değiliz." Erdoğan'ın yalanladığı "Patriot talebine ilişkin haberlerin" arka planı da gün ışığına çıktı. Türkiye'nin gerek F 4 savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi gerekse Akçakale'ye Suriye tarafından top mermileri atılması üzerine NATO'dan askeri planlarını güncellemesini istediği ortaya çıktı. Ankara, NATO Anlaşması'nın 4'üncü maddesi kapsamında gerçekleştirilen istişare toplantılarında Türkiye-Suriye sınırının aynı zamanda NATO'nun Güneydoğu sınırı olduğunu hatırlatarak Suriye'deki iç savaşın yeni bir güvenlik algısı yarattığını vurguladı. Böylece, NATO'ya, "Askeri ihtimaliyat planlarınızı güncelleyin. İhtiyaç olursa, hava savunma sistemli de dahil olmak üzere talepte bulunduğumuzda karşılanmak üzere gerekli hazırlıkları yapın" mesajı gönderildiği öğrenildi.”
 
Aradan tam 14 (ONDÖRT) gün geçer ve:
 
Tarih 22 Kasım 2012
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Pakistan ziyareti sırasında “Patriot füzelerinin Türkiye Cumhuriyeti topraklarında Suriye’ye karşı konuşlandırılması” konusunda kendisine yöneltilen soruya şu cevabı verdi:
 
"Atılan adım şudur. Bizim topraklarımız 4. maddeye göre NATO’nun da topraklarıdır. Burada savunma esaslı olmak üzere böyle bir adım atılmaktadır. Füze sisteminin nereye yerleştirileceğine Genelkurmay Başkanlığı karar verecektir. Bu tamamen karşı tarafın muhtemel bazı saldırılarına karşı alınacak tedbirdir. NATO’nun ne kadar görevli göndereceği henüz belli değil. NATO’nun uygulaması olacağı için TBMM’den izne gerek yoktur.”
 
Allah Türkiye’ye yardım etsin.
 
Sayın Başbakan’ın sağlığı konusunda ciddi endişelerim var; sanki düşünme melekelerini kaybetmiş gibi… Özellikle son birkaç yıldır, her söylediği şeyin tam tersini yapıyor. Niye acaba?
 
Ayrıca, NATO ittifakının 4 maddesine göre; üye bir ülkenin ulusal güvenliği, sınır bütünlüğü ya da bağımsızlığı tehlike altına girmesi halinde istişareler için diğer üye ülkeleri toplantıya çağırabiliyor. Tarafların herhangi birinin kendisini tehdit altında görmesi durumunda karşılıklı istişarelerde bulunmak için diğerlerini toplantıya çağırabileceğine dair bir maddeyi “4.maddeye göre bizim topraklarımız NATO topraklarıdır” diye yorumlamak, yanlış yorumlamanın da ötesinde haddini fazlası ile aşan bir ifade biçimi…
 
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana şu anda içinde bulunduğu kadar büyük bir beka tehlikesi ile karşı karşıya kalmamıştı, üstelik bunun sebebi bazılarının “başkasının işine burnunu sokma” merakından kaynaklanıyor.
 
Bazı insanların sırf şahsi bekaları devam etsin diye ülkenin bekasını tehlikeye atması kabul edilebilecek bir şey değildir.
 
Aydın sorumluluğu taşıyan insanların politika çirkefine bulaşmamak için ülke sorunlarından uzak durmasını bir yere kadar anlamak mümkün; fakat ülke yok olma aşamasına gelmişken aynı düşünce ile oturup seyretmek de hoş olmasa gerek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.