Kel başa şimşir tarak istemekle Çavundur'a...

Geçtiğimiz haftaya Çavundur Belediye Başkanı Bayram Yukarıdere ile Ak Parti Çankırı milletvekili Hüseyin Filiz’in “orta düzeyde” yaşanan tartışması damga vurdu.

MHP’li Belediye Başkanı Yukarıdere’nin, Çavundur Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili çalışmalarda yaşanan gecikmenin adresini İl Özel İdaresi olarak göstermesi ile, milletvekili Filiz’in “Çavundur’u bırakın Çankırı’ya bakın” minvalinden söylediği iddia edilen cümleleri yaşanan tartışmanın özünü hayli değiştirmişe benziyor.

Sayfalarımızda yer alan haberlere gönderilen “okuyucu yorumları”nı incelediğimde çoğunluk düşüncenin milletvekili Filiz’i sevenler ve onu destekleyenlerden, bir kısmının da Belediye başkanı Yukarıdere’nin destekçilerinden geldiği gün gibi aşikar.

Ben yorumların kimden geldiğinden ziyade, satır aralarında ifade edilen düşüncelerle ilgilendiğimde; milletvekili Filiz’in “organize sanayi” ve dolayısıyla Çankırı ayağıyla bağlantılı düşüncelerine şimdilik kaydıyla “görüş” belirtme ihtiyacı duymamaktayım!

Sayın Filiz’in düşüncelerini ve hayallerini tek cümle ile geçecek olursam; “hele biraz daha tırmala da ondan sonra değerlendirelim” diyeceğim!

Ancak, Çavundur Belediye Başkanı Bayram Yukarıdere’nin kendi beldesine OSB kurma gayretlerini halisane olarak değerlendirmek istiyorum…

Kurşunlu’da Söğüt Seramik ve Ve-Ca… Her iki tesiste yaklaşık üç bin personel… Aileleriyle birlikte 15 bin kişi…

Çerkeş Organize Sanayi… 2012’nin bahar aylarında Özka’nın temellerini atacağı 4 fabrika! Ve diğer yatırımlarla bölgede oluşacak istihdam sayısı 2 binin üzerinde!

Çavundur, Çardaklı ve Saçak beldeleri… Arada bir de Atkaracalar… Karatekin Üniversitesine bağlı bir meslek yüksek okulu açılması kararı…

Yine çok yakın bir gelecekte Çerkeş’e açılması beklenen bir yüksek okul…

Önümüzdeki 5 yıllık süreçte bölgede eğitim ve üretimde aktif önemli bir potansiyel! Ve reel durumla geleceği birleştirdiğimizde önümüzdeki 5 yıl içerisinde bölgede aktif 25 bin insan…

Böylesine bir kitlenin konut, eğlence ile birlikte sosyal yaşamlarını sağlayabilecekleri merkez ve bu merkezlerdeki yapılar…

Bugün için bulundukları konumları gözlerinde büyütenler yarın böylesine gelişmiş bir bölge içerisinde “mahalle” olarak kalma ihtimalleri çok yüksek… “Başkan” pozisyonlarının “muhtar” pozisyonuna ve hatta hatta teker teker uygulamaya konulan AB kriterleri sonrasında “sıradan vatandaş” pozisyonuna düşmesi işten değil!

Zaman içerisinde Çavundur Kurşunlu’nun, Çardaklı’nın Atkaracalar’ın, Saçak’ın da Çerkeş’in mahallesi olması hiç de abartılacak bir mevzu gibi görülmüyor!

Bunun ötesinde Dumanlı gibi bir dağın eteğinde Çavundur – Çardaklı ve Saçak beldelerinin Kurşunlu – Atkaracalar – Çerkeş “bermuda şeytan üçgeni"nin ortasında adeta bir vaha görüntüsünü çok daha pratik, çok daha rantabl ve her şeyden önemlisi çok daha cazip hale dönüştürmenin altında sadece ve sadece “hizmet sektörü” ile ayakta tutmak bana daha akılcı ve rasyonel gelmekte.

Ancak burada temel olumsuzluk; bölge insanının kendi topraklarında “hizmet sektöründe” çalışma direncinin “sıfır” noktasında bulunduğu gerçeğidir!

Sosyal hayatı Ankara ve İstanbul’da “en dip noktada” yaşayabilen bölge insanı, her ne hikmetse kendi topraklarında “sütten çıkmış ak kaşığa” dönüşmekle birlikte, kapısına kadar gelen insana “profesyonelce” hizmet vermekten imtina etmektedir!

Başta Çavundur olmak üzere, bugünlerde gündeme gelmeyen Saçak ve Çardak beldeleri de dahil olmak üzere işaret ettiğim “bermuda şeytan üçgeni” içerisinde kalan bu bölge, sahip olduğu doğal kaynaklarla çok daha özel ve ortak projelerle geleceğini planlamalı, bugün yaşanan kısır çekişmelere benzer “onun osb’si var benim de olmalı” mantığından uzaklaşarak, “onun osb'si varsa, benim de avm’lerim, otellerim, göllerim, yüzme havuzlarım, sportif alanlarım, gençlik merkezlerim var" diyebilmeli…

Aksi halde ne mi olur?

Hem bugünümüz hem de geleceğimiz tüten bacalar arasında, yeşili ve temiz havayı aramanın ötesinde “iyi de biz kazandığımız parayı nerede harcayacağız” demekle geçer…

***

“Şimdilik tek sorum var Sayın Valim...” başlıklı yazımda Vali Vahdettin Özcan’a sorduğum soru bir hafta geçmesine karşın henüz yanıt bulmadı!

Sayın Vali’min “halk günü”nü bekleyeceğim! Hani şu vatandaşla internet üzerinden görüşme yaptığı günü…

Sorumu bir kez de halk gününde “msn” üzerinden gündeme getireceğim! Bakalım “online vali”miz ekrana hangi cümleleri konduracak?

***

Ak Parti İl Divan toplantısından geriye ne mi kaldı?

İl Başkanı Salim Çivitcioğlu’nun “Bugün genişleyen sokakları, AVM’si ile park alanları ile büyüyen Çankırı’yı kimse görmezden gelemez.  Bunu benim belediye başkanım, benim partim yapıyor” cümleleri gündeme oturdu(!)

İl Başkanı’nın böylesi bir cümlesinden sonra ister istemez bizim de aklımıza şöyle bir soru geliyor:

-İl Başkanı kendi belediye başkanını bu derece savunabiliyorsa, bunun altında yatan temel neden nedir? Siyasi ikbal mi yoksa belediye imkanlarıyla sağlanabilecek bir rantiye mi?

Yoksa ikisi birden mi!?

***

Kendi saha ve seyircimiz önünde oynanan Alanyaspor maçını da kazanamayan “Çankırıspor’da kötü gidişat nasıl çözülür?”

Cevap veriyorum: Hakan Yılmaz bulunduğu görevde kalarak…

Aksi halde takım başka türlü düzelmeyecek! Çankırıspor mevcut teknik adamla yoluna devam ederse takım küme düşecek, kavga bitecek… Sizin anlayacağınız “yorgan gidecek kavga bitecek” (!)

Haftanızın güzel, soğuk günleriniz sımsıcak ortamlarda geçmesi dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
4 Yorum