Kılıçdaroğlu seslendi: Ben Kemal, geliyorum!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu kürsüden sert açıklamalarda bulunarak, "Korkunç bir paniğe kapıldılar, karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türkiye artık şunu bilmeli, ayrışmayacağız, inadına kucaklaşacağız. Kavga etmeyeceğiz, inadına barışacağız. Bu güzel ülkemize huzuru ne olursa olsun mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

Türkiye'nin her tarafından sorunlar geliyor. Bütün mesele her soruna akılcı çözümler üretmektir. Kendi içinde barışık bir toplumu inşa etmiş olursunuz. Hedefimiz, kendi içinde barışık, sorunları olmayan, akılcı politikalarla çözen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye'ye getireceğiz. Nasıl? Altı lider bir aradayız. Birlikte mücadele ediyoruz, demokrasiyi savunuyoruz. Var olan sorunlara akılcı politikalarla çözüm üreteceğiz.

Sibel Tekin, belgesel çekti diye tutuklanmıştı. Adli kontrol şartıyla tahliye edilmiş, güzel bir haber. Sevgili Sibel'e şunu söyleyelim. Kapalı cezaevinden açık cezaevine hoş geldin. Türkiye'yi bir cezaevi olmaktan kesinlikle kurtaracağız.

Akaryakıt bayileri.. Arabamıza yakıt alırken bunlar çok kazanıyor diye içimizden geçirmiş olabiliriz. Aslında büyük kısmı zarar etmeye başladı. 7 ayda kapanan bayi sayısı 412. Eğer küçük bir market olmasa tümüyle zarar edecekler. 100 binin üzerinde kişi çalışıyor burada. Nasıl olur da bunun farkına varmıyorlar? 3,5 ay sonra bütün sorunlar çözülecek. Alın teri döken herkesin kazandığı güzel bir ülkeyi inşa edeceğiz. Avantadan para kazananlar değil, alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.

Tek adam rejimi inşa edildiğinde Türkiye'nin bütün sorunlarını en kısa sürede çözeceğiz dediler. Meydan meydan gezdiler. Valileri, kaymakamları gezdi. Erdoğan geldi oturdu. Tek adam rejiminin faturası hepimizin önünde duruyor. Bu rejim yani tek adam sistemi Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur.

DOĞALGAZ FİYATLARINA SERT TEPKİ

'Kardeşim doğalgaz fiyatları dünyada yüzde 180 düştü, sen niye harekete geçtin' diye Erdoğan'a sordum. Hemen harekete geçtiler. Kışın en ağır geçtiği mevsimin en derinden hissedilen Erzurum ve Kars gibi şehirlerimiz var. Kardeşim neden doğalgaz fiyatlarını düşürmüyorsun?

Allah nasip eder iktidar olduğumuzda göreceksiniz hiçbir hanenin, hiçbir evin ne doğalgazı kesilecek ne elektriği kesilecek ne de suyu kesilecek. Sosyal devlet onların yanında ve onların hizmetinde olacak. Anladığımız devlet budur.

ASGARİ ÜCRET SÖZÜ

Asgari ücrete malum büyük zamlar yaptılar sözde. Bu zammın enflasyonla eriyeceğini tahmin ediyorduk ama bu kadar çabuk eriyeceğini tahmin etmiyorduk. Asgari ücret alanların sayısı yaklaşık 5 milyon 400 bin kişi. 5 milyon 400 bin kişi şu anda asgari ücretin altında maaş alıyor.

Saray'da böyle bir şey yok! 4 yerden maaş alırsın, 5 yerden maaş alırsın. Bütün asgari ücretli kardeşlerime sesleniyorum; iktidar olduğumuzda hiçbir asgari ücretlinin açlık sınırının altında maaş almayacağı bir düzeni inşa etmektir. Eğer milyonlarca kişiyi açlığa mahkum ediyorsanız bu iktidar, bir zorba iktidarıdır.

"BUNU YAPANLARI DA ASLA VE ASLA AFFETMEM"

Dolayısıyla zorbadan yola çıkarak Boğaziçi Üniversitesi'ne değinmek isterim. Zorba iktidarlar aynı zamanda korkaktırlar. Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyum atandı. Okulun içinden çıkan kayyum tam anlamıyla tanımlarsak bir Brütüs... Brütüs Naci, hocaları kovdu. Dünyanın saygı duyduğu bilim insanlarını üniversiteden attılar. Öğrencileri dövdüler, hatta bazılarını hapse attılar.

Brütüs Naci durmadı. Okul mezunlarının kendi paralarıyla yaptıkları bir bina var. O binaya da el koydu. Zorbalık yaptı. Buradan Naci’ye sesleniyorum; zulümden, adaletsizlikten, baskıdan hoşlanmam. Bunu yapanları da asla affetmem.

Naci kayyum düzenine son verdiğimiz zaman görecektir ‘geliyor gelmekte olan’ın ne anlama geldiğini.

Ortak Politikalar Mutabakat Metni, demokrasi tarihinde bir ilktir. 6 lider bir araya geldik ve devlet için bir beka sorunu haline gelen tek adam rejimini değiştirip bu ülkeye demokrasiyi getirmek için bir araya geldik. Cumhuriyet tarihinde 6 lider bir araya gelip 2300'ün üzerinde var olan sorunlara tek tek çözüm üretiyorsa ve bunu oy birliği ile yapıyorsa Türkiye'nin geleceği aydınlıktır, kimse endişe etmesin.

Yolsuzluklara karşı mücadele, işsizliği giderme konusunda politikalar, Türkiye'nin saygınlığını koruyacak dış politikanın nasıl olması gerektiği burada var. Teknolojiyi, bilgiyi nasıl yürüteceğiz, çalınan paraları nasıl alacağız burada var. Devleti yeniden inşa edeceğiz. 'Altı benzemez bunlar, bir araya gelemezler, kavga ederler' diyorlardı. Ya arkadaş, siz biraradasınız, hiç biraraya gelip önlerinde kağıtlar, 'şu memleketin sorununu nasıl çözeriz?' diye düşündüler mi? Bu memlekette yolsuzluk, hırsızlık var. Bir cümle kurdular mı?

9 başlık, 2300'ün üzerinde vaadimiz var. Oy birliği ile alındı bu kararlar. Tarihimizde bir ilktir. Bütün demokrasi tarihini yazacak olan hocalar bu kitaba atıf yapmadan yazamayacaklardır.

Biz önyargılarımızla değil, aklımızla hareket ederek sorunları çözmeye çalışıyoruz. Biz onlar gibi değiliz, onlar malı götürüyorlar. Biz herkesin hakkını ve hukukunu teslim etmek için mücadele ediyoruz. Biz dolu hapishaneleri değil, hapishanelerinde kimsenin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.

İlk yapacağımız iş, durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız, burada var. Memleketin hangi halde olduğunu uzmanlar araştıracak, 6 liderin önüne koyacak. Bilgiye dayalı karar almak zorundasınız.

"ÇOK AÇIK VE NET KONUŞUYORUM"

Strateji ve planlama teşkilatı kuracağız. Plansız, programsız devlet olmaz. Uzmanlar strateji ve planlama teşkilatında görev alacak.

Bütçe disiplininin sağlayacağız. Kamu ihaleleri şeffaf olacak. Devlet kimsenin babasının malı olmayacak artık!

Şunu hayata geçirdiğimizde göreceksiniz, Türkiye'de her şey çok kısa sürede düzelecek.

Bir konuda en başından beri çok açık ve net konuşuyorum; bu 5'li çetelerin proje kisvesi altında devlet hazinesinden fazlasıyla götürdükleri paraları, malları onlardan tahsil edeceğim sözünü verdim. Çünkü o paralar bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Bu çetelerle bu savaşı ilan etmeden önce dost meclislerinde çok uyarıldım. Aman başkan, onlarla uğraşırsan o devasa para da seninle uğraşır diye uyardılar.

"SAMİMİ OLARAK UYARIYORLARDI"

Mafyası var, paramiliter grupları var, derinleri var aman başkan diyen insanlarla bir araya geldim. Samimi olarak uyarıyorlardı. Bütün bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım ben. Ben bilmiyor muydum bunu söylediğimde bu sürecin ne kadar kirli hale geleceğini. Her türlü karalama kampanyalarının yapılacağını... Silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı bilmiyor muydum... Elbette biliyordum.

Talep ettiklerinde görüşmeyi kabul edersem bu kirli düzenin hedefi olmayacağımı da iyi biliyordum. Halkımın şunu iyi bilmesi gerekiyor, bu çetelerin bir kısmı, saray iktidarından, Erdoğan'dan da önce vardı. O zaman da devletin içindelerdi. Her gelen iktidarla hizalanmış bunlar. Bir şeyler değişmiş ama bunlar hep sistemin içinde kalmış. Derinlere de yedirmişler, mafyaya da yedirmişler. Öyle ya, hazineyi kolay kolay soydurmazlar adama! Bunlar, nasıl insan satın alınacağı konusunda uzmanlaşmış durumdalar.

Görüşseydim, bir Erdoğan gidecekti, yeni bir Erdoğan gelecekti, halkımız sefalet içinde kalacaktı.

"SUİKAST TEHDİTLERİ GELMEYE BAŞLADI"

Asıl panik ne zaman başladı biliyor musunuz? Partimizin uzman ekipleri, Hazine'den çalınan paraların peşine düştüğü an. O raporlar geldiğinde paniğe kapıldılar. Devletin hazinesinden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Ben korktum mu! Vız gelir, tırıs gider, Bay Kemal asla ve asla geri adım atmaz! Kaya gibiyiz, sır gibiyiz, yiğit gibiyiz, asla geri adım atmayacağız! Her şeyleriyle gelsinler, bir milim geri adım atmayacağız.

SAYIŞTAY'A SON BİR ŞANS

Sayıştaya ve onurlu denetçilerine seslenmek istiyorum. Meclisin bütçesini denetleyen Sayıştaydır çünkü. İktidara geldiğimizde o raporlarınızda 418 milyar doları görmezsem, görevinizi yerine getirmemişsiniz demektir! Milletimin önünde açıkça ifade ediyorum, raporda görmezsem yakarım sizleri! 3,5 ay sonra iktidara geldiğimizde kendi raporlarımızı sizin raporlarınızla karşılaştıracağım. Kim görevini yapmış kim yapmamış göreceğiz. Sayıştay'a son bir şans vermek için onlardan randevu talep edeceğim ve baş başa ayrıntılı konuşacağım.

"BEYTÜLMALE DOKUNAN YANACAK"

Son bir Bay Kemal uyarısı yapmak istiyorum; beytülmale dokunan yanacaktır!

Halkıma bir taahhütte bulunmak istiyorum: Çeteleri temizleme, devlet hazinesinden sülükleri temizleme operasyonum başlamadan önce Ankara'ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı çetemetre olacak! Halktan çalınan ve geri alınan her doları görecekler bu panoda. 418 milyar doları burada görünceye kadar asla durmayacağım! Onların Türkiye'deki mal varlıkları, yurt dışına kaçırdıkları, ailelerine transfer ettirdikleri her kuruşun peşine düşeceğim.

"'BEN KEMAL, GELİYORUM'"

Benim helalleşeceğim, haksızlık yapılanlardır. Kimse haksızlık yapıldıysa onunla oturup helalleşeceğim. Roboski ile Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile Soma ile başı kapalı kızlarımıza haksızlık yapıldığı için, biz o dönemde suskun kaldığımızdan dolayı onlarla da helalleşeceğiz. Liste uzun. Bizim arsız ve hırsıza muamelemiz açıktır; vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri.

Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak, açtıkları telefonların ucunda bir ses duyacaklar, 'Ben Kemal, geliyorum.'"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler