Külliye’nin adını kullanıp fena dolandırdılar!
Her gün onlarca dolandırıcılık dosyası geliyor. Ponziler, sazan sarmalları havada uçuşuyor. Mağdurlar milyonları bir söze teslim ediyor, o söz de genellikle ‘siyasetçiyle yakınlık’ iddiasıyla ilgili oluyor. İşte bu da öyle bir dosya.
CERRAHİ, tıbbi, ortopedik alet ve cihazların toptan ticareti ve ihracatı konusunda firma sahibi ve yetkisi M.E, Finanskent sitesindeki bir emlak ofisinin sahipleri olan C.T, G.A ve Ü.Y ile 2022 yılının Eylül ayında samimi olur. Ofis önünde çay, kahve içerek sohbet ortamları oluşur. M.E, B.M ile de bu arkadaş ortamında 2022’nin Ekim, Kasım ayı gibi tanışır ve görüşmeye başlar. B.M, bu sohbetler sırasında annesi N.M’nin Cumhurbaşkanı’nın Basın Müdürü olduğunu, kendisinin de sık sık Cumhurbaşkanı ile bizzat görüştüğünü anlatır. Şüpheli B.M, daha sonra mağdur M.E’yi annesi ile tanıştırır. Bu tanışmada anne N.M de kendisini Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavirliği’nde basın müdürü olarak tanıtır, aslında bütün Finanskent sitesindekilere de kendisini böyle tanıtmıştır.
Dolandırıcılar, Cumhurbaşkanlığı kanalıyla lüks otomobilleri getirebildiklerini söylüyor...
‘UYGUN FİYATA ALABİLİYORUZ’
Sözcü'den İpek Özbey'in haberine göre; 2022 yılı Aralık ayı... B.M, annesinin de olduğu arkadaş ortamındaki konuşmalarda Cumhurbaşkanlığı kanalıyla çok bilinen bir otomotiv firması üzerinden filo olarak 50 adet Audi A6 model araç getireceklerini ancak kendilerinin ancak 43 tanesini alabileceklerini, kalan 7’sini alacak maddi güçlerinin olmadığını, bu araçların da eşe, dosta gitmesini istediklerini söyler. Şüpheli N.M bunu tasdik eder ve şunu söyler: "Cumhurbaşkanlığında çalıştığım için yurt dışından gelen araçları kendimize veya gösterdiğimiz kişilere oğlumun aracı olarak rezerve edebiliyoruz, bu araçları uygun fiyatla satın alabiliyoruz.”
Kısa süre sonra mağdur, yine Finanskent sitesindeki emlak dükkânında çay içmektedir. Bu kez B.M, kendisini L.Ç ile ‘ortağım’ diye tanıştırır. L.Ç’nin babasının da Cumhurbaşkanlığının Koruma Müdürü olduğunu söyler. Yine araç meselesi açılır, "Abi paran varsa bu arabaları sana alalım, yabancıya gitmesin" der. Mağdur M.E.’de bir güven oluşur ve ‘Tamam’ der. B.M, bu kez "Abi, biz şimdiden kaporalarını verelim ki araçlar bize tahsis edilsin, sen ortağım L.Ç. hesabına her araç için 100 bin TL olmak üzere toplam 700 bin TL. gönder, ben hemen işlemleri başlatayım" der.
700 BİN TL KAPORA GÖNDERİR
Mağdur M.E, Aralık ayı başında hesaba 700 bin TL kapora gönderir. 2022 sonunda B.M, M.E’yi arar, araçların birinin geldiğini ve tamamını otomobil firmasına gönderip aracı teslim alabileceğini söyleyince mağdur ödemeyi yapar, otomobil bayisinde buluşup aracı teslim alır. O zamanki tarihte bayilerde sıfır araç bulunmadığından ikinci el piyasasında araçlar biraz daha fazla fiyata satılmaktadır. Buna rağmen mağdur sıfır kilometre araç alınca güveni perçinleşir.
B.M, kısa süre sonra tekrar mağduru arar, "Abi kalan arabalar geliyor, para ödememiz lazım" der. Mağdur, "Geldikten sonra öderiz" cevabını verir ama B.M. ısrarcıdır, "Abi fiyatları sabitlemek için paranın tamamının bir an önce ödenmesi gerekir" deyince mağdur 21 milyon 100 bin Türk Lira’nın 2 milyon 600 binini B.M’nin, diğer 18 milyon 500 binini de babasının Cumhurbaşkanlığının koruma müdürü olduğunu söyledikleri L.Ç.’nin hesabına üç ay içinde banka kanalıyla eft-havale olarak parça parça gönderir. Şüpheli, mağdura araçların tamamının en geç Nisan ayında geleceğini söylemiştir.
Ve nisan ayı sonu gelir. Ortada otomobil yoktur. B.M, sürekli bugün, yarın diye oyalamaya başlar. Haziran olur, yok... Temmuz olur, yok. Bu şekilde 2023 Ağustos ayına kadar oyalarlar. İçine artık şüphe düşen mağdur, "Bizim araçlar ne oldu, neden gelmiyor?" dediğinde ise "Sayın Cumhurbaşkanı bizi bir ortamda topladı. Arabaların Katarlılar'a yurt dışından döviz elde etmek için satılması gerektiği talimatını verdi. Bu yüzden araçları teslim edemeyeceğiz" cevabını verirler.
Sonrası malum, her gün mağdurun cep telefonuna gelen onlarca arama ve mesajlaşmada "Abi bugün gelecek, yarın gelecek, abi hallediyoruz" diye yalan söylerler.
Sonunda mağdur, suç duyurusu yapacağını söyleyince, araçların aslında gelmeyeceği itirafıyla karşı karşıya kalır, "Söz, sana paranı ödeyeceğiz" diyerek oyalamaya başlarlar bu kez.
Bu şekilde bir süre daha oyalanan mağdur, suç duyurusunda bulunmaya gidiyorum deyince, B.M 21 Kasım’da 22 bin dolar getirir. Ardından 10 Aralık’ta 400 bin TL gönderirler.
Mağdur iş insanı, bir gün şüphelinin yanına gider, yaptığı bir telefon konuşmasına şahit olur. Bu konuşmada da yine kendisine yapıldığı gibi annesinin Cumhurbaşkanlığı basın müdürü olduğunu ve bakanları tanıdığını anlatarak para yatırmasını istediğini duyar.
DAHA 20’Lİ YAŞLARINDALAR
Anne babaları tarafından yönetilen 20’li yaşlardaki iki kişi, yakınları külliyede çalışıyor diye insanları kandırıyor. Bir duyuma göre geçen hafta şahitlerin ifadesi alınıyor ve yukarıda okuduğunuz ifadeleri şahitler doğruluyor.
Dolandırıcılığın kol gezdiği ülkemizde aslında hep aynı yollar deneniyor. “Siyasetçilerle yakın ilişkim var”; en çok uygulananı. Yurttaşımızın uyanık olması gerekiyor, zira siyasetçilerin çoğunlukla bunlardan haberi dahi olmuyor. Ortalık onların adını kullanarak, güçlü gözüküp milleti dolandıranlardan geçilmiyor. Siyasetçilerin de elbette bunun üzerinde düşünmesi ve buna fırsat vermemeleri gerekiyor.