Mansur Yavaş: Kimin yardım aldığını bu kentte hiç kimse bilmiyor

Mansur Yavaş: Kimin yardım aldığını bu kentte hiç kimse bilmiyor

2019 seçimlerini kazanarak göreve gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "Bazısı 3 yıl ödemesiz, yani kendilerinden sonraki döneme bıraktıkları faizli borçlar da dahil 4 milyar civarında faizli borçlarını ödedik.Şikayet de etmiyoruz" dedi.

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Ankara İl Kongresi'nde konuştu. Belediyenin faaliyetlerine ilişkin bilgiler veren Yavaş, şunları söyledi:

"Her şeyden evvel artık Ankara'da şeffaf bir yönetim var. Katılımcılık var, işbirliği var, tek başına hiçbir şekilde kararlar alınmıyor. Bununda yansımalarını görüyoruz. Yaptığımız bütün harcamaları vatandaşlarımızla mutlaka paylaşıyoruz. 3 bin 300 ihalemiz canlı yayınlandı. Bizimle birlikte birçok belediye de canlı yayınlamaya başladı. Maliyetleri pankartlara asıyoruz. Bin 800 bileşeni olan kent konseyimiz var, üniversitelerle işbirliği yapıyoruz. Bütün harcamalarımız internet sitesinde yayınlanıyor. Sayıştay raporları dahil tüm mali verileri yayınlıyoruz ve halkımıza hesap veriyoruz.

ASBESTLİ BORULAR VAR, SU YOK

Büyük projelerimizde devam ediyor. 25 yıldır yapılmayan altyapı çalışmaları hızla devam ediyor. Ankara'nın köyden olma mahallelerinin birçoğunda kanalizasyon açıktan akıyor. Asbestli borular var, su yok. Ben zannediyordum ki bir tek köye tankerle su gidiyor, yüzlerce köye tankerle su gidiyor ve hala da bunların birçoğunu çözmeye çalışıyoruz. Olmayan bisiklet yolları, kreşler, çağdaş belediyecilik adına ne gerekiyorsa bunların hepsini yapıyoruz. Ancak belediyecilik deyince biz kentte yaşayanların yanında olmak, kimseyi ayırt etmeden hizmet etmek, halkın sağlığını ve canını önceleyen projelerle yüzlerde tebessüm oluşturmak istiyoruz.

PARALARIN NASIL ÇARÇUR EDİLDİĞİNİ GÖRDÜK

Biz belediyeciliği halka temiz su temini sağlamak, kanalizasyon hatlarını kapalı sisteme almak, Polatlı gibi 30 yıldır temiz su bekleyen bölgelere 107 kilometre altyapı çalışması yapmak, çiftçimizin koluna girerek onların yanında dimdik ve kararlı bir şekilde yürümek olarak görüyoruz. Hayali yatırımlara, çöp projelere verecek tek bir kuruşumuz dahi yok. Belki Türkiye Cumhuriyeti'nde asrın batık projesi Ankapark'la, halkın alın terinden elde ettiği paraların nasıl çarçur edildiğini gördük. Kendi cebimizden harcamayacağımız hiçbir parayı vatandaştan alıp bu tür yerlere harcamıyoruz.

KİMİN YARDIM ALDIĞINI BU KENTTE HİÇ KİMSE BİLMİYOR

Eskiden kapı kapı paket dağıtılıyordu ve şu anda bir elin verdiğini diğer el görmeyecek şekilde Başkent Kart'a para yükleyerek tüm harcamalarını bunun üzerinden yapmak suretiyle hem esnafı destekliyoruz hem de aileler gerçek ihtiyaçlarını almaya başladılar. Kimin yardım aldığını bu kentte hiç kimse bilmiyor. Biz bunu sadece sosyal yardım alanında bir destek olarak görmüyoruz. Çocukları var üçüncü nesildir destek alıyorlar ve yokluğa mahkûm edilmişler, bugünkü ekonomik sistem sayesinde. Nereye kadar gidecek bu? Bunun bir tek çözümü var, onların çocuğunu okutmak.

ONLARI ÜÇ HARFLİLERE MAHKÛM ETMİYORUZ

6 bin 500 tane ilkokul öğrencisinin servis ücretini karşılıyoruz. Ne kadar engelleseler de ilk başta 14 bin olmak üzere 60 bin kadar ilkokul öğrencisine kantin desteğinde bulunuyoruz. Destek alan ailelerin 42 bin tane evladına artık ücretsiz ulaşım desteği sağlıyoruz. Kırtasiye desteği yapıyoruz, kırtasiye desteği yaparken sadece kırtasiyecilerden alışveriş yapıyoruz. Onları da üç harflilere mahkûm etmiyoruz, esnafta para kazanıyor. Biz buna ‘yeni nesil belediyecilik' diyoruz. İstiyoruz ki onlarda akranlarıyla eşit şartlarda büyüsünler ve eğitim görsünler.

Sözlerimizden birisi Ankara halkını zengin etmekti. Kırsal kalkınma desteklerimizle belki Türkiye'de ilk defa Tarım Bakanlığı'nın yapması gereken köylere tohum yardımı, gübre yardımı, mazot yardımı ve ayrıca kurduğumuz bir sistemler 33 bin çiftçinin üretimini izliyoruz. Eğer herhangi bir şekilde üretimde aksaklık varsa kendilerine bildiriyoruz. Gezen mobil araçlarla tarımsal olarak toprak analizi de yapmak suretiyle bundan sonra neyi üretmeleri gerektiği konusunda destekte bulunacağız.

YÜZDE 50'Sİ TARIMA UYGUN

Ankara'nın arazisinin yüzde 97'si boş, yüzde 3'e sıkışmış, yüzde 50'si tarıma uygun. En güzel model tarımsal olarak bunları kalkındırma modeli, zaten en iyi yaptıkları iş. Ama yıllardır tarım desteklenmediği için tarımı bırakmışlar. Şimdi sulu tarıma geçmeleri yönünde destekte bulunarak onların tekrar üretime katılmalarını sağlıyoruz.

208 BİN AİLEYE DESTEK

Seçimden önce korkutma yolunu seçtiler, bir sürü iftira attılar. ‘Sosyal yardımlar kesilecek' dediler. Bırakın kesmeyi teslim aldığımızda 180 bin aile vardı. Pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle şu anda 208 bin aileye destekte bulunuyoruz. Üstelik bunu çok modern bir biçimde yapıyoruz.

AYNI SENARYOLAR KONUŞULMAYA BAŞLANDI

Türkiye'de ilk defa 208 bin aileye 13 aydır düzenli şekilde çocuklarına protein yedirsinler diye et yardımı yapıyoruz. ‘Çalışanları işten atacaklar' diyorlardı. Şimdi aynı senaryolar konuşulmaya başlandı. Bırakın işten atmayı gerçekten emeğini veren insanlarla birlikte çalışıyoruz.

Onları ne maçlara zorla götürüyoruz ne de mitinglere zorla götürüyoruz. ‘Muhalefet belediyesi ne yapacak, bu kadar borcu var belediyenin, gelirlerse daha ilk ay maaşları ödeyemezler' iddiasında bulunmuşlardı. Bazısı 3 yıl ödemesiz yani kendilerinden sonraki döneme bıraktıkları faizli borçlar da dahil 4 milyar civarında faizli borçlarını ödedik. Şikayet de etmiyoruz.

TÜRKİYE'NİN KREDİBİLİTESİ EN YÜKSEK BELEDİYESİ

Bizden önce Çayyolu metrosunu Ulaştırma Bakanlığı'na devretmişler. Çayyolu metrosu bitirilmiş belediyeye devredilmiş. ‘Bilet gelirinin belirli bedelini bize ödemek suretiyle borcunuzu ödeyeceksiniz' demiş. 8 Nisan'da devraldım 28 Nisan'da bir kararname çıktı. ‘Artık bütçenin yüzde 5'yle ödeyeceksiniz.' Şimdiye kadar 55 milyon ödememiz gerekirken bir buçuk katrilyon para ödedik. Ankara halkının parasını oraya ödedik. Buna rağmen Fitch raporunda Türkiye'nin kredibilitesi en yüksek belediyesi olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi ilan edilmiş oldu.

14 MAYIS'TAN SONRA…

Belediyelerimizle başlayan bu yeni anlayışın cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında Millet İttifakı'nın iktidarında tüm Türkiye'ye yayılacağına yürekten inanıyorum. Nasıl Millet İttifakı'nın tüm Türkiye'deki belediyelerinde önceden yaptıkları korkutmaların tam tersine insanlar daha huzurlu mutlu yaşamaya başladılarsa, 14 Mayıs'tan sonra Millet İttifakı adayının da belirlenmesi ve seçimin kazanılmasıyla Türkiye'de aynı refah, huzura kavuşacaktır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler