Osman Öztürk: İç güvenlik tehditlerine karşı duyarlı olmak bir vatan borcudur

Osman Öztürk: İç güvenlik tehditlerine karşı duyarlı olmak bir vatan borcudur

Son dönemde İran üzerinden ülkemize yönelen Afganistanlı göçmen akınının sınırlarımızın güvenliğini tekrar gündeme taşıdığına dikkat çeken emekli Emniyet Müdürü ve CSG Güvenlik CEO’su Osman Öztürk, önemli açıklamalarda bulundu.

2011 Yılının Mart ayında, ülkelerindeki iç karışıklıkların başlamasından bu yana, günden güne artan sayıda Suriye vatandaşı ülkemize sığınıyor. Türkiye, yaklaşık 12 yıldır 3,5 milyon dolayındaki Suriyeli mültecilere, Irak, İran ve Afganistan'dan gelen mültecilere ev sahipliği yapıyor. Böylesine yoğunlukta bir mülteci akınının ülkemiz için sosyal, ekonomik ve güvenlik sıkıntılarını da beraberinde getiriyor.

Ülke güvenliğine bir ömür adamış, dönemin efsane emniyet müdürlerinden olan ve güvenlik bazlı pek çok başarılı projeye imza attıktan sonra, geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul 2. Bölge milletvekili aday adaylığını açıklayan Osman Öztürk, sığınmacılar ve ülke güvenliği konusunda oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"GÜVENLİĞİ SAĞLAMAK HÜKÜMETLERİN TEMEL SORUMLULUĞUDUR"

Güvenli bir ülkenin, vatandaşlarının yaşam kalitesini yükselteceğine, ekonomik büyüme ve istikrarı teşvik ederek uluslararası ilişkilerde saygınlığı da artıracağına dikkat çeken Öztürk şunları söyledi:

"Bir ülkenin güvenliği, sınırlarının savunulması, terörizm, suç ve yasa dışı faaliyetlere karşı mücadele, doğal afetler ve acil durumlarda hazırlıklı olma gibi birçok farklı faktörü içerir. Bu faktörlerin hepsi bir arada çalışarak ülkenin güvenliğini sağlamaya yardımcı olur. Ülke güvenliği ayrıca, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini koruyarak demokratik kurumların sürdürülebilirliğini de destekler. Bu nedenle, güvenliği sağlamak, bir ülkenin hükümetinin temel sorumluluklarından biridir."

"YETERLİ TEDBİRLER ALINDIĞINDA GÜVENLİ ÜLKE OLABİLİRİZ"

Türkiye’nin tarihi, coğrafi konumu ve nüfus yoğunluğu nedeniyle birçok iç ve dış tehditle karşı karşıya kaldığına; Terörizm, sınır güvenliği, siber güvenlik, organize suçlar, doğal afetler gibi birçok farklı konuda zorlu sorunlarla mücadele ettiğine dikkat çeken Öztürk, Türkiye'nin güvenliğine yönelik de şunları söyledi:

"Türkiye, güvenlik konusunda birçok tedbir almış ve ciddi başarılar elde etmiştir. Özellikle son yıllarda, terör örgütlerine karşı mücadele kapsamında önemli operasyonlar düzenlenmiş ve terör saldırılarının sayısı azaltılmıştır. Ayrıca, Suriye ve Irak gibi komşu ülkelerde yaşanan iç savaşlar nedeniyle Türkiye, sığınmacılar konusunda da büyük bir yükümlülük üstlenmiştir.
Ancak, Türkiye'nin bazı konularda daha fazla çalışması gerektiği alanlar da mevcuttur. Özellikle, sınır güvenliği, siber güvenlik ve organize suçlar konusunda daha fazla yatırım ve tedbir alınması gerekmektedir. Sonuç olarak, Türkiye, birçok güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır; ancak yeterli tedbirler alındığında güvenli bir ülke olabilir."

"SOSYO EKONOMİK YAŞAM OLUMSUZ ETKİLENİR"

Sığınmacıların yarattığı en büyük sorunun, ülkelerin kapasitesinin aşılması ve ekonomik, sosyal, güvenlik ve insani sorunlar olduğunun altını çizen Öztürk, bu sorunları şöyle detaylandırdı :

"Özellikle sığınmacıların sayısı çok fazla olduğunda, barınma, gıda, su, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi temel ihtiyaçların karşılanması zorlaşabilir. Ayrıca, sığınmacıların geldiği ülkelerdeki siyasi, etnik ve dini farklılıklar, yerel toplumlarla uyum sağlamalarını zorlaştırabilir ve bazen çatışmalara neden olabilir.

Ekonomik olarak, sığınmacılar, işsizlik oranını artırabilir ve maaşların düşmesine neden olabilir. Ayrıca, sığınmacıların sağlık hizmetlerine ihtiyacı olduğunda, bu, sağlık hizmetleri sistemine ek bir yük getirebilir.

Sığınmacı sorunu aynı zamanda bir güvenlik sorunudur çünkü sığınmacıların kimliklerinin doğrulanması ve geçmişlerinin araştırılması gerekmektedir. Güvenlik açısından, bazı sığınmacılar, terörist gruplara veya suç örgütlerine katılabilir veya radikalleşebilirler. Bu durum, ülke güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturabilir.

"SAYILARINDAKİ ARTIŞ GÜVENLİK İÇİN DE CİDDİ BİR TEHDİT"

Türkiye bugün, dünya genelinde en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkelerden biridir. Ülkemizde, Suriye'deki iç savaş nedeniyle 3,5 milyon kadar Suriyeli sığınmacı yaşamaktadır. Ayrıca, diğer ülkelerden de sığınmacılar Türkiye'ye gelmektedir. Sığınmacıların sayısı, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve güvenlik sorunlarına ciddi bir yük getirmektedir.

Sayıları ülkemiz için bir güvenlik sorunu da oluşturmaktadır. Sığınmacılar, Türkiye'de terörizm, radikalleşme veya organize suç faaliyetlerinde yer alabilirler. Bu nedenle, sığınmacıların ülkemize girişlerini sıkı bir şekilde kontrol etmek ve kimliklerinin doğrulanması ve geçmişlerinin araştırılması konusunda dikkatli davranmak gerekir.

Sınır güvenliği bir ülkenin ulusal güvenliği için hayati öneme sahiptir. Sınır güvenliğini sağlamak, terörizmle mücadele, suç önleme, istihbarat toplama, insan hakları koruma, ekonomik güvenlik ve göç kontrolü gibi konularda yardımcı olur.

Son dönemde İran üzerinden ülkemize yönelen Afganistanlı göçmen akını sınırlarımızın güvenliğini tekrar gündeme taşıdı. Türkiye bu yasadışı insan kaçakçılığını ve göçmen girişini önleyecek ve sınırlarını olası tehdit ve risklerden koruyacak yeni bir güvenlik sistemini oluşturmak zorunda. Sınırların kevgire döndüğü bir ülkede iç güvenlik tehditlerine karşı duyarlı olmak bir vatan borcudur."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler