Özgür Özel Tokat'tan seslendi: Erdoğan için geri sayım başlamıştır
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginin bu akşamki durağı Tokat. On binlerin toplandığı meydana hitap eden CHP lideri Özel "Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır. " dedi.
İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması çağrısıyla her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginin bu haftaki durağı Tokat oldu.
On binlerin toplandığı Gaziosmanpaşa Bulvarı’nda Silivri'de tutuklu olan Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu.
İMAMOĞLU: MİLLET BIKMIŞ, GENÇLER UMUTSUZ!
İmamoğlu, CHP Tokat İl Başkanı Çağdaş Kurtgöz'ün okuduğu mektubunda şu ifadelere yer verdi:
Sevgili Tokatlı hemşerilerim, bu güzel memleketin güzel insanları, adalete inanan, hürriyetin kıymetini iyi bilen, benim güzel vatandaşlarım, haksızlıklara karşı dimdik duran, millet iradesinin üstünde güç tanımayan, güzel hemşerilerim... Bugün ne yazık ki sizlerle aynı meydanda değilim, ama sizinle berabermişim gibi hissediyorum. Çünkü sizlerle aynı duyguda, aynı sevgide, aynı beraberlik hissinde buluşabiliyorum. Bu da bana güç veriyor, umudumu tazeliyor. Türkiye’nin her köşesinde adaletin, eşitliğin ve hürriyetin yeniden yeşereceğine olan inancımı daha da pekiştiriyor.
Kıymetli kardeşlerim; sizler, bu ülkenin alın teriyle geçinen, kendi emeğinden başka hiçbir şeye, hiç kimseye güvenemeden ayakta kalabilen ama yıllardır ihmal edilen, sesi duyulmayan sessiz çoğunluğusunuz. Ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımızın ortaklaştığı meselemiz şudur: Millet bıkmış! Gençler umutsuz! Kadınlar dışlanmış! Çiftçiler kırgın! Tokatlılar da öyle! Bakın; bu güzel şehir, tarihin yükünü, toprağın bereketini, kültürün zenginliğini yüzyıllardır taşıyor. Bu yüzden bugün Tokat’ta yükselen her ses, sadece Tokat için değil, Türkiye için de bir adalet çağrısıdır. Bugün ülkenin dört bir yanında olduğu gibi, Tokat’ta da adalet yerini bulsun, herkes hak ettiğini alsın, gençler memleketini terk etmek, göç etmek zorunda kalmasın, kadınlar dışlanmasın, çiftçiler ürettiğinin karşılığını alabilsin istiyoruz.
"VERGİYİ SİZDEN ALIYORLAR AMA HİZMETİ BAŞKASINA VERİYORLAR"
Ama ne yazık ki, görüyoruz ki iktidar sahipleri milletin derdiyle değil, koltuklarının derdiyle meşgul. Eğer dertleri millet olsaydı, bu güzel memleketten 15 yılda 600 binden fazla insanın neden göç ettiğine kulak verirlerdi. Eğer dertleri bu güzel ülkenin toprakları olsaydı, Tokatlı çiftçimizin neden her sabah borçla uyandığına bakarlardı. Eğer dertleri adalet olsaydı, ben ve çalışma arkadaşlarım bugün Silivri zindanında değil, sizlerle birlikte, bu meydanda olurduk. Tokatlı gençler neden gidiyor? Çünkü onların buraya dair umutlarını soldurdular. Çiftçiler neden toprağını ekemiyor? Kadınlar neden iş bulamıyor? Çünkü eşitlik sadece lafta kaldı.
Tokat gibi bir şehirde tarım neden bu kadar zorda? Neden sanayi büyümüyor, neden gençler işsiz? Neden Tokatlılar İstanbul’un çeper ilçelerinde ağır şartlarda çalışmak zorunda kalıyor? Çünkü bugünün iktidarı ne Tokat’ın sesini duyuyor ne Türkiye’nin derdini biliyor. Vergiyi sizden alıyorlar ama hizmeti başkasına veriyorlar. Adalet diye bağıranları duymuyorlar, sadece bir avuç azınlık için çalışıyorlar. Tokat’ın insanlarını değil, yalnızca rantı görüyorlar. Çünkü onların gözünde Tokat sadece bir oy deposu! Ama biz biliyoruz: Tokat bir hazine! Tokat bir cevher! Tokat bu ülkenin kalbi! Tokat bugün tarımı, doğal güzellikleriyle herkes tarafından bilinmeyi hak ediyor.
"AYRIMCILIK OLMADAN HERKES İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"
Biz, Tokat’ın potansiyelini gerçekleştirmesini istiyoruz; Tokat’ın kültürünün, doğal güzelliklerinin taşının toprağının değerini biliyoruz. Bu yüzden biz, bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Biz; kimseyi dışlamadan, kimsenin kimliğine, inancına, kökenine bakmadan; herkese eşit davranan bir devlet hayal ediyoruz. Bizim derdimiz belli: Adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, hayatın her alanında sağlamak. Vergisini ödeyen her yurttaşın, hakkıyla hizmet alacağı, eşit muamele göreceği bir düzen kurmak.
Biz, farklı bir Türkiye hayal ediyoruz. Yerelden, çiftçiden, köylü çocuğundan, Tokat’ta bir gelecek hayal eden gençlerden, anne babalardan başlayacağız. Tokat gibi bereketli, kadim şehirlerimizi hak ettiği yere getireceğiz. İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız. Ayrımcılık olmadan, adaletsizliğe geçit vermeden, herkes için çalışacağız.
"HEP BİRLİKTE REFAHA, HUZURA KAVUŞACAĞIZ"
Ve şunu çok iyi biliyorum: Hiç kimse doğduğu topraklardan gitmek zorunda kalmamalı. Hiç kimse geleceğini başka şehirlerde aramak zorunda bırakılmamalı. Bu bizim Tokat’a sözümüzdür. Biz, bu yolu birlikte yürümek istiyoruz. Çünkü, inanıyoruz ki Tokat’ın geleceğini birlikte inşa edeceğiz. Çünkü bu ülkeyi de Tokat’ı da birlikte kalkındıracak ve ayağa kaldıracağız. Ve göreceksiniz sevgili hemşerilerim; bu karanlık dağılacak, bu adaletsizlik bitecek. Herkes için her yerde önce adaleti, önce hürriyeti tesis edeceğiz. Sonra ülkece, birliğin ve kardeşliğin gücüyle gelişeceğiz, büyüyeceğiz. Hep birlikte refaha, huzura kavuşacağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."
ÖZGÜR ÖZEL: BİR MİLLET UYANIYOR, MEYDANLAR TOPLANIYOR
İmamoğlu'nun mesajının okunmasının ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel uzun bir konuşma yaptı. İktidara sert sözlerle yüklenen Özel şunları söyledi:
Tokat’tayız! Ant olsun ki diz çökmeyeceğiz, ant olsun ki teslim olmayacağız! https://t.co/1XghWHTNQQ
— Özgür Özel (@eczozgurozel) August 10, 2025
“Birileri klimalı salonlarından çıkmaya dursunlar. Oradan bu meydanlara baksınlar ve kendilerinde olmayanı görsünler. Burada cesaret var, burada haklılık var, burada psikolojik üstünlük var, burada çoğunluk enerjisi var. Çünkü karşımızdakiler ne devlet, ne millet. Bir avuç çete var karşımızda. Devletin bütün imkanlarını kendisine, yandaşına seferber eden, Tokat’ı görmeyen, Tokatlıyı duymayan, Türkiye büyürken Tokat’ı küçülten, Tokat’tan aldığı desteğe rağmen Tokat’a yüzünü değil; sırtını dönenler var. Onlara karşı Tokat’la birlikte olmaya geldik. Ben demin içerideyken Tokat’ın güzel bir türküsünü söylüyordunuz, ‘Bak Tokat sallanıyor’ diye. Madem siz bugün Tokat’ı sallıyorsunuz, biz de sizi duymayan, görmeyen Erdoğan’a seslenelim. Bir millet uyanıyor, meydanlar toplanıyor. Sen artık duymasan da bak Tokat sallanıyor, bak Tokat sallanıyor.
"TOKAT KÜÇÜLDÜ, YOKSULLAŞTI, İŞSİZLİK ARTTI"
Tokat’a geldik, deyim yerindeyse bir dokunduk, bin ah işittik. Bu iktidar Tokat’ı çok üzmüş. 2008’de TEKEL’i, 2018’de Şeker Fabrikası’nı satmış. 2008’de sizler, bizler uyarırken, ‘Satmayın, kapanır’ derken dinlemeyenler, şimdi o fabrikanın kapısına kilit vurulduğunu; 2018’de Şeker Fabrikası satılırken, ‘Merak etmeyin, bir şey olmayacak’ diyenler, şimdi Tokat’taki işsizliği görüyorlar. AK Parti geldiğinde Türkiye 60 milyondu, Tokat’ın da nüfusu 828 bindi. Bunca yıl geçti, Türkiye 60 milyondan 86 milyona çıktı. Ancak Tokat büyüyeceğine ve milyonluk bir şehir olacağına, hiç olmazsa o mevcut nüfusu böyle kalsa büyükşehir olacağına kan kaybetti.
"CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZA DARBE YAPTILAR"
Bizim 47 yıl boyunca gösterdiğimiz sabrı, 47 yıl boyunca gösterdiğimiz metaneti bırakın 47 ay, 47 gün bile göstermeyen birileri, 19 Mart günü darbe girişiminde bulunmuştur. İstanbul’un üçtür üst üste seçilen belediye başkanına ve eğer siz takdir ederseniz, milletimiz takdir ederse bundan sonraki Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na darbe yapmışlardır.
İşte bu darbe girişimine ilk önce yedi gün yedi gece Saraçhane’de sonra köprüyü geçip, Boğaz Köprüsü’nü geçip 2,2 milyonla Maltepe’de, o günden bugüne de durmadan her çarşamba akşamı darbenin gerçekleştiği çarşamba günü ve devamında direndiğimiz Saraçhane’de olduğu gibi İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu da Anadolu’da bir ilimizde bu darbeye direniyoruz.
Bu yüzden bu akşam burada olan sizlerle birlikte burada bir eylem yaparak, sesimizi duyurarak seçmene, seçmen iradesini sizlerin seçtiklerini, Türkiye’nin geleceğine, gelecekteki Cumhurbaşkanımıza, Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkıyoruz.
"ARTIK ERDOĞAN İÇİN GERİ SAYIM BAŞLAMIŞTIR"
Burayı öyle bir doldurdunuz ki arkada bir ara sokak ve arka tarafta uzayan yol boyunca sesini duyurmaya çalışanlar var. Tayyip Bey onları bir ilçede bulsa sırf onlarla miting yapar. Tayyip Erdoğan sokağa çıkabiliyor mu? Hatırınızı sorabiliyor mu? Pazarda dolaşabiliyor mu? Esnafa gidip ‘İşler nasıl?’ diyebiliyor mu? Bak emekli ‘Öldüm’ diyor.
Emekliye sahip çıkıyor mu? Asgari ücretliye? Tokatlı üreticiye, çiftçiye? O zaman Tayyip Erdoğan ile bizim bir işimiz kaldı mı? Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır. Kendisine Tokat’tan sesleniyoruz. Daha fazla kaçamazsın. Emekli ‘Tabuta girdim’ diyor, görmezden gelemezsin.
Tokat senden bıkmış, daha fazla kaçamazsın. Erken seçim istiyoruz. Seçim sandığını istiyoruz. Şöyle seslenebiliriz: ‘Ey Erdoğan, ben halkım. Ben milletim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığı getir. Erken seçim istiyorum.’
"TİKTOKÇU HAKAN, ERDOĞAN’DAN SONRA SEN YOKSUN, MİLLETİN İKTİDARI VAR"
Değerli Tokatlılar, karşımızdakiler o kadar beceriksiz ki Milli Savunma Bakanlığı’nın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bile verilerini iki hackera çaldırdılar. Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan aciziyet içindedir.
TikTok’çu Hakan ülkenin dış politikada çıkarlarını savunmak yerine örneğin Kuzey Kıbrıs’ın tanınması yerine Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs’ı tanımasına bile engel olamamıştır.
TikTok’çu Hakan, Trump’tan korkmakta, Netanyahu'ya karşı sessiz kalmakta ama Erdoğan sonrası için hayal kurmaktadır. Buradan TikTok’çu Hakan’a sesleniyorum. Erdoğan’dan sonra sen yoksun. Millet var, milletin iktidarı var, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı var.
"'DEMLENİYORSUN' DİYENLER PAZARLIĞA OTURDULAR"
Bu arada Erdoğan, 25 Mart 2024 günü, yani 31 Mart seçimlerinden altı gün önce bir pazartesi günü buraya gelip, burada bir konuşma yaptı. O konuşmada Cumhuriyet Halk Partisi’ni üç - beş belediye almak için DEM ile ittifak yapmakla, ‘demlenmekle’ suçladı, ‘Talimatı Kandil’den alıyorlar’ dedi.
Geçtiğimiz süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yerden talimat almadığı gibi Türk ile Kürt’ü, Alevi ile Sünni’yi asla ve asla ayırmadığını, bu ülkedeki her etnisiteye, her mezhebe saygı duyduğunu, Türkiye ittifakıyla bütün herkesi kucakladığını hep söyledik, hep gösterdik. Geçtiğimiz günlerde belediyelere birer Kürt kökenli vatandaş girdi diye bize ‘Demleniyorsun’ diyenler, terör örgütü lideriyle beraber pazarlığa oturdular. İki yıldır sürdürdükleri müzakerelerin sonuçları ortaya çıktı.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu gibi asla kapalı kapılar arkasında pazarlığı değil ama ‘Silah susacaksa, kan duracaksa, şehit aileleri, gaziler rızalık verecekse, terör bitecekse, teröre giden para bu millete gelecekse, o zaman adres Meclis’tir’ dedik. Şimdi Meclis’te kurulan bir komisyonda aklı evvel birileri bize diyorlar ki ‘Komisyonda olmayın.’ Buradan, Tokat’tan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum ki kimse CHP’nin içinde olduğu komisyondan korkmasın, CHP’nin olmadığı yerden korkun.
"BOZUK DÜZENDE SAĞLAM ÇARK OLMAZ"
Karşımızda devleti yönetmeyen, yönetemeyen, artık bir devletsizlik kriziyle ülkeyi oradan oraya savuran bir iktidar var. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. AK Parti’nin kara düzeniyle karşı karşıyayız. AK Parti’nin kara düzeni, devleti çürütmüştür. AK Parti’nin kara düzeni, devleti değil algıyı yönetmekle meşguldür.
AK Parti’nin kara düzeni, hastayı müşteri yapmıştır hastanede. AK Parti’nin kara düzeni, öğrenciyi müşteri yapmıştır okulda. AK Parti’nin kara düzeni, milleti fakirleştirmiştir. Gençleri umutsuzlaştırmıştır. Çevreyi katletmiştir. Orman yangınlarına engel olamamıştır. Asker ölümlerine, genç ölümlerine, kadın ölümlerine engel olamamıştır. AK Parti’nin kara düzeni, adaleti militanlaştırmış; hakimi, savcıyı yandaşlaştırmış; vicdan terazisinin ayarını kaçırmış; milleti çıldırtmış, milletin sabrını taşırmıştır.
Bunun için son günlerde yaşanan iki büyük olaya dikkat çekmek isteriz. Biri, büyük diploma krizidir. On yıllarca zaman FETÖ’cülere soruları çaldıranlar, 2010’da KPSS’yi iptal ettirenler, öğrencilerimizin LGS sınavına şaibe karıştırdılar. Soruları çalmaları, çaldırmaları yetmezmiş gibi en nihayetinde sahte diplomalar düzenlediler. Öyle işler oldu ki bir uyuşturucu satıcısı sahte diploma ile emniyette narkotik komiseri oldu. Halı satıcısından psikolog yaptılar. Sahte diplomalı avukatları mahkemelere saldılar. Sahte eczacılara ilaç sattırdılar, milletin sağlığı ile oynadılar. Şimdi Ulaştırma Bakan Yardımcısı 10 tane diplomayı dizmiş.
Ömer Fatih Sayan. Ablası İBB’den 85 bin dolar bursla okuyan Bakan Fatma Betül Sayan. Diğer kardeş Büyükelçi, diğer kardeş belediye meclis üyesi. Dört kardeş, dördü de devletin sırtında. Ama Tokatlının diplomasını almış evladı, atanmamış öğretmen evde oturuyor. İktisat fakültesi mezunu evde oturuyor. Veteriner evde oturuyor. O yüzden milletin geleceğini çalanlara, diploma hırsızlarına bundan sonraki ilk seçimde hesap sormaya hazır mıyız?
"İBRAHİM ÖĞRETMENİN HESABINI SORMAYA ANDOLSUN"
Ne güzel demiş Ziya Paşa, ‘Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar. Katır mühürdar oldu, eşekler defterdar.’ Bu milletin pırıl pırıl evlatlarıyla alay edenlere, ele geçirdikleri devletten yandaşlarına diploma üretenler verilecek cevabımız, sorulacak hesabımız var. Ekrem Başkan’ın 31 yıl önce alnının teriyle aldığı diplomasını iptal edenler, olmayan diplomaları var etmeye çalışıyor. Buradan, Tokat’tan sizlerden bir söz istiyorum. Başımızdaki diplomasızı götürüp, diploması çalınanı başa getirmeye var mıyız?
Ey Erdoğan, Tokat, ‘Diplomasız Erdoğan’ diye inliyor. Onları Türkiye duydu. Sen de şunu duy. Andolsun ki intihar ettiği gün cebinden sadece 6 TL çıkan coğrafya öğretmeni İbrahim Yeşilbağ’ın hesabını soracağız, andolsun. 86 puan alıp da mülakatta elenip intihar eden Emine Sarıaydın’ı hesabı yerde kalmayacak, andolsun.
Kırşehir’de iş bulamadığı için parkta kendini asan resim öğretmeni Ömer Şahin’in hesabını sormaya andolsun. 10 yılda atanamadığı için intihar eden 300 öğretmenin, 10 yılda bilmediği işlerde çalıştığı için iş kazalarında ölen 2 bin 346 gencimizin hesabını sormaya ve bunu yapanlara hesap sormaya, onları teker teker hesaba çekmeye andolsun, andolsun, andolsun."