Selahattin Demirtaş: Bakan eliyle Öcalan talimatı getirdiler

Selahattin Demirtaş: Bakan eliyle Öcalan talimatı getirdiler

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hazır bulunduğu duruşmayı izlemek için gelen Filistin mücadelesinin sembol ismi olan Leyla Halid ile Alman Büyükelçi Martin Erdmann ve diğer ülke diplomatlar duruşmaya alınmadı.

Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş' hakkında düzenlenen 31 fezlekeden oluşan iddianamenin davasının ikinci duruşmasının görülmesine başlandı.  

Ankara 19. Ceza Mahkemesi, verdiği ara kararda, Selahattin Demirtaş’ın 14 Şubat 2018’de yapılacak duruşmada bizzat hazır edilmesi kararı vermişti. Demirtaş'ı duruşmada izlemek isteyenler duruşmanın yapılacağı noktada bir araya geldi.

Duruşmayı izlemek isteyenler arasında ise Filistin mücadelesinin sembol ismi olan Leyla Halid ile Büyükelçi Martin Erdmann ve diğer ülke diplomatlar da bulunuyordu. Sincan Ceza Cezaevi içerisindeki 7. numaralı duruşma salonunda Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamaya, yabancı hiçbir misyon temsilcisi alınmadı. Duruşmayı, HDP Eş Genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan'ın arasında bulunduğu 30'u aşkın milletvekili takip etti. Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş da salonda hazır bulundu.

Almanya Büyükelçiliği, resmi twitter hesabından duruşmaya alınmadıklarını duyururken edinilen bilgiye göre davayı izlemeye giden diplomatlar arasında Norveç, Danimarka, Kanada, İsveç, İngiltere, Hollanda, İrlanda büyükelçiliklerinden de diplomatlar yer alıyordu. Davada gizlilik kararı bulunmamasına rağmen hakim takdiri ile diplomatların yanısıra çok sayıda Uluslar arası gözlemcinin de duruşma salonuna alınmadığı öğrenildi.

Demirtaş duruşmasını izleyemeyen yabancı gözlemciler:

1. Sylvie Jan: Fransa Komünist Partisi Üyesi
2. Michel Laurent: Fransa Komünist Partisi Üyesi
3. Bente Knagenhjelm: Norveç İnsan Hakları Savunucusu
4. Kari Torsteinson: Norveç İnsan Hakları Savunucusu
5. Margaret Owen: Avukat- Londra Barosu
6. Ali Has: Avukat- Londra Barosu
7. Leila Khaled: Filistin Ulusal Yönetim Üyesi
8. HakanTaş: Almanya Sol Parti Berlin Eyalet Parlamentosu Üyesi
9. Søren Søndergaard: Danimarka Kırmızı-Yeşil Birlik Milletvekili
10. Stephen Knight: Avukat –Londra Barosu
11. Giacomo Gianolla- Avukat, İtalya

demirtas-cizim-durusma-resim-02.jpg

Mahkeme Başkanı, duruşma başında iddianameyi okumak istedi. Ancak söz alan Demirtaş, buna izin veremeyerek, anayasaya aykırılık iddialarını sıralamak istediğini kaydetti. 

İddianamenin kabulüne ilişkin itirazlarını sıralayan Demirtaş, Dokunulmazlıklar kaldırılmadan hemen önce gazete manşetlerini tek tek mahkeme heyetine gösterdi. devamında da "Şu kadar yayını Demirtaş uzaylıdır diye yazsalardı herkes benim uzaylı olduğuma inanırdı" dedi.

MAHKEME BAŞKANIYLA USUL TARTIŞMASI YAŞANDI
Demirtaş'ın Erdoğan'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili geçmişteki açıklamalarını anımsatması üzerine mahkeme başkanı araya girerek usüle ilişkin itirazlarını anlatmasını istedi.

Sözlerinin usüle ilişkin olduğunu belirten Demirtaş ile mahkeme başkanı arasında şu tartışma yaşandı:

Demirtaş: Bunları dinlemeycekseniz burada kesilim, hiçbir şekilde savunma yapmayayım.

Mahkeme Başkanı: Bizi tehdit etmeyin.

Demirtaş: Tehdit değil usulü itirazlar bunlar.

Başkan: Başka konulara girmeyin.

Demirtaş: Dokunulmazlığın kaldırılmasını Erdoğan istiyorsa girerim, devam edeceğim konuşmama.

Başkan: Peki devam et.

Demirtaş: Belli ki şimdiden kararı vermişsiniz

Başkan: Hayır vermedik.

HDP'Lİ VEKİLİN DURUŞMADAN ATILMASI İSTENDİ
Mahkeme Başkanı, bu sırada konuşan HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun dışarı atılmasını isteyerek, “Sıfatınız ne olursa olsun dinlemek zorundasınız” dedi. Kerestecioğlu karşılık verdi. Daha sonra dışarı çıkarma işlemi gerçekleştirilmedi.

Demirtaş savunmasına şu sözlerle devam etti: Dokunulmazlıkların kaldırılmasından önce medyaya taşınan manşetlerle bir algı operasyonu oluşturulmuştur" dedi. Anayasa 83/2. maddesine atıfta bulunan Demirtaş, "Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağını ancak buna rağmen 15 aydır tutuklu olduğunu belirtiyor. Mahkeme bu denetimi de 15 ay boyunca yapmadı. Milletin iradesini korumanız lazım Selahattin Demirtaş’ın değil! Parlamento korkuyor, yargının cesur olması lazım. Denetim ancak böyle sağlanır. Her gün kanunlar çıkarılıyor, Anayasa değişikliği yapılmaya çalışılıyor, milletin iradesi olan bizler de bu olanları bir hücrede izlemek durumunda bırakılıyoruz. Bizde izliyoruz, yargı da izliyor. AKP Parti Sözcüsü; Meclis’te tutuklamadık, uzun süre tutuklamadık diyerek yargı yerine karar verdiklerini alenen beyan etmiş oldular. Tarihin tekerrürden ibaret olduğu düşünülebilir ama öyle değildir. Demokrasi güçleri bugüne dek büyüyerek geldi. 1,5 yıl içerisinde 3000’ne aşkın HDP’li tutuklandı.HDP bir anda suç işleme kararı mı aldı? Yargı bir anda HDP hakkında karar mı aldı? Anayasa değişikliğini yapmak için HDP’yi kriminalize etmeleri gerekiyordu o nedenle usule uygun olmayan şekilde bizleri tutukladılar. 31 fezlekeden 1 fezleke tarafıma tebliğ edildi. Geri kalan 30 fezlekeden gizlilik kararı sebebiyle haberdar olamadık ama 31 fezleken savunmam isteniyor. Soruşturmadan bu yana dosya önünüze siyasi saiklerle geldi. Ancak siz usule aykırılıkları gidermek yerine, heyet olarak emniyet müdürlüklerine yazı yazarak başka deliller elde etmeye çalıştınız. Şu ana kadar adil yargılanacağıma dair en ufak bir izlenim edinmedim. Lehime olan delillere dair tek işlem yapılmadı. Heyet olarak bugüne kadar olan hukuk rezaletine ses çıkarmadınız. İçeride de olsak dışarıda da olsak bu ülkenin demokratikleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz..." 

"BİZBU ÜLKENİN PARYALARI DEĞİLİZ"
Demirtaş, "Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu vatanın evlatlarıyız. Biz bu ülkenin paryaları değiliz. Adalet mülkün temelidir. Sarsılırsa mülk sarsılır. Yargıçların hukukun egemenliği ilkesini sonuna kadar savunması gerekir. Yargıçların hukukun egemenliği ilkesini sonuna kadar savunması gerekir. Yapmazsanız sıkıntı olur.Yaparsanız ne olur yurttaş sıkıntı yaşar.Türkiye batmaz. Demokratik bir ülke olacak. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Bu suçu işleyenler yargı önünde hesap verecekler" dedi. 

Demirtaş, mahkemeden şu taleplerde bulundu:

1- Dokunulmazlığımızın kaldırılmasına ilişkin anayasanın geçici 20. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması ve bu aşamada yargılamada durma kararı verilmesi.

2- Mahkeme olarak sizler dokunulmazlığın anayasaya aykırı kaldırıldığını ciddi görürseniz dosyayı Parlamento'ya iade edip dokunulmazlığın usüle uygun kaldırılmasını isteyin.

3- Yargılamanın bu haliyle yapılamayacağını belirterek düşme kararı verebilirsiniz.

4- 31 fezlekenin hangisinin yasama sorumsuzluğuna giriyorsa onları ayıklarsınız, diğerleriyle ilgili de durma kararı verebilirsiniz.

Demirtaş, taleplerini sıraladıktan sonra mahkemenin bunları kabul etmemesi halinde iddianameye okurken Meclis konuşmalarının anlatılması halinde itiraz edeceğini ve “Bunu okuyamazsınız, sorumsuzluk var” diyeceği uyarısında bulundu. Mahkeme, duruşmaya Demirtaş'ın taleplerini karara bağlaması için 13:45'e kadar ara verdi.

DAVANIN ÖĞLEDEN SONRAKİ BÖLÜMÜ 

Davanın öğeden sordaki bölümünde avukat Mahsuni Karaman, Demirtaş'ın yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu olduğu gerekçesiyle yargılanmayacağı yönünde itirazlarını dile getiriyor.

SAVCI TALEPLERLE İLGİLİ GÖRÜŞÜNÜ AÇIKLADI 
Savcı, dokunulmazlığının kaldırılmasını düzenleyen anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi talebinin de reddini talep etti.

Mahkeme, Demirtaş'ın tüm taleplerinin reddine karar verdi

Mahkeme, anayasanın 148. maddesinin birinci fıkrasında anayasa değişikliklerinin sadece şekil bakımından denetlenebileceği, somut norm denetimi yapılamayacağını öne sürdü.

DEMİRTAŞ VE HAKİM ARASINDA GERGİN DİYALOGLAR
Mahkeme Başkanı, "Sayın Demirtaş, fezleke fezleke mi savunma vereceksin" demesi üzerine milletvekilleri "siz" diye karşılık verdi. Avukatlar da mahkeme başkanının çıkışına  itiraz etti.

Mahkeme Başkanı, "Ben yargılamada hiçbir zaman senli benli hitap etmem" dedi.

Demirtaş, önce genel bir savunma yapacağını, ardından ise fezleke fezleke yanıt vereceğini kaydetti.

Demirtaş, mahkeme başkanına, "Suçlama konusu olan Meclis konuşmalarımla ilgili soru soramazsınız" dedi,

Mahkeme Başkanı, "O senin takdirin" karşılığını verdi.

Demirtaş sözlerine şöyle davam etti: "Kanıtın yokluğunda, ağır cezanın kendisi kanıt haline gelir. Benim suçlu olup olmadığıma bakıp karar vermeyeceksiniz, benimle ilgili söylenen, rivayetler ile ilgili yargılama yapacaksınız. Belgenin başına iddianame yazmakla hukuken bir belgeden söz etmek mümkün değildir. Recep Tayyip Erdoğan bugün milletvekillerinin yargılanması mümkün değildir dese ertesi gün tutuklu milletvekili kalmaz. Böyle tahliye olacaksam hiç olmayayım daha iyi."

"BAKAN ELİYLE ÖCALAN TALİMATI GETİRDİLER"
Duruşmaya verilen aranın ardından savunmasına devam eden Demirtaş, kendilerine iktidar cephesinden yapılan “Bunlar İmralı’dan talimat alıyor” şeklindeki suçlamalara dair çok önemli açıklamalarda bulundu. 

Demirtaş, “Şahsımla ilgili de özel bir hassasiyeti var. Sadece partimle ilgili değil. 2010 referandumunda partim boykot kararı aldı. Bizim üzerimizde ‘evet’ oyu verilmesi için baskı oluşturuldu. O dönemde partimin içinde olmadığı bir çözüm süreci vardı. Oslo süreci olarak bilinen Hükümet ve PKK yetkililerinin yüz yüze görüştüğü süreç. Anayasa teklifi sunuldu. Biz 2 şeye itiraz ettik. Birincisi kimlikle ilgili düzenleme olmamasına, ikincisi de HSYK ve yüksek yargıyla ilgili düzenlemelerdeki tehlikelere dikkat çektik. Diğer maddeler mavi boncuk olarak yer aldı.

Boykot kararı aldık. Ne yaptılar biliyor musunuz? ‘Bunlar İmralı’dan talimat alıyor’ diyorlardı ya. Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla Bakanın kendisi İmralı’dan yazı getirdi. Bana getirdi. Niye, referandumda hem parlamentoda hem dışarıda ‘evet’ oyu vermemiz için. İnkar ederlerse tanıkları burada dinleteceğim. Kabul etmedik. Hem yazıda öyle bir şey yok. Abdullah Öcalan’ın el yazısı. Defalarca adada, 8 defa ben İmralı’ya gittim. Yazı şu: 

‘Partimiz hangi kararı verirse saygı duyuyoruz. Ama Anayasa değişikliği acaba yeni bir diyaloğun, çözüm sürecinin önünü açar mı, parti olarak değerlendirmenizi rica ediyorum.’

Destekleyin ya da desteklemeyin demiyor. Bunu İmralı’nın talimatı diye hükümet getirdi. Bizim İmralı’dan talimat aldığımızı söyleyenler Öcalan’ın el yazısıyla getirdi. Kabul etmedik. Boykot tavrımızı sürdüreceğiz dedik, uzlaşı istiyorsanız diğer maddelerdi. HSYK ve dil kimlik ile ilgili değişiklikleri geri çekin dedik. Kabul etmedik. 

"PARTİMİZE KARŞI SİYASİ BASKIYI BAŞLATAN BİZATİHİ KENDİSİDİR"
Majesteleri öfkelendi tabi, ‘Hani İmralı’dan talimat alıyorlardı’ demiş bakanlarına. Onlar da ‘bilmiyoruz vallahi’ demişler. Bizimle ilgili asıl kriz, o zaman başladı. Sen misin biz Oslo’da çözüm süreci yürütürken, benim Anayasa değişikliğimi desteklemeyen. Partimize karşı siyasi baskıyı başlatan bizatihi kendisidir.” 

"ADAYLIĞIMIZDAN RAHATSIZ OLDU"
Bu sözlerinin devamında “Niye bu iddianameler siyasi saiklerle hazırlandı, niye benimle husumeti var anlatıyorum. Tanıklarını da dinleteceğim” diyen Demirtaş, devamında şunları söyledi: 

“2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi. 2014’te de İmralı çözüm süreci vardı. Hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olma talebim yoktu. Ama partim beni aday gösterme kararı aldı. Onur duydum. Ne yaptı, İmralı üzerinde adaylığımı geri çekme baskısı yaptı. Tanıkları var. Devlet adına görüşmeyi yürüten heyet, ‘Beyefendi (Erdoğan) çok rahatsız oldu adaylığınızdan, hem çözüm süreci yürütüyor hem niye aday oldunuz’ dedi. Biz kendisinin kölesi miyiz? Cevabım buydu. Biz demokratik siyaseti güçlendirmek için çözüm süreci yürütüyoruz. Biz PKK’ye silah bıraktırmak için uğraşıyoruz da HDP’ye siyaseti bıraktırmak hedefler arasında değil. Biz demokratik siyasette güçleneceğiz deyince niye rahatsız oluyor? Çözüm sürecinin ruhuna bu aykırıdır. 

Kampanyasının ortasında, gene tanık dinletebilirin, şu anda yüksek bürokraside görevli birisi geldi ve ‘beyefendi çok rahatsız’ dedi. ‘İkinci tura kalmamım kendisi açısından ne yararı var, çözüm sürecini hiç mi düşünmüyor.’ Çünkü anketler yüzde 10’un üzerinde gösteriyor beni, diğer aday Ekmelettin İhsanoğlu beklenen oyu alsaydı, ikinci tura kalıyordum. Cevabım aynen şu oldu: Kendisine söyleyin demokratik siyasete inanıyoruz. Demokratik bir şekilde de çalışmamızı yürütüyoruz. Bunun çözüm sürecine nasıl aykırı olduğunu iddia edebilir. Ben aday oldum son güne kadar da kampanyayı en güçlü şekilde yürüteceğim.

İnanamıyorum, niye uğraşsın ki koskoca cumhurbaşkanı bir siyasetçiyle niye uğraşsın. Uğraşır, uğraşacak çok şey bulur. 7 Haziran seçiminde parti olarak seçime girmeyelim diye İmralı üzerinden bize baskı yapmaya kalkıştılar. Devlet İmralı Heyeti; ‘Çözüm sürecine aykırıdır’ dedi. ‘20-25 milletvekili neyinize yetmiyor, bağımsız girersiniz’ dedi. 

Niye AKP’ye 400 milletvekili lazım. Tek başına Anayasa değiştirecek. Bir gün sonra HDP, PM kararı olmamasına rağmen parti olarak seçime gireceğini açıkladı. Partim 7 Haziran’da parti olarak seçime girmeliydi. Doğru yaptı. PM de hemen ardından oy birliği ile bu kararı aldı. Çünkü kendisi engellemeye çalışıyor. Kandil’in, İmralı’nın talimatlarıyla Demirtaş şunu yaptı diyenler, bana bunları yaptırmaya çalıştılar.”

'EVET’ DENİLMESİ İÇİN BASKI YAPILDI
“Ben neden tutukluyum. Kaçtım mı? Delilleri karartma durumum mu vardı. Hayır, referandum vardı” diyen Demirtaş 2010 referandumuyla ilgili şunları söyledi, “Şahsımla ilgili özel hassasiyetleri var hazretlerinin. 2010 referandumunda boykot kararı aldık. Ama ‘Evet’ denilmesi için baskı yapıldı. Oslo çözüm süreci olarak bilinen partimin içinde olmadığı, PKK ile devletin yaptığı görüşmeler vardı. Biz ‘referanduma sunulan anayasa değişikliğinde dil-kültür ile bir düzenleme olmalı. HSYK, Yüksek Yargı düzenlemesi tehlikeli, olmaz’ dedik. Boykot kararı aldık. Bunun ‘Kandil’den talimat alıyor’ diyenler, Öcalan’ın el yazısıyla bir bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘evet’ oyu vermemiz için yapıldı bu. İnkar edilirse burada tanık dinletiriz. Yazıda ne vardı? Yazıda, ‘Partiniz kararı verir. Bu değişiklik yeni bir çözüm süreci önünü açar mı?’ yazısıydı. ‘Öcalan’ın talimatı’ diye bunu getirdiler. Ama biz son dakikaya kadar boykot tavrını sürdürdük. Majesteleri kabul etmedi, ‘hani Öcalan’dan talimat alıyordu bunlar’ demiş. Sen misin Oslo da çözüm süreci yürütülürken anayasa değişikliğini desteklemeyen.”

 HANGİ SUÇLAMALAR YÖNELTİLİYOR?
Demirtaş’ın tutuklu olduğu dava Diyarbakır’da açılmış ardından güvenlik gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi‘ne gönderilmişti. Demirtaş hakkında “terör örgütü kurma, yönetme, örgüt propagandası, suç ve suçluyu övme” suçlamalarıyla 142 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Demirtaş hakkında son 1 yılda 33 dava açıldı. Demirtaş’ın bugün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler