Serkan Yıldız: Soruşturmanın 'asıl büyük dalgası' bence henüz başlamadı!
Serkan Yıldız, gündemin önemli başlıklarından biri haline dönüşen 'Türk futbolunda bahis skandalı'nda yaşanan gelişmeleri kendi penceresinden değerlendirdi ve "Asıl Büyük dalga bence henüz başlamadı" dedi. İşte o analizin tamamı.
"Futbolda Bahis" soruşturmasına acaba başka yerden mi bakmalıyız?
Bir "örgüt" mesela? Nasıl ve neden?
Futbolcular, kulüp başkanları, hakemler ve medya yorumcularından oluşan hiyerarşik bir yapı mesela...
olabilir mi?
İstihbarat Disiplini ile olayı masaya yatıralım.
Bazen bir kafede otururken, yan masadaki adamın saatlerce kahvesine dokunmadığını fark edersiniz. Sıradan gözler bunu "dalgınlık" sanır; eğitimli gözler ise "bekleyiş".
Ankaraspor - Nazilli maçındaki o meşhur "90 dakika sıfır şut" istatistiği, benim için sahadaki bir beceriksizlik değil, Soğuk Savaş döneminde Berlin'de sıkça görülen türden bir "Ölü Posta Kutusu" sessizliğidir. Taraflar konuşmaz, sadece varlıklarıyla mesajı iletir.
* * *
İstihbarat disiplininde eylemsizlik, bazen en güçlü eylemdir. Ancak amatörler burada kritik bir hata yapar: "Doğallık" simülasyonunu unuturlar. Bir futbol maçında hiç şut çekilmemesi, tıpkı kalabalık bir caddede aniden herkesin susması gibidir; Algoritma tabanlı izleme sistemlerinde anında "Kırmızı Alarm" yakar. Örgütün "futbolcu" yapısı işte bu hatayı yaptı!
Sahadaki o durağanlık, aslında operasyonun imzasıdır. Bu sessizlik, arkadaki fırtınanın habercisiydi...
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan faktörü (HUMINT) daima sistemin en zayıf halkasıdır.
Ümraniyespor - Giresunspor maçındaki 20 bin Dolar'ın elden teslim edilmesi vakası, dijital iz bırakmaktan korkan amatör bir yapının, riski "Fiziki Takip" sahasına çekme çabasıdır. Eski usul bir yöntem; "Hawala" sistemine benzer, kayıtsız ve elden.
* * *
Ancak örgütün unuttuğu şuydu: Dijital parmak izini silebilirsiniz, server loglarını temizleyebilirsiniz ama fiziksel bir buluşmanın yarattığı meta-veriyi (mekan, zaman ve şahıs eşleşmesi) asla silemezsiniz.
Dosya raporlarına takılan şey paranın kaynağı değil, o çantayı taşıyan kuryenin "davranışsal analizi"dir. Bir kurye terlediği an, operasyon yanar. İstihbaratta buna "Single Point of Failure" denir; zincir, en zayıf halkanın (kuryenin) sinirleri kadar sağlamdır. Ya da başka bir yöntem; Kurye ne taşıdığını, neden taşıdığını ve kime taşıdığını bilmemeli... Ancak bunu yapmadılar. Ve zincir orada çözüldü.
Ve o sinirler, o gün kopmak üzereydi...
Casusluk edebiyatında "aracı", asıl fail ile eylem arasına konulan paravandır.
Mert Hakan Yandaş ve Ersen Dikmen (aracı) iddiası, bu taktiğin ders kitaplarına geçecek kadar kötü uygulanmış bir örneğidir.
* * *
Başarılı bir aracı operasyonu için, asıl oyuncu ile paravan arasında mutlak bir "dijital sterilizasyon" gerekir. Eğer fail ile vekil arasında sık telefon trafiği, aynı Wi-Fi ağını kullanım veya baz istasyonu birlikteliği varsa, o paravan şeffaf bir cama dönüşür. Bu örgütün yaptığı en saçma hatalardan biriydi. Profesyonel bir suç organizasyonu oluşturuyorsanız kadronuza bunları göstermeniz gerekir.
İstihbarat servisleri ve modern izleme algoritmaları, kimin tuşa bastığına bakmaz; o emrin hangi IP bloğundan veya hangi sosyal kümeden geldiğine bakar.
"Proxy" (vekil) kullanırken, vekil ile aradaki dijital göbek bağını kesmemek, bir ajanın kendi idam fermanını imzalamasıyla eşdeğerdir.
O bağ bir kez tespit edildiğinde, artık kaçacak yer kalmamıştır...
Bir organizasyonu dışarıdan "hacklemek" zordur; Güvenlik duvarları, şifreler, protokoller...
Bu yüzden profesyonel yapılar, kaleyi içten fetheder. Galatasaraylı Metehan Baltacı veya Konyasporlu Ndao vakaları, literatürde "içeriden tehdit" ve "sabotaj" kapsamında incelenir.
* * *
Oyuncunun kendi takımı aleyhine, mantık dışı bir efor düşüklüğüyle veya kasıtlı bir faulle sürece dahil olması, sadece hakem raporuna değil, biyometrik performans verilerine de işlenir. Bir sporcunun nabız verisi ile sahadaki aksiyonu uyuşmuyorsa, bu "teknik bir arıza" değil, "kasıtlı manipülasyon" indikatörüdür.
Sovyetler Birliği döneminde fabrika üretimlerini sabote eden işçiler nasıl tespit ediliyorsa, sahadaki bu anomaliler de aynı yöntemle; "beklenen" ile "gerçekleşen" arasındaki o ince sapmayla yakalanır.
Ama asıl oyun saha dışında kuruluyordu...
Saha içini kontrol etmek yetmez; kalabalıkların ne düşündüğünü de yönetmelisiniz.
Ahmet Çakar gibi medya figürlerinin soruşturmaya dahil olması, örgütün sadece skoru değil, "algıyı" da yönettiğini gösterir.
* * *
Bahis hilesini "hakem hatası" veya "futbolun doğal akışı" kılıfına sokarak perdelemek (Cover-up), klasik bir taktikttir. Ancak burada amatörce bir "Tradecraft" hatası yapıldı: Lojistik destek birimi (finans/para transferi) ile propaganda birimi (medya) aynı hiyerarşik şemada, hatta aile bağları üzerinden ilişkilendirildi. Mali istihbaratta "Aile Bağları Matrisi" ilk bakılan yerdir. Propaganda, operasyonel güvenliği (OpSec) sağlamaz; sadece yakalanma süresini uzatır.
Ve o süre dolduğunda, mikrofonlar artık savunma değil, itiraf aracı olur...
Yasa dışı bahis sitelerinin (Misli, Bilyoner görünümlü "Mirror" siteler) kripto para kullanması, onlara bir görünmezlik pelerini sağladığı yanılgısını yaratır.
Ama blokzincir unutmaz.
* * *
Blockchain analitiğinde "Heuristic Clustering" yöntemi vardır; suç gelirleri binlerce farklı cüzdana bölünse de, eninde sonunda gerçek dünyada harcanmak üzere bir "Nakit çıkış noktası" temas etmek zorundadır. Örgütün en büyük yanılgısı, kripto varlıkları yerel borsalar üzerinden ve KYC (Know Your Customer) protokolüne takılacak şekilde nakde çevirmeye çalışmasıydı.
Kapalı devre bir ekonominiz yoksa, dijital para eninde sonunda kimliğinizi ele verir. İzlenemez olduğunu sananlar, aslında kendi ayak izlerini dijital betona döküyorlardı.
Ve o izler, doğrudan tek bir kapıya çıkıyordu...
Bir sistemde "Admin" yetkisine sahipseniz, kuralları yeniden yazabilirsiniz.
Futbolda bu yetki hakemdedir.
* * *
Hakem Zorbay Küçük'ün şemaya dahil edilmesi, sistemin "kök" yetkilerinin ele geçirildiğini gösterir. Bu, basit bir rüşvet olayı değildir; sahadaki "karar verici" mekanizmanın hacklenmesidir. MHK raporları ile şüpheli finansal işlemlerin çapraz sorgusu yapıldığında, hakemin düdük çaldığı o "kritik an" ile banka hesabındaki hareketlilik arasındaki korelasyon, matematiksel bir kesinlik sunar.
İstihbarat dünyasında altın kural şudur: En değerli varlıklar (Assets) doğrudan para ile değil, "şantaj" veya "ideoloji" ile yönetilmelidir.
Çünkü para iz bırakır. Ve o izler takip edildiğinde, düdüğün sesi artık adaleti değil, çöküşü haykırır..
Ama örgüt bunu da göremedi.
Konuya; Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı'nın müdahil olması, bu dosyanın bir asayiş sorunundan "Ulusal Güvenlik" sorununa evrildiğinin ilanıdır.
Futbol, bu topraklarda basit bir oyun değil, bir sosyal deşarj subabıdır. Kitlelerin "Adalet Duygusu" zedelendiğinde, bu durum kontrolsüz sivil itaatsizliğe zemin hazırlar.
* * *
Murat Sancak, Ahmet Okatan gibi isimlerin tutuklanması, devletin "dokunulmazlık zırhını" deldiğini gösterir. İstihbaratta bir operasyon deşifre olduğunda, merkez "varlıklarını" korumaz; sistemi kurtarmak için onları feda eder.
Şu an izlediğimiz şey, kangren olmuş uzvun kesilip atılmasıdır.
Soruşturmanın "asıl büyük dalgası" bence henüz başlamadı bile. Asıl fırtına o zaman kopacak.
Serkan Yıldız, X, @serkan80yildiz, 15 Aralık 2025






