30 yıldır süregelen terörü bitirmek ve bölgeye huzur ve sükûn ortamı getirmek için bugüne kadar çok şeyler yapıldı, denendi. Sonuç: Başladığımız yerdeyiz.

Bu gidişle de bir adım ileri atılamayacak. Terörle niçin başarılı olunamadığı üzerine burada o kadar çok sebep sayılabilir ki buna ne yer ne de zaman yeterli gelir. Sorunun teşhisinde de tedavisinde de hatalar, yanlışlıklar ve yanılgılar vardı.

“Üç-beş çapulcu canım, ne olur ki?” türünden hafife alınmayla başlayan süreçte öylesine gaflet ve ihmalkârlıklar sergilendi ki, ilerleyen zaman içinde eşkıya çetesinin palazlanması ve kitle desteğini de arkasına alır hale gelmesinin önüne geçilemedi.

Yapılan hataların ilki ve en önemlisi PKK’yı bir avuç eşkıyadan mürekkep bir çete olarak görmekti. Devam eden ve bugün de geçerliliğini sürdüren hata ise PKK’yı bir terör örgütü olarak görmektir. Çünkü artık PKK bir terör örgütü değildir; terörü kendi çıkarları için kullanan bir ticari holdingdir. Uyuşturucu, insan kaçakçılığı. karapara aklama, beyaz kadın ticareti,  her alanda mafyalaşma, haraç, vergi gibi “şirketleri” olan bir holdingdir. Sermayesi mi? İşte o da terördür; yani korku, şiddet, baskı, tehdit, cinayet, katliam…

Şimdi, böylesine genişlemiş, palazlanmış ve milyonlarca dolar cirosu olan ve adı geçen illegal faaliyetlerin önemli oranda yönlendiricisi olan bir holdingden, silahı bırakmasını, terörü bitirmesini istiyoruz. Sizce böyle bir pazarı bırakıp “tamam silahı bırakıyorum” der mi bu örgüt?

PKK terör holdinginin umurunda mı Kürtlerin hakları? Değil… Kürtlere -iddia edildiği gibi- istedikleri her türlü haklar verilse, istekleri yerine getirilse bile PKK terör eylemlerinden vazgeçer mi? Sermayesi masum insanların ve askerlerimizin kanı olan bir örgüt için Kürtler sadece birer piyon, paravan ve kendi amaçları doğrultusunda kullandıkları bir yığındır. Yani, misalen, Kürtlere anadilde eğitim hakkı verilirse PKK teröre son verecek midir? Hadi daha da ileri gidelim, Kürtlere demokratik özerklik verilse, biraz daha ileri gidelim, federasyon verilse bile, PKK terörden vazgeçer mi? Hayır… Çünkü örgütün yegâne amacı illegal faaliyetlerden elde ettikleri yığınla parayla  kasasını doldurmaktır. Eh, böyle bir imkân, ortam ve bilinçsiz bir yığın varken ne diye bu amacından vazgeçsin değil mi?

Peki, bu örgütün kökünü kazımak için Kandil’e bomba yağdırmak çözüm mü? Hayır… Şimdiye kadar onca hava saldırısı düzenlendi de ne oldu? Siz, evinizde otururken, dışarıda yağan yağmurdan ya da doludan etkilenir misiniz? İşte hava operasyonları da buna benziyor. Şehitlerin arkasından yeise düşen ve hiddetlenen milletimizin gönlünü ya da gazını almak için düzenlenen bu tür operasyonlarda, evet birkaç pislik öldürülüyor ama kesin çözüm getiriyor mu? Yine hayır…

Kahve köşelerinde, evlerde, muhabbet ortamlarında “Ah ben olacaktım ki nasıl çözerdim bu sorunu” deyip sorunu kendince çözen insanlarımız var ve kendilerince haklıdırlar şüphesiz ama o çözüm önerilerinin yerine getirilmesinin gerçekçi ve tutarlı yönleri olmuyor maalesef. Yani kazın ayağı öyle değil.

Peki ne yapılmalı? Çözüm nedir? Bu terör nasıl bitirilir, nasıl bu pisliklerin kökü kazınır?

Cevap: ASALA terörü nasıl bitirildiyse öyle… ASALA terörü nasıl mı bitirildi? İşte onu araştırıp nasıl olduğunu öğrenmek ve uygulamak da devlet büyüklerimize düşüyor… Okuyucular da Google’a başvurarak bu konuda bilgilenebilirler…